Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

Kitaplara Dostluk Hayata Dostluk…

Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

Bir ömrümü yazı hayatına verdim!
Masamın hemen başında, ‘gazete, dergi, kitap…’ eksik olmadı!
 Şunu düşünmüşümdür, “kitaba dost olan hayata da dosttur!”
Dinimizin ilk emri, “Oku…” 
İnancımız, “İlim, Müslüman’ın yitik malı…” demiştir.
İlim ile ameli birlikte düşünürüz!
Ve hele, “İlimsiz bir hayatı…” hiçbir zaman tasavvur edemeyiz!
Kur’an bizlere, “düşünmeyi emrediyor?”
Kendi vicdanımın sesine yöneliyorum;
“Yer ile gök arasını düşünebildin mi?
Akıl ile vicdanın sesini konuşabildin mi?
Göz ile gönül yoluna taşınabildin mi?
Bilmek, marifet kitabını okumaktır!”

Hemşehrimiz, Arda Karani ’nin iki kitabı; “vuslata beş kala…” şiir kitabı
Ve “Unutulan Halife…”  Allah Resul’ünün biricik torunu, “Hz. Hasan’ın Romanı…”
Her Müslüman’ın, “Ehl-i Beyt…” üzerinde hassasiyetleri vardır.
Ehl-i Beyt sevgisi, bu milletin üzerinde ‘manevi bir zırhtır’
O sevgi, O muhabbet bizlere, “Salat ve Selamı telkin eder!”
 Ahzâb Suresi 56.ncı ayette şöyle buyrulur;
“Muhakkak ki Allah ve melekleri, o peygambere salât ederler.
Ey imân edenler! (siz de) ona salât edin ve (ona) teslimiyetle selam verin!”
Dualarımızda, yakarışlarımızda ne diyoruz;
“Selâm ve Salât Allah’ın Resul’üne, Ehl-i Beytine olsun!”
“Selâm, Salât Âl ve Ashabına olsun!”
Osmanlıca Âl ve Ashab; “aile ve arkadaşları…” anlamına gelir.
Ahzâb Suresi 57 ve 58 ayetler büyük bir dikkatle okunmalı…
“Şüphesiz ki Allah ve Resul’üne o eziyet edenler yok mu?
Allah onlara hem dünyada hem ahirette lâ’net etmiş
Ve onlar için (pek) aşağılayıcı bir azap hazırlamıştır.”
“Mü’min erkeklere ve mü’min kadınlara,
Yapmadıkları bir şeyden dolayı eziyet edenler ise
Bu takdirde gerçekten bir iftira ve apaçık bir günah yüklenmişlerdir.”
Allah bizleri her türlü iftiradan, kötü niyetlerden, asrın tuzaklarından korusun!
Selam ve Salât, “Âl ve Ashabına Olsun!” diyoruz.
Sahabe-i Kiram bizlere anlatan Ali İmran Suresi 110. Ayeti birlikte okuyalım;
“(Ey ashâb-ı Muhammed!) Siz insanlar(ın iyiliği) için (ortaya) çıkarılmış en hayırlı ümmet oldunuz;
İyiliği emreder, kötülükten men’ eder ve Allah’a iman edersiniz!
Eğer ehl-i kitap (Yahudilerle Hristiyanlar) da iman etseydi, kendileri için elbette hayırlı olurdu.
İçlerinden iman edenler vardır, ama onların çoğu (dinden çıkmış) fasıklardır”
Sahabe, Allah Resulünün sohbetlerine katılan, ‘nur halkası’ Ne mutlu onlara…
Bizlere asıl rol model; Allah Resulü (sav) Âl ve Ashabıdır!
Ali İmran Suresi 104 ayette ne buyruluyor;
“İçinizden hayra çağıran, iyiliği emredip kötülüğü meneden bir topluluk bulunsun.
İşte onlar kurtuluşa erenlerdir!”
Ahir zamana kadar, nesilden nesile o manevi ruhaniyet yaşatılmalıdır.

