İçeride ve dışarıda sıkıntılı bir süreçten geçmekteyiz.
Siyasi iktidarlar, ‘içeride güçlü olmanın…’ politikalarını oluşturmalıdır.
Allah Resul’ü (sav) buyuruyorlar, “Fakirlik nerdeyse küfür olacaktı.
Haset neredeyse kaderin önüne geçecekti!”
Bütün çabamızı, bütün enerjimizi, ‘yoksulu ayağa kaldırmak için…’ olacaktır!
Siyasi taassup o kadar kötü ki!
O taassupta benlik/ enaniyet var.
O taassupta farkında olmadan, ‘haseti…’ büyültürsünüz.
Hadis, “İman etmedikçe cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe de
iman etmiş olmazsınız. Size, yaptığınız takdirde birbirinizi
seveceğiniz bir iş göstereyim mi? Aranızda selâmı yayın!”
Selâmda, ‘rahmet’ vardır. Selâm, ’kalpleri yumuşatır’ Selâm, ‘bir ve
beraber olma şuurunu’ insanımıza yerleştirir.
Mü’minlerin özelliği nedir? Şefkatte, merhamette, hayırda, iyilikte
ihlasla birbirlerine sımsıkı bağlı oluşlarıdır. Birbirlerine sımsıkı
kenetlenmeleridir.
Hadiste ne buyruluyor, “Birbirinizden nefret etmeyin, birbirinize
haset etmeyin, birbirinize sırt çevirmeyin. Ey Allah’ı kulları, kardeş
olun. Bir Müslüman’ın din kardeşiyle üç günden fazla küs durması helâl
olmaz!”
Başımıza gelen belalar, musibetler, felaketler, fiziki ve beşeri
afetler bizim imtihanımızdır.
Soru şu, ‘içeride birbirimizle ne kadar kenetlenebiliyoruz?’
Zor ve sıkıntılı anlarda/ veya durumlarda, ‘taşın altına elimizi ne
kadar koyabiliyoruz’
Kur’an bizlere sorumluluklarımızı belirtiyor/ bizlere ufuk çiziyor/
yol gösteriyor.
Tevbe Suresi 71.nci ayette şöyle buyrulur?
“Mümin erkeklerle, mümin kadınlarda birbirlerinin velileridir. Onlar
iyiliği emreder, kötülükten alıkoyarlar, namazı dosdoğru kılarlar,
zekâtı verirler, Allah’a ve Resulüne itaat ederler. İşte onlara Allah
rahmet edecektir. Şüphesiz Allah azizdir, hikmet sahibidir.”
Yanlışımı, hatamı veya kusurlarımı yüzüme söyleyen benim hakiki
dostumdur. Şu hayat yolculuğu bizlere öyle şeyler öğretti ki, bizlerin
görevi/ veya sorumlulukları sadece, ‘sadece sözle değil…’ özümüzle
birlikte yaşayacağız. Kalbi ve hasbi bir davranışın erdemli duruşunu
göstereceğiz.
Yusuf Has Hacip, Kutadgu Bilig isimli eserinde ne diyorlar; “Devlet
yönetimindeki kişiler bilgili olmalıdır. Ayrıca kamu yönetimiyle
ilgili sorunlarda birbirine danışmalıdır. Siyasi kuralların ve
kurumların meşruiyeti için adalet ve akıl esastır. İdeal bir devlet
yönetiminde hoşgörü, iyilik, doğruluk, eşitlik gibi erdemler
üstündür.”
İçeride güçlü olmanın en önemli şartı, ‘insanımın moral değerlerinin
yüksek olmasıdır’ Huzur ve güven içerisinde hayata büyük bir idealle
bakmasıdır. İnancımız, “komşusu aç iken tok yatan bizden değildir!”
Mükemmel bir din budur, işte…
Bakara Suresi 286.ncı ayette şöyle buyrulur; “Çünkü Allah bizim için
kolaylık ister, zorluk istemez.”
Hadis, “Kolaylaştırınız, zorlaştırmayın. Müjdeleyin, nefret ettirmeyin.”
Bu dinin en güzel bir tarafı da, ‘tebessümün sadaka oluşudur’ Somurtan
bir yüz istenmiyor. İçinize sıcaklık veren bir duruş sergilemeniz, zor
olmasa gerek!
Bütün gözler Gazze’de değil mi? Ve dahası, ‘giderek artan suikastlarda…’
Haşr Suresi 14.ncü ayette şöyle buyrulur, “Onlar (Yahudiler,
münafıklar) toplu bir halde size karşı savaşamazlar; ancak tahkim
edilmiş yerlerde, yahud duvarlar (siperler) arkasından savaşırlar.
Aralarında çarpışmaları ise şiddetlidir. (Ey Resulüm), sen onları
toplu sanırsın, hâlbuki kalpleri dağınıktır; bu onların akılları ermez
bir kavim olmalarındandır.”
Dün Hayber Kalesi vardı! Günümüzde ise, “Demir Kubbe” Demir Kubbe,
“İsrail’in taşınabilir savunma sistemi…” O duvarlar, dün yıkıldığı
gibi günümüzde de, ‘Yıkılarak yok olacaklardır’
Soğuk Savaş Yıllarının hafızalarda bıraktığı, “Berlin Duvarı…”
akıbeti, yerle bir oldu!
Zulüm, onu besleyen sistemiyle birlikte yok olmaya mahkûmdur. Zulüm,
insanlık tarihinde ‘saraylarıyla birlikte yok olmuştur’ Yok olmaya da
mahkûmdur.
Türkiye, bölgesinde ne kadar güçlenirse, ‘bölgenin barışına da o
nispette güç katmış olacaktır’
Her bakımdan, ‘siyasi, iktisadi, sosyal ve kültürel alanlarda…’
düşmanlarımızı caydıracak bir güç motivasyonuna sahip olmalıyız. Daha
dikkatli, daha fazla, daha istikrarlı bir şekilde çalışacağız…
Bu ülkede öncelikle, ‘yoksulluk ve cehaleti…’ birlikte yok edeceğiz.
Zayıfın, mazlumun yanında, ‘adaleti daha güçlü kılacağız’ Selâm ve
Muhabbetle…
