Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

Hepiniz Çobansınız!

Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

‘Herkes kendi sürüsünden sorumludur’ ilahi ikazı!
“İnsan başıboş yaratılmamıştır…” 
Ve insana yönelmeyen her sistemin iflas ettiği gerçeği!
Tahrim Suresi 6 ayette şöyle buyrulur
 “Ey iman edenler! Kendinizi ve çoluk çocuğunuzu cehennem ateşinden koruyun. 
Onun yakıtı insanlar ve taşlardır.” (Tahrim, 6)
Sorumluluğun ilk merdiveninde, “Aile…” vardır!
Bu ayette, ‘emir…’ ve ‘ikaz…’ birlikte anılır!
Hadis, “Hepiniz çobansınız ve hepiniz sürünüzden mes’ulsünüz. 
İmam çobandır ve sürüsünden mes’uldür. 
Erkek ailesinin çobanıdır ve sürüsünden mes’uldür. 
Kadın, kocasının evinde çobandır, o da sürüsünden mes’uldür. 
Hizmetçi, efendisisin malından sorumludur ve sürüsünden mes’uldür”
Merhale merhale sorumluluklar/ veya diğer adıyla, mes’uliyet!
İki yakamızdan tutmuş!
Bir şiirimizde ne diyoruz;
“Her cemaat emirinden sual edilecek' 
Mahkeme-i Kübra olunur, hesap vermek mesele ” 
Sorumluluklar, omuzlarımıza ‘vebal yüklemiş’
Çetin mi çetin bir vebal var ki, ‘kul hakkı…’
O hak, ‘mazlumun, yetimin, yolda kalmışın…’
Kimsesizin, garibanın velhasıl bilumumun hakkı…
Bir başka dörtlüğümüzde ise şöyle diyoruz;
“Tuzak Olur!
 Toprak hâki, tuz ak olur
 Huzur/Güven göç etti mi?
 Dağda şaki, yolda tuzak olur!.”
“İlim hikmet göç etti mi,?
Nefis cana tuzak olur”
***    
TEKLİFİMİZ, YEREL BASIN KURULTAYI!
1931 tarihinde, “Basın Yasası” kabul edilir!
1933 tarihinde, “Matbuat Umum Müdürlüğü” kurulur!
25 Mayıs 1935 tarihinde ilk, “Basın Kurultayı” yapılır!
İkinci Basın Kurultayı, 41 yıl sonra; 1976 tarihinde yapılır!
Sonrasında;  Anadolu Basını için,
‘Durağan bir dönem…’ başlayacaktır!
Bizler, Anadolu Basınına;  “Gazi Basını…” deriz…
Milli Mücadele Yıllarında; “Kalem” ve “Süngü” yol arkadaşıdır!
Anadolu Basınını önemserim…
Onun, çok daha iyi yerlerde olması gerektiğine inanırım!
Ne hazindir ki ‘yerel basınımızda tarihi ihmal…’ devam ediyor!
Lütfediniz, gelişmiş ülkelere bir bakınız;
“Yerel Basın…” çok güçlüdür!
Özellikle, ‘demokrasi kültüründen’ bahsederiz!
Yerel Basın, o kültürün tabir yerinde ise, “yakıtıdır!”
Bütün mesleklerin, ‘Odası…’ vardır!
Sadece, ‘gazetecilerin…’ odası yoktur!
Sebeplerini burada, tartışacak değilim…
Elazığ’da, baskı sayıları, 10 binlerle ifade edebileceğimiz;
Gazetelerimiz olsun, derim!
O zaman, sosyal anlamda nasıl bir değişim olacaktır?
Avrupa bunu, 1700’lü yıllarda yaşadı…
Mutlaka, ama mutlaka;
“3.  Yerel Basın Kurultayı”  için haydi Elazığ diyorum!
Ve buna, ev sahipliğini de bizler yapalım…
