Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

Kur'an'dan alıyoruz ilhamı

Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

Mehmet Akif Ersoy, ne kadar dolu dolu ve özlü olarak söylemiş,
“Doğrudan doğruya Kur’ân’dan alıp ilhamı,
Asrın idrakine söyletmeliyiz İslâmı”
Kuran’ı anlayarak, üzerinde derin derin düşünerek okumak insana ayrı
bir haz, ayrı bir feyiz veriyor…
Kur’an’ın her ayetinde, kâinatı okuyorsunuz. İlimde, derinleşiyorsunuz…
Hud Suresi 7.nci ayette şöyle buyrulur  “Ve amelce hanginiz daha
güzeldir diye sizi imtihan etmek için, gökleri ve yeri altı günde
(devirde) yaratan O’dur; arşı ise (daha önce) su üstünde idi…”
Akıl ve iz’ an sahiplerine, ilim adamlarına ışık ötesi pencereler açılıyor…
Yağmur’un dünya Semasından dünya Arz’ına belli bir ölçü ile yağdığını
Kur’an bizlere haber veriyor…
Yapılan araştırmalar, ölçümler yeryüzünden bir saniyede 16 milyon ton
su buharlaşmaktadır. Bir yılda buharlaşan su miktarı 505 trilyon tona
ulaşıyor… Bu aynı zamanda, bir yılda dünyaya yağan yağmur miktarı…
Zuhruf Suresi 11.nci ayette şöyle buyrulur “Ve O(Allah) ki, gökten bir
ölçü ile su indirdi. Artık onunla ölü bir beldeye hayat verdik. İşte
(siz de kabirlerinizden) böyle çıkarılacaksınız!”
Hayatın bütün noktasında bir ışık, uyarıcı bir rehber, bir şifa
kaynağı olarak Kur’an ayetleri bizlere yol göstermektedir. İsra Suresi
82.nci ayette şöyle buyrulur; “Biz, Kur’an’dan öyle bir şey
indiriyoruz ki o, müminler için şifa ve rahmettir; zalimlerin ise
yalnızca ziyanını artırır.”
Kur’an’la, huzur buluyoruz. Kendimizi daha fazla güvende/ emniyette
hissediyoruz.  Bir ümit çağlayanına dönüşerek, sağlık ve esenlikle
hayata bakıyoruz.
Mü’minun Suresi 14. Ayette şöyle buyrulur; “Sonra o nutfeyi bir
alaka(hücre topluluğu) olarak yarattık. Sonra o alakayı bir mudga (bir
çiğnem et parçası) olarak yarattık. Sonra bu mudgayı birtakım kemikler
halinde yarattık, sonra bu kemiklere et giydirdik. Sonra onu başka bir
yaradılışla (insan olarak) meydana getirdik. İşte yaratanların en
güzeli olan Allah, ne yücedir.”
İnsan bir yolcudur… O yolculuğu, en müstesna bir şekilde bizlere
tasvir eden de, Kur’an ayetleridir…
Tarih ilmi, bizlere geçmişten haber verir.  Sebep-sonuç ilişkileri
üzerinde, ‘Tefekkür’ etmemizi ister…
Hz. Kur’an, ‘Her kavme’ ‘kendi dilleri’ ile konuşan, peygamberler
gönderildiğini haber veriyor…
İman ve aksiyon, fazilet mücadelesinin bir bayrak halinde ilk insan
Hz. Âdem (as) ile beraber başladığını ve ‘iki cihan saadeti’ Allah
Resulüne tevhit mücadelesinin istisnasız devam ettiğini bizlere büyük
bir feyizle, gönülleri nurlandıran ‘latif kıssalarla’ Yüce Kitabımız
anlatıyor…
Önümüzde,  ders alacağımız müstesna ibret levhaları, her adım
atışımızda nasihatler…
Kıyamet manzarası… Aman Allah’ım nasıl dayanılır?
Tekvir Suresi 1-14.ncü ayetler; “Güneş dürüldüğü zaman,
Ve yıldızlar döküldüğü zaman,
Ve dağlar, yürütüldüğü zaman,
Vahşi hayvanlar bir araya toplandığı zaman,
Denizler, tutuşturulduğu zaman,
Nefisler, birleştirildiği zaman,
Diri diri toprağa gömülen kıza, hangi günahtan dolayı öldürüldüğü zaman,
Sayfalar açıldığı zaman,
Gökyüzü (yerinden sökülüp) koparıldığı zaman,
Cehennem iyice alevlendirildiği zaman,
Cennet, yaklaştırıldığı zaman,
Her nefis (hayır ve şer) ne hazırlamış olduğunu bilecektir!”
Kur’an bizleri sıkça uyarıyor; “Zulmedenlere de meyletmeyin! Yoksa
ateş size dokunur! Hem sizin, Allah’dan başka hiçbir dostunuz yoktur;
sonra size yardım edilmez” (Hud, 113)
İnsan, “üç-beş damla kan, binlerce kaygı ve endişe…”
Olmuş ve olacaklar, bizlerden önce yaşamış olan milletlerin akıbeti,
Ve kıyamet manzaraları… Tek kelime kalıyor bizlere, ‘Uyanık…’ olmak,
basiretin açık olması!
Yusuf Suresi, Kuran’da ki, kıssaların en güzeli…
Yusuf Suresi 4.ncü ayette şöyle buyrulur; “Bir zaman Yusuf babasına
‘Ey babacığım! Doğrusu ben (rüyamda) on bir yıldızla güneşi ve ayı
gördüm; (hem) gördüm ki onlar bana secde eden kimselerdir’ demişti”
Bir salih rüya, içerisinden binlerce hisse alacağımız,  Hz. Yusuf’un
hayat hikâyesi…
Yusuf Suresi 7.nci ayette şöyle buyrulur; “And oldun ki Yusuf ve
kardeşlerin (in kıssasında), soranlar için (çok büyük) ibretler
vardır”
İnsan hayatının sürekli, inişli ve çıkışlı olduğunu görebiliyoruz…
Kin ve husumet rüzgârlarının, üzerimize savrulabileceğini de düşünmeliyiz!
Bizlere yakışan nedir, ‘Belaya, güzel bir sabır!’
İfrat sınırlarını aşabilecek, tertiplere karşı, ‘tahammül…’
Hakk’ın eninde ve sonunda, doğrunun yanında, ‘tecelli edeceği’ gerçeği…
Birçok haklardan mahrum olabilirsiniz, haksız yere mahkûm da olabilirsiniz,
En yakınınızda ki insanların, ‘tuzaklarına da…’ düşebilirsiniz…
Yusuf Kıssası, bizlere  ‘hayat terbiyesi verecek’ çok nezih misaller sergiliyor.
Bizlerin kayıtsız bir şekilde; Doğru ve güvenilir olmak, hak ve adalet
çizgisinden ayrılmamak,
İlim ve hikmet gibi iki önemli altın bileziğe sahip olmak, güzel ahlak
sahibi olmak,
Kötülüklerden sakınmak…
Özetle, Sahabe Meşrepli, kâmil mümin olma yolunda, gayret sahibi olmalıyız.
İnsanı, hayatı, toplumu koruma yönünde, neredeyiz sorusuna, sürekli
kendimizi, ‘muhatap’ hissetmek…
Selam ve muhabbetle

Yazarın Diğer Yazıları