Allah Resulü (sav), buyuruyorlar; “Ashabım yıldızlar gibidir.
Hangisine uyarsanız hidayeti bulmuş olursunuz!” 
Tevbe Suresi 100 ayette ‘sahabenin makamına’ işaret ediliyor;
“Sabikûn’un (İslam’a olan hizmetleriyle öne geçenlerin) birincileri ola;
Muhacirler ve Ensar ile onlara güzelce tâbi’ olanlar var ya,
Allah onlardan razı olmuştur ve (onlar da) O’ndan razı olmuşlardır.
Ve (Allah) onlar için, altlarından ırmaklar akan Cennetler hazırlamıştır;
Orada ebedi olarak devamlı kalıcıdırlar. İşte büyük kurtuluş budur.” 
Hadis, “Ashâb’ımdan birine dil uzatana Cenâb-ı Hakk lânet etsin!” (Buhari)
Bizler, Sahâbe-i Kiramı; ”dinin temel taşları…” olarak görmekteyiz

Nisa Suresi 69. Ayette şöyle buyrulur;
“Kim Allah’a ve Resul’e itaat ederse, işte onla;
Allah’ın kendilerine nimet verdiği peygamberler, sıddıklar, şehitler, 
Ve salih kimselerle beraberdirler. İşte onlar, ne güzel arkadaştırlar!”
Burada işaret edilen; Allah’ın Resulü (sav), Hz. Ebubekir, Hz. Ömer, Hz. Osman,
Hz. Ali ve Ashab-ı Suffe, Bedir, Rıdvan gibi mümtaz zevata (seçkin zatlara) işaret ediliyor.
Allah Resulü (sav), “Benden sonra hilafet  -veya nübüvvet hilafeti- otuz yıldır.”
O otuz yılı bir fanusa benzetebiliriz; Hz. Ebubekir de, ‘sadakati’
Hz. Ömer’de, ‘adaleti’ Hz. Osman’da, ‘iffeti’ Hz. Ali’de, ‘İlim ve hikmet’ 
Kâinat Sofrasını, ‘ilimle, hikmetle,  adaletle, edeple, sadakatle, marifetle aydınlatmışlardır’
Otuz seneden sonra, “babadan oğula intikal etmeye başlayan saltanat dönemi…”

Anadolu insanında, müthiş bir, “ Allah Resulü ve Ehl-i Beyt Sevgisi…” vardır!
Türkiye genelinde verilen isimlerde; “Mehmet” ismi ilk sırada yer alırken (2 milyon 737 bin)
Onu, “Mustafa” ismi (2 milyon 68 bin) ve “Ahmet” ismi (1 milyon 724 bin) takip eder.
Türkiye’de kadınlarımıza en fazla verilen isim, ( 2 milyon 678 bin) ile “Fatma” 
(2 milyon 33 bin) ile “Ayşe” ismi verildiği görülür. 
İnsanımız, “Hasan ve Hüseyin” isimlerine aşinadır. O isimler Anadolu’da yaşatılır.
1000 yıl İslam’a hizmet eden bir milletin maşeri vicdanında taşıdığı;
Allah Resul’üne, Âl ve Ashabına taşıdığı mualla sevgi…
Fuzuli’nin, Nabi’nin, Fatih’in, Yavuz’un eserlerinde o edep dolu vakarı yaşarsınız!

Asıl olan da, “Hakk’a itaat” felsefesidir! “Kim Allah’a ve Resul’e itaat ederse, 
İşte onlar; Allah’ın kendilerine ni’met verdiği peygamberler, 
Sıddıklar, Şehitler ve Salih kimselerle beraberdirler. 
İşte onlar, ne güzel arkadaştırlar!”(Nisa, 69)

En’am Suresi 159 ayette de şöyle buyrulur;
 “Muhakkak ki dinlerini parçalayıp fırka fırka olanlar yok mu?
(Sen) hiçbir hususta onlardan değilsin! Onların işi ancak Allah’a aiddir;
Sonra (O), ne yapmakta olduklarını (tek tek) onlara haber verecektir.” 
Yol birdir, Hakikat birdir, gidilecek yolda birdir.
“Birlikte rahmet, ayrılıkta azap var!”
Arda Karani ’nin, ‘eserlerini okurken’ çıkış yolumuz;
Allah ve Resulünün yolu… O yol; “Kur’an ve sünnet yoludur!”
Şunu da ifade edelim, her eserde yazarının ‘iç dünyası’ gönül dünyasını okursunuz!
Bir şiirimizde şöyle diyoruz;
“Gökteki yıldızlar Sahabe yolu
Yoldaki ışıklar Kuran’dan kelam...
Nur halkası onlar, Resul(as) okulu
Dert tebessümde, çileye selam! 

Sahabe, asrın nöbetinde ‘deli’
Asrın yüzü Sahabeye, ‘hayret’
Dün, dünya taşırdı zevkle onları
Bugün, dünya insan sırtına kambur

Rağbetler mi değişti, arzular mı?
Göz nereye kayar, ışık nereye?
Gönül çeşmeleri ah, o pınarlar!
Sanki önünde her biri taş duvar!”
 

Yazarın Diğer Yazıları