Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

Kaos Kavramı

Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

Sözlükte Kaos,  “kargaşa, karışıklık, düzenli olmama hali…”
Yunanca khaos, “uçurum, dipsiz uçurum…” 
Ali Şeriati, “Okuyun, çünkü mürekkebin akmadığı yerde kan akıyor…”
En büyük düşman kimlerdir;  ‘cehalet ve yoksulluk…’
Hz. Mevlana ne diyorlar;
“Bir delil ile 40 âlimi yendim.
Ama 40 delili ile bir cahili yenemedim!”
Cehalet, toplumlar için en korkulu esarettir…
Soğuk Savaş dönemlerini gözleriniz önüne taşıyınız…
O dönemlerin en etkili silahı nedir?
“Ülkelerde kaos meydana getirmek…”
Gustave Le Bon’un kitleler psikolojisi çok önemli bir eser…
Kitlelerin öyle bir psikolojisi vardır ki,
Onda,  ‘şuur…’ aramayınız!   
Onda,  ‘akıl, his, irade, insaf, vicdan…’ aramayınız
Kitleler, ‘telkinlerle…’ bir amansız sele dönüşür…
Önünde ne varsa,  ‘kırıp, döker, yakar, yıkar…’ geçer!
Ülkelerde,  ‘kargaşayı…’ kimler ister?
Beynelmilel şer odakları…
O odaklar, istilacı ve sömürgeci küresel güçlerden başkası değildir
Bir şiirimizde ne diyoruz?
“Tuzak Olur
Toprak haki, tuz ak olur
İlim, hikmet göç etti mi?
Dağ da şaki yol da tuzak olur
Nefis cana tuzak olur”
Bir diğer dörtlüğümüzde de şöyle sesleniyoruz;
“Hâkimdir! .
Kapın çalan ha, kimdir?
Er kişinin vicdanı;
Kendisine hâkimdir”
Bütün tuzaklara karşı,  ‘bilgeler coğrafyası…’ olmalıyız.
Necip Fazıl Kısakürek ne diyorlar?
“Suratımda her suç bir ayrı imza,
Benmişim kendime en büyük ceza!
Ey dipsiz berraklık, ulvi muhakeme!
Acı, hapsettiğin sefil gölgeme!”
Kaosa karşı en büyük direnç ne olabilir?
“Bilgi toplumu olacaksınız…”
“İlim muhitine önem vereceksiniz…”
Sanatı ve sanatçıyı besleyen de, ‘ilim muhitidir’
Bediüzzaman ne diyorlar?
“Vicdanın ışığı din ilimleridir.
Aklın ışığı, fen ilimleridir.
İkisinin birleşmesiyle hakikat tecelli eder
Ayrıldıkları vakit, birincisinde taassup,
İkincisinde hile, şüphe doğar…”
Bizleri kemiren hastalık burada saklı…
Taassup kadar, hile ve şüphe de aynı minvalde toplumu kemiren hastalıklardır
İmam Efendi, “Kamil insanların yetişmelerinde en büyük engel;
Kaos (kargaşa) ortamıdır…” 
Allah Resulü, “müslüman’ın ferasetinden korkunuz!” buyuruyor
Feraset neydi;  “Anlayış, seziş, sezgi…”
Kaosa giden yolun ilk adımında, ‘aklın ölümüdür’
Sonrasında,  ‘milli şuur ve moral kaybı…’
Daha sonrasında,  ‘haysiyetsizliğin alkışlanması…’
Fatih Sultan Mehmet Han ne diyorlar;
“Aklı öldürürsen ahlak da ölür.
Akıl ve ahlak öldüğünde millet bölünür.
Kadıyı satın aldığın gün adalet ölür.
Adaleti öldürdüğün gün Devlet de ölür!”
Ne diyoruz;  “insanı yaşat ki, Devlet yaşasın!”
Burada aranılan; ‘erdemli, feraset sahibi insan…’ yetiştirmektir.
Necip Fazıl ne diyorlar;
“Ayağın taşa takıldığında ‘Allah kahretsin’ bile deme,
Dua et ki; taşa takılan bir ayağın var…”
Önümüze öyle taşlar kondu ki…
Tarihimiz boyunca da,  ‘ayağımıza o kadar taş takıldık ki…’
“Yoldaki engelleri kaldırmak, sadakadır…”
Johannes Kepler şöyle der;
“Şahsen, tek bir zeki insanın en keskin eleştirisini,
Milyonlarca kişiden oluşan akılsız bir kitlenin onayına tercih ederim.”
Bırakınız, ‘aklıselim sahibi insanlar eleştirsinler…’
Siyaset,  erdemli kişilerden oluşan aydın harekatine dönüşmelidir
Kaosa yani ‘her türlü kargaşaya karşı…’ demokrasi kültürünü yaşatacağız!
“ışığın olduğu her yerde gölgeler de vardır…”
Gölgeler, senin peşindedir…
Nefsin ve hefesinin esiri olarak yürüme…
Onların tuzaklarında, ‘terör, kargaşa denilen canavar…’
Şunu iyi bilelim ki,  ‘küresel bir canavarla…’ karşı karşıyayız
 

Yazarın Diğer Yazıları