21 Aralık 1963 günü, tarihe Kanlı Noel olarak geçecektir.
16 Ağustos 1960 tarihinde Türkiye, Yunanistan ve İngiltere’nin
garantörlüğünde kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti, Rumların adayı
Yunanlaştırma gayretleri sebebiyle yaşayamadı!
21 Aralık 1963 günü, Rumların gerçek niyetlerinin ortaya konduğu
gündür. Akritas Planı çerçevesinde başlatılan Rum saldırıları 1974
Kıbrıs Barış Harekâtına kadar, ‘soykırıma dönüşerek devam edecektir’
Akritas Planının nihai hedefi adada yaşayan bütün Türkleri, ‘ortadan
kaldırmaktır/ yok etmektir’
Makarios’ta, Enosis hedefine ulaşabilmek için Kıbrıs Cumhuriyetini
atlama tahtası olarak görür!”
24 Aralık 1963 tarihi—Kanlı Noel Olayları; Lefkoşa’daki Kumsal
bölgesinde Tabip Binbaşı Nihat İlhan’ın eşi Mürüvvet İlhan ve
çocukları Murat, Kutsi ile Hakan Rum katilleri tarafından banyo
küvetinde vahşice öldürülecekti”
Kıbrıs’ta, 1974 yılına kadar sürecek olan insanlık dışı pusular,
kanlı baskınlar, katliamlar bizleri neyi/ veya neleri anlatıyor?
“Dağlık Karabağ’da 26 Şubat 1992 Hocalı Katliamını…”
“Bosna-Hersek’te 12-18 Temmuz 1995 Srebrenitsa Katliamını…”
“Gazze Şeridinde 07 Ekim- devam eden tarihin büyük felaketini…”
Kıbrıs’ı iyi bilelim… Kıbrıs’ın Akdeniz’deki stratejik önemini daha
dikkatle düşünelim!
Tarih boyunca, “Kıbrıs Adası’nın sahipleri değiştikçe Akdeniz’in
hâkimiyeti de el değiştirmiştir!”
21 Aralık 1963 tarihi bir büyük vahşetin/ bir büyük cinayetin adı…
Allah göstermesin, düşman fırsat buldukça, bu millete şüphesiz ki,
“Gazze’yi yaşatırlar…”
21 Aralık 1963 tarihi bizleri nerelere götürecektir; “Kıbrıs’ın bir
Türk- Müslüman Adası olduğuna…” Kıbrıs’ın, Anadolu’nun bir parçası
olduğu kesin kanaatine taşıyacaktır…
İstanbul’da, Fethin nişanı nasıl ki, “Ebu Eyyûb el- Ensari” ise,
Kıbrıs’ın Fetih nişanı, Allah Resul’ünün Halası, “Ümmü Haramdır”
Kıbrıs Fatihi olarak anılan, “Lala Mustafa Paşa…” tarihlerimizle anılır!
24 Aralık 1963 tarihi… Kıbrıs’ta görev yapan Tabip Binbaşı Nihat
İlhan’ın ailesinin katledilmesi… Elâzığ Şehrimiz bu vefalı insanlara
her türlü ihtimamı gösterecek şehrin en önemli Caddesine; “Şehit
İlhanlar Caddesi” ismini vererek hatıralarını yâd edecekti.
Dahası, “Rahmetli Denktaş’ın, Nihat İlhan’ın da iştirakiyle Şehit
İlhanlar Anıtının Açılması…
Kıbrıs Tarihinde, 1963-1974 yılları kan ve gözyaşı ile anılır!
EOKA militanlarının Kıbrıs Türklerine yönelik işlediği cinayetlerin
haddi-hesabı yoktur!
20 Temmuz 1974 Kıbrıs Barış Harekâtındaki asıl hedef Türk halkının
güvenliği ve emniyetinin sağlanmasıdır…
Şunu da hemen ifade edelim, “1699 tarihinden sonra sürekli toprak
kaybettik, kan kaybettik, tarihin en acılı göçleri yaşandı… 1974
tarihine gelindiğinde artık bu millet tarihi bir zaferle yeni ve
önemli bir sayfa açacaktır…”
Kıbrıs’ın yönetimi İngiltere’ye (4 Haziran 1878) tarihinde
bırakılacaktı… Tarih tekrar bu milletin yüzünü güldürecek şekilde
tecelli edecekti.
Kıbrıs için bizler ne diyorduk; “Asrın Çanakkale’si, Akdeniz’in
kalesi, Türk’ün gonca lalesi…”
Şunu gayet iyi biliyoruz, Kıbrıs’ta, Denktaş ve arkadaşlarının verdiği
tarihi mücadele, “Anadolu’da Kuvayı Milliye Harekâtından örnek
alınacaktır!”
Kıbrıs Barış Harekâtının üzerinden yarım asır geçmiş bulunuyor…
Yarım asır boyunca Kıbrıs Adasında ne vardır; “Barış, Huzur ve Güven…”
Kıbrıs Barış Harekâtı olmasaydı, “Gazze’de olduğu gibi…” ENOSİS
tarafından büyük bir felaket yaşanacaktı!
ABD Başkanı’nın 5 Haziran 1964 tarihli iltifattan tamamen uzak, o kaba
ve taassup kokan, “Johnson Mektubu” unutulmadı! AB’nin, “Kıbrıs
dayatmaları…” da unutulmadı!
Ve günümüzde, Gazze’de, “ABD’nin ve AB Ülkelerinin Müslüman kanının
dökülmesine nasıl göz yumduğu aşikâr!”
