Her şeye, ‘iğneden ipliğe zam’
Keder yok, ‘gemi yüzüyor ya…’ ne gam!
Tartı da, ölçü; ‘kilo değil, gram…’
“Ayağını yorganına göre uzat!”
Daha ne diyecekler, ‘tabağı küçült’
Biraz daha, ‘kanaat sahibi…’ ol!
Mideni, “aburla, cuburla doldurma!”
23 Kasım 2021 gününe “Kara Salı…” diyelim mi?
Sinirlerin en fazla gerildiği gündü!
Bir anda neler oluyordu?
Her şey tepetakla gidiyordu!
“Dolar uçuyordu!” Altın hakeza öyle…
Birkaç gün içerisinde, ‘olanlar oluyordu’
25 Kasım 2021’de, emekli maaşını aldım!
Dolar karşısında, altın karşısında, ‘maaşımız eriyordu’
Alım gücümüz giderek düşüyordu!
Piyasalar bir anda, ‘allak bullak oluyordu’
Dolmuşa biniyorsunuz, ‘zam…’
Ekmek alıyorsunuz, ‘zam…’
Eliniz neye uzanıyorsa; “ZAM…”
Bizler, bu dönemleri yaşadık mı, ‘evet’
Acaba, geçmişte sıkıntılardan ne kadar dersler çıkardık?
Bir hasletimiz var, ‘geçmişe karşı unutkan…’
Belki en vahimi, ‘sorgulamayan…’ bir toplumuz!
Eğitimde de, Sağlıkta da, Ticarette de, Siyasette de…
Bu sancı ne zamanlar başladı; “1980’lerden sonra…”
Kırsal kesimlerden şehirlere olan göçü yönetemedik!
Bizi ‘tarım da endüstrileşme hareketini…’ sağlıklı şekilde başlatamadık!
Bilimsel projeler vardı, “Tarım veya Köykentleri…”
Eğitimdeki yapılanma ile birlikte bütün bunlar yapılabilirdi!
Hani Türkiye, “kendi kendisine yeten yedi ülkeden biriydi!”
Hani Türkiye, “150 milyon nüfusu besleyebilen bir potansiyele sahipti!”
Yılların getirdiği o kadar büyük veballer var ki?
O vebal, ‘eğitimle birlikte başlıyor’
Söylerim sizlere, eğitimde; “5 + 3 + 3…” niye terk ettik?
Geçmiş yıllarda, “Meslek Liseleri üzerinde oynanan oyunlar…”
1980 sonrası, ‘köyleri boşalttık…’
Düşünelim 1970’lerde, Ağın İlçesinin nüfusu; “7 bin 500 civarında…”
Hemen yanı başında, Arapgir İlçesinin nüfusu, “24 binlerde…”
2020 yılında Ağın İlçesinin Toplam nüfusu, 2 bin 558…
2020 yılında Arapgir İlçesinin Toplam nüfusu, 10 bin 28…
Düşünelim, “köylerin terk edilmesi ne demektir; ÜRETİMİN TERK EDİLMESİDİR…
Bizler, millet olarak; ‘çıkış yollarını…’ arayacağız!
Bu nasıl olur derseniz; ‘ortak akıllar…’
Siyasette, ‘ortak bir irade de buluşacak…’
Özellikle de, ‘aydınlarımıza büyük görevler düşüyor…
Siyasi irade, “tenkitlere de tekliflere de açık olacak!”
Bunun adına, “ekonomik savaş…” deniliyorsa, ‘Milli Mücadele Ruhunu’ hatırlayalım!
Bir şey söyleyeyim mi, “o ruh, elindeki kazanımları…” şöyle veya böyle satmazdı!
O ruh, ‘milli bakış açısını…’ değiştirmezdi!
O ruhun en büyük mücadelesi, “dışa bağımlılığı azaltırdı…”
O ruh, ‘israf kapılarına da müdahale ederdi’
ŞEHİR PAHALI
Bedri, şehir zor, hayat pahalı
Emeğin peşinde koşar ahali
Tırnağıyla kazır, taşı toprağı
Ahilik ruhuyla korur ahvali
GÖRDÜN ALAMETİ
Dün tohum attın, gördün alameti
“Hayır iste, göresin selameti”
Sefihler hazırlarmış sefaleti!
Sözümüz, “neye niyet neye kısmet”
Gafilce bahane, ‘hayata küsmek’
SOFRAMA GÖZ DİKME
Dikme gözünü soframa, Ey bedbaht
Pazar Yolunda, sükûtum bozuldu
‘Bu nimet hakkı için ederim aht;’
Sabrın, sükûtun gözü kara oldu!