Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

Kültür Sanat Musiki Evi…

Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

Bir vesileyle Sanat- Edebiyat-Musiki Camiası bir araya gelindi…
Kimler yoktu ki, ‘yüzlerde tebessüm eden eski dostlar’
Bizlere manevi bir huzuru yaşattılar dersem yeridir.
Sanat, Edebiyat, Musiki tadında güzel bir sohbet bizleri geçmişe götürdü!
Elazığ Musiki Konservatuarı Derneğinin Kuruluşundan itibaren;
Çıtasının giderek yükseldiği yıllara…
Öyle yıllar yaşandı ki, EMKD, Üsküdar Derneği ile birlikte anılır oldu!
1970’li yıllardan 2000’li yıllara;  “Şehrin Sivil Musiki Okulu!” oldu.
Şehir insanına; “kültürü, sanatı,  edebiyatı, halk bilimlerini, musikiyi sevdiren okul!”
Yıllar yılı bu şehrin, ‘ahde vefaya’ dayanan, ‘irfan ocağına’ dönüştü.
Dikkatinizi çekmek isterim, ’30 binin üzerinde insanımız musiki dersleri aldılar’
Yıllar yılı, bu şehirde; ‘huzurun, güvenin, esenliğin ana çatısı’ oldu.
1990’lı yıllardan, 2000’li yıllara; “Vali Saim Çotur İş Merkezi…”
Ulusal ve Uluslararası faaliyetlerle şehrin cazibe merkezi oluverdi…
F.H.G.Cemiyeti de, rahmetli Şeref Tan’ın başkanlığında bu çatı altındaydı…
Rahmetli Ahmet Kabaklı Hocamızın, Türk Edebiyatı Vakfı Elazığ Şubesi de bu çatı altındaydı…
Rahmetli Halil Bilginoğlu Hocamız ve mensubu olduğu derneğinde verimli sohbetler…
Dışarıdan gelen misafirlerin ilk uğrak yeri bu mekânlar oluyordu…
Bu mekânlar; rahmetli Turgut Özal’ı, Demirel’i ağırlayacaktı…
Musikimizi büyük bir zevkle dinleyecekler, övgüler yağdıracaklardı!
Elazığ Şehri, sanatın zirvelerinde dolaşıyordu…
Uluslararası Hazar Şiir Akşamları,
Türk Dünyası Hizmet Ödülleri,
Kardeş Şehirler Projeleri,
Sosyal hayatı gayet canlı üretken bir şehir fotoğrafı…
F.Ü. Uluslararası Bilgi Şölenlerinde misafirlerini bu mekânlara getiriyorlardı…
Şehrin kaynaştığı, hemhal olduğu mekânlar…
Tarihi anlam taşıyan büyük Konserler, bu mekânlarda hazırlanıyordu!
Gün gelecek, “Elazığ Devlet Klasik Türk Müziği Korosu!” kurulacaktı!
Gün gelecek,  “Üniversitemizin bünyesinde Devlet Konservatuarı!” kurulacaktı!
1999 tarihinde Elazığ Valiliği, “Notalarla Harput Musikisi” eserini bu şehre kazandıracaktı!
Musiki ve Halk Oyunları alanında, çok verimli ‘eserler birbirini takip edecekti’ 
Üzülerek ifade etmeliyim ki, günümüzde, Elazığ Saim Çotur İş Merkezi yok artık…
Musiki Konservatuarı Derneğine, ‘yeni mekânlar kazandırılması’ konusunda çok çalışıldı!
Belli sözler de alındı… Bir türlü hayata geçirilemedi…
Elazığ Devlet Klasik Türk Müziği ve Kürsübaşı Topluluğunu yakından takip ederim.
Şehrin gönül alkışlarının üzerinde olduğu sıcaklığıyla müstesna sanat ocağımız!
Bu şehirde, bizler ‘sanatın ve de sanatçının üzerinde titreriz’
Sanatı, “ilim muhiti besler!” Allah korusun, o muhit dağıldı mı ne olur?
Şehrin hayat damarlarından biri kesilmiş olur! 