İnebahtı bozgununda Sokullu Mehmet Paşa’nın verdiği cevap müthiştir;
“Onlar bizim gemilerimizi yakmakla sakalımızı tıraş etmişler. Biz
onlardan Kıbrıs’ı almakla kollarını kesmişiz. Tıraş edilen sakal bir
daha ve daha gür olarak yerine gelir, ama kesilen bir kol bir daha
yerine gelmez!”
Elbette gönül coğrafyamızı bir bütün halinde düşüneceğiz. Tehditlere
izin vermeyeceğiz… Daha da önemlisi birlikte strateji geliştireceğiz.
Türkiye ve Azerbaycan’ın birlikte geliştirdiği strateji, “Dağlık
Karabağ’ı 30 yıl süren işgalden kurtarmıştır…”
Kıbrıs Adası coğrafi olarak düşünürsek; “Türkiye’ye 65 km, İsrail’e
267 km, Mısır’a 418 km, Yunanistan’a 965 km uzaklıktadır…”
Kıbrıs tarihi boyunca da hiçbir zaman, “Rum Adası…” olmamıştır.
Türkiye, Filistin’de de, ‘garantör devlet…’ olmak istiyor. Türkiye,
“11 Şubat 1959 tarihinde Zürih ve Londra Antlaşmalarıyla Kıbrıs’a
müdahale yetkisini kazanacaktı!”
Türkiye’nin, Filistin’in geleceği için teklifinde ne vardır; “İki
devletli bir çözümü…” ısrarla istiyor.
Barışa katkıda bulunmak, ‘insanlık görevidir…’
Milli Mücadele Tarihi iyi okunursa, insanlık tarihinin de ondan aldığı
dersler vardır;
O ders nedir, “Esir Milletlere Hürriyet…”
Doğu Türkistan’da bir insanlık ayıbı/ veya dramı yaşanmaktadır…
Filistin’de, tarihin en büyük katliamı/ büyük felaket insanlığın
gözünün içerisine baka baka yaşanmaktadır…
21 Aralık 1963 tarihi—Kanlı Noel Olayları… Hiçbiri unutulmaz… İnsanlık
ayıbı bir büyük kara leke olarak alınlarında kalacaktır…
Hiçbir zulümde payidar değildir… Zalimler, insanlık tarihinde aynı
akıbeti yaşamadan ölmemiştir!
Elazığ insanıyla, tarihiyle, kültürüyle, kimliğiyle vefalı bir şehir…
24 Aralık 2008 tarihinde, Kıbrıs Şehitleri Ve Şehit İlhanlar Anısını
tarihi bir tören ve abideyle yâd edecektir.
1963 yılının o soğuk kış günlerinde; vahşetin ölüm kokan bir kâbusa
döndüğü, merhametsizliğin kaskatı kesildiği, güneşin yüzünün bile
karardığı bir güne, Şehitlerin kaldırıldığı gün, bundan 45 yıl önce,
Elazığ topyekûn ayakta! Bu diyar diyoruz, edep dairesinde pervane gibi
dönen, Mevlana meşrepli şehrin üzerinde matem rüzgârları esiyor! Dr.
Nihat İlhan'ın acıları bir avaza çığlığa dönüşmüştü. O çığlıkta,
merhametin abideleştiği bir yüz ifadesinden dökülen seste, “vatan sağ
olsun” sedasında bütün yürekler yıkanacaktır
16 Yıl önce, bugün Şehit İlhanlardayız… Rahmetli Rauf Denktaş’ta,
Nihat İlhan Paşa’da, Elâzığ Şehit İlhanlar Anıtının açılışındalar. 24
Aralık 2008 Çarşamba günü Elâzığ tarihinin en sıcak bir iklimiyle güne
uyanıyordu. O gün, bu şehrin en aziz hatırası, en veciz ibarelerle
nakışlı abidesi, “Kıbrıs Şehitleri ve Şehit İlhanlar Anıtı” Bir gül
bahçesi misalinde açılıyordu… Şehir insanı asıl kahramanlarıyla
birlikteydiler. Evet, Anadolu'nun şu civan parene şehrine; Tarihin
kendi nefsinde birleyen, derleyen,
Gönüllere hükmeden aziz diyarına bir yürek insan geliyordu. Kıbrıs’ın
tarihi mahşeri alın yazısına dönen kahraman bir yüz/ bir sima geliyor,
KKTC Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş!
Denktaş’la birlikte kimler hafızalara taşınmayacak ki, Kıbrıs’ın
serüveni bir daha gözler önünden su gibi akıp gidecek! 1974
Temmuz’unda Nihat İlhan Paşa’ya gelen mektup belki de, yakın
tarihimizde hafızalarda en canlı tutulacak ifadelerle doluydu; “Nihat
İlhan Paşa’ya, gelen mektubun içinde bir de fotoğraf bulunuyordu...
Mektup, 'Sevgili Kardeşim Nihat' diye başlıyordu. Mektubu gönderen
ise Kıbrıs çıkartmasında bulunan ünlü komutanlardan hemşehrimiz
Bedreddin Demirel'di. Sn Demirel mektubunda özetle, “Şehitlerin
kanlarının yerde kalmadığını, Kıbrıs Türkü'nün esaretten kurtulduğunu
bildiriyordu...” Zulüm elbet, gün gelecek kendi ateşiyle, kendi
sarayını yakacaktı!
Sözümü nereye getireceğim, aman ha; bundan sonra ne Kıbrıs
politikalarında ve ne de Suriye politikalarında, ‘zerre miskal yanlış
yapmamaya gayret sarf edelim’
Kanlı Noel üzerinden 61 yıl geçmiş… Bu millet hala o acıların
sıcaklığında gözyaşlarını dökmektedir.