Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

İnsan Fani

Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

Gök mavi, toprak haki, insan fani
Göz ala, sevgi bala, yürek hani
Yoğrulur dünya derdiyle her can
Sevinci ders, kederi ibret yani

KIRK YIL ÖNCE 
Kırk yıl önce aynı mı, Gazi Caddesi?
Göremedim, gönül kokan gözleri!
Kaldırımlar, çekilmiş perdesi
Ah! Dostların iffet kokan sözleri

ARILAR MİSALİ
Gün aydınlıktır, ‘arılar misali’
Rızık için yayılır, yeryüzüne
Bedri, meyve veren ağaç visali
Huzurla tebessüm düşer yüzüne

GÖKKUŞAĞI BENİM
Güzün savrulan, yaprakları benim
Yağmur düşmemiş toprakları benim
Ararım, rahmet bulutları gökte
Gönül çelengi, gökkuşağı benim

SEHER VAKTİNE
Seher vaktine uyanık olmayan
Gözyaşları bulut bulut dolmayan
Yâ Hâk sedasıyla hıçkırmayan
Yürekler titresin, merhamet Yâ Hû

FARKINDA MISIN?
Ağladım bu sabah, farkında mısın?
Kızıl akşamların, çarkında mısın?
Döner dolap dökülür günahlarım;
Su değirmeninin harkında mısın?
İşte orda, gözyaşlarındayım!


GÖRGÜ KURAL
Çocuk aileden almalı görgü
Akılda, edeple kalmalı sorgu
Sual etmeli, hayatı görerek;
Kâinat sofrası, bir büyük sergi

MAHKEME NE ZAMAN
Avukat Beyim, mahkeme ne zaman
Avuturum kendimi zaman zaman
Bu dünyada masumdan, mazlumdan yana;
Asıl, Mahkeme-i Kübra yaman

GÖÇER ÖMÜR
İki nefes arası, koşar ömür
Bahara nişan düşer, açar tomur
Zamana dokunur, yürek çelengi
Yol ver dağlar, sırrına göçer ömür


CUMA’DAN CUMA’YA
Cumadan cumaya, bayram sevinci,
O sevinçle güne uyanır gönlüm
Dua, hayatın uhrevi kazancı;
Manevi iksirle, donatır gönlüm

HARSI ALIN
Medeniyet içinden harsı alın 
Sadece enkaz kalır, himayesiz!  
Asrımız adalet çehresine bakın 
Kuvvete esir düşmüş, çaresiz… 

AFETİN OLUR
Zamana ve mevkiine gösterilen iltifat;
Gün gelir, ‘afetin...’ olur! 

NASIL YÂR OLUR
Aklı kendisine yar olmayanlar 
Başkalarına, nasıl yar olsun ki? . 
Kendi gönlünce huzur bulmayanlar; 
Başkalarına, nasıl huzur versin ki?

ANNEMİN GÖZYAŞLARI
Annemin gözyaşları, yanaklarımda pınar 
Sana, ‘bir of’ demeyi Cenâb-ı Allah kınar 
Geceler hep hasrettir, uykuya kollarında; 
‘Çocuktur gözlerinde’ sevgiyle hasret diner

SES VER MAVERADAN
İçersen iç şarabı, gam ehlinden 
Yayılsın rayihası, say yelinden 
Nazar eyle sen gönül dünyasına; 
Ses versin maveradan, bam telinden

GÖZYAŞI MI OLACAK
Ağrı dağı, ağrıyan başım mı olacak 
Fırat ve Dicle Suyu, gözyaşı mı olacak 
Merhamet dilencisi, ha gaflet uykusu; 
Heyhat! Zehirle pişmiş aşım mı olacak! 

Yazarın Diğer Yazıları