İstasyon Caddesinde yer alan, “Devlet Koro Binası…” 
O mekânda o kadar çok hatıralarımız var ki?  1970’li yıllara, Lise yıllarına kadar uzanır… 
Liselerarası Bilgi Yarışmaları, münazaralar, Konserler, sahneye konulan eserler…
1970’li yıllarda, ‘bir neslin yetişmesinde…’ o mekânlar hala hafızalardadır!
“Elazığ Klasik Türk Müziği Korosu…” bu çatı altında faaliyetlerine başlayacaktı!
Her faaliyetiyle şehirle giderek bütünleşecekti… 
Gün gelecek, “Devlet Korosu Binası Yıkılacaktı!”
Şehrin hayat damarlarından biri daha koparılmıştı!
Bu şehre sevdalı olanlar, ‘mekânların dilini bilir…’ Onda, tarihi hatıralarını yaşar!
Biz diyoruz ki, ‘pandemi sonrası…’ yeni bir dönem başlasın!
Devlet Korosu Binası Yerine; “Kültür-Sanat-Musiki Evi’ni” inşa edelim!
Şehrin cazibe merkezi olabilecek şekilde, ‘gelecek nesillere’ kazandıralım!
Sn. Cumhurbaşkanımız, 2023’lerden, 2053’lerden, 2071’lerden sıklıkla bahsederler.
Rahmet mekân Ahmet Kabaklı Hocamız, “1071 Malazgirt’te, 1453 İstanbul’un fethinde,
1923 Milli Mücadeleden Cumhuriyetin İlanına…” bu milletin Alperen ruhunu görüyoruz!”
Yunus diliyle, Mevlana yüreğiyle, Hacı Bayram Veli muştusuyla asırları kucaklamak…
1980’li yıllardan itibaren bu şehir, 81 ilimizi hayran bırakacak tarihi yazdı…
Bu şehrin sevdasıyla, yüreğiyle; “gaye-ufuk şehir olmak!” 
Böyle bir iradeyi geleceğe; gelecek nesillere nasıl taşıyabiliriz!
Sayın Valimize, Belediye Başkanımıza, Rektörümüze, Basınımıza hassaten bir aksaçlı olarak çağrımızdır. Bizler, yaşımızı başımızı almış tabir yerinde ise, hayatın ‘güz mevsimini’ yaşıyoruz. 
Bütün çabamız, bütün yüreğimiz şehrin geleceği için çarpmaktadır. 
Devlet Korosu Binası Yerine; “Kültür-Sanat-Musiki Evi…” olarak inşa edelim.
Şehrin tarihine, kültürüne, örfüne, iklimine yakışır bir proje olsun…
Bu mekân gelecekte, “bir ilim, irfan, medeniyet okulu olsun!”
Cengiz Aytmatov’un bu şehir ile ilgili o kadar veciz güzel sözleri oldu ki;
“Ben Elazığ Şehrinden gelecekte uzaya gidecek bilim adamlarının olacağına inanıyorum!”
Güzel niyetlerle, salih amellerimizi birleştirelim… 
Hep birlikte can yüreğiyle, “Haydi Elazığ!” diyelim! 
Selam ve muhabbetle

Yorumlar 1
harun Yıldırım 10 Eylül 2021 16:13

Bu şehirde sizin gibi düşünen insanlar kaldımı acaba sayın hocam Elazığda yaşanan deprem pandemi derken birde siyasilerin Musıkiye karşı negatif düşünceleri derken 1975 yılında İstasyon caddesi üzerindeki musıki Okulu(Cemiyetinden) yetişen biri olarak Şehrimizin Musıki ile olan bütün birikimleri yıkılmış durumdadır.Maalesef o bahsettiğiniz musıki cemiyeti yıllarının hatıralarını anarak yaşamaktayız nerede o eski cemiyet herkes geçim derdine düşmüş .Her hafta cuma günleri serbest meşkler olurdu herkes arkadaşını sevdiği yakınını, çocuğunu, akrabasını alır musıki dinlemeye gelirdi çalınan eserlere bildiği kadar eşlik eder deşarz olur sevinç ve sevgi dolu olarak evine giderdi.Bu faaliyetleri hatırlayıp yazınca gözlerim doluyor çünkü bizler bu şehire ve kültürüne ömrümüzü verdik ama maalesef şimdi en ufak kültürel dayanışma ve faaliyet yok yetişen yok.Eski Elazığ maalesef hiç yok saygılar sunarım hocam ellerinize yüreğinize sağlık sizler bu şehrin olup biteninden haberiniz olan kişilersiniz.Ellerinize sağlık.

Yazarın Diğer Yazıları