**.
BASIN MÜZESİ!
Basın Müzesi ile ilgili yazı arşivime şöyle bir bakıyorum.
“01 Nisan 2014 tarihinde kaleme almışız…”
Bundan 7 yıl önce Basın Müzesi ile ilgili yazımızda neler söylemişiz;
“Sıklıkla vurgularım;
Elazığ’ın, çok köklü bir basın tarihi var!
1860’lı yıllarda, Harput’ta ilk “Vilayet Matbaası” kurulur!
1883 tarihinde, günümüzden 131 yıl önce;
 İlk Gazete; “Mamurat’ül Aziz” çıkarılır!
Sizler, bu şehrin tarihini nasıl yazacaksınız?
İlk kaynak eser, ‘gazetelerdir…’
Turan Gazetesi, ilk sayısı; 1 Mayıs 1930 tarihinde çıkarılır!
Turan Gazetesi, neredeyse, Cumhuriyetle yaşıt!
130 yılı bizler, bu millete nasıl takdim edeceğiz;
Tabiatıyla, “Basın Müzesiyle…”
Bir bakıma, “Basın ve Değişen Teknoloji…” fotoğrafıyla da buluşacağız!
Elazığ Belediye Başkanı Basın Müzesini kapılarını bu şehre araladı
Teşekkürler Sayın Başkanım…
Covid-19 Belası… Bizleri evlerimize hapsetti!
Sosyal hayatı neredeyse bütünüyle kilitledi!
Elbette, bu şehir insanıyla geleceğe ‘uygulanabilir projelerle’ yürüyecek!
Elazığ Şehri tabir yerinde ise, “Doğu’nun Bab-ı Ali’sidir!”
TV’de, Radyoda, Yazılı Basında, Dijital Basında nitelikli arkadaşlarımız bulunuyor!
Mevcut imkanları daha da zenginleştirelim…
***            
EMEKLİ ALBAY MERHUM TAHİR ALKAN’I YADEDERKEN!
O bir çevreciydi! O bir Elazığ aşığıydı…
Her sohbetimizde vurguladıkları sımsıcak duygular…
Daha, ‘yeşil’ daha,  ‘temiz’ daha,  ‘bakımlı’ 
Daha,  ‘yaşanabilir’ bir Kent!
Merhum, Emekli Albay Tahir Alkan ile sohbetlerimizde,
 İlk vurgu yaptığı konu, “Şehir Ormanı…”
1974 yılında hizmete giren Keban Baraj Gölü’nün ağaçlandırılması…
Tahir Alkan yapılacak bir ağaçlandırma çalışmasında;
“Ceviz, Badem ve Dut Ağaçlarının…” ekonomik olarak da,  
Özellikle, ‘tercih edilmesini’ istiyorlardı!
Ve Alkan’ın bir önemli teklifi de,
Eski Hükümet Konağı Çevresi Hakkında…
Alkan Bizlere, Vali Yusuf Yakupoğlu Döneminde;
 Hükümet Konağı Çevresinin, “Çiçek Bahçesini…” andırdığını hatırlatıyorlar!
Ve ekliyorlar; Eski Hükümet Konağının dört bir yanına;
“Çınar Ağacı…” dikilsin!
Çınar Ağacı, bizim kültürümüzde yer almaktadır.
Yıllarca Şehrin gündeminde;
“Şorşor Deresinin Islahı…” yer almıştı!
Bu konuda önemli mesafeler de alındı!
Ankara’da, “Dikmen Vadisini…” bilirsiniz!
O vadinin Islahı ve şu andaki durumu;
Ankara’nın, ‘yüzgörümlüğü…’  olmuştur!
Şorşor Deresinin Islahı ile birlikte;
Burada yürütülecek, ‘yeşil kuşak projesi…’
Şehir insanını o yaz aylarının bunaltıcı sıcaklarında;
Buralara taşıyacaktır!
Şehircilikte, ‘yeşil alanlarla…’ ilgili standartlar var!
Elazığ’ın hedefinde, ‘evrensel standartlar’ olmalı
 

Yazarın Diğer Yazıları