Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

Hayat Mısralara Sığar mı?

Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

GÖK MAVİSİ
Gök mavisi gözlerinden okunur
Tarih yazana destanın hikâyesi
Gül sarısı sözleriyle dokunur
Bozkır Anadolu’nun hikâyesi

SEFERBERLİK BİL
Her günü kendine seferberlik bil
Yufka yürekli olmayı erlik bil
Toprak sevgi tohumuyla yeşersin
Yeşersin sevgi, özünde dirlik bil

GÜL TADINDA
Her günümüz, Cuma tadında olsun
Her işimiz, ihlas tadında olsun
Gönlünü ferah tut, hayat dersinde;
Sözün, sukutun gül tadında olsun

BİZDE TARİH BİLİRİZ
Tarih okuduk, geçmişi biliriz
Geçmişten dersler, ibretler alırız
Ecdat hatıraların yıkılırken
Kendimizle, yalnız öksüz kalırız

SÖZÜM YUNAN’A
Sözüm Yunan’a, azıttı yine
Türk düşmanlığı ruhuna işlemiş
Aklını, başını kazıttı yine
Ders almaz tarihten, zafer düşlemiş!
Düşlerle üç-beş akçeye satılır yine

BİLİR MİSİN?
Bilir misin, Halep’e ağıt yaktım
Menbiç’te, Belek Gazi şehadeti
Dokuz asır aynı şuurla aktım
Süleyman Şahla, vatan emaneti
Suriye’ye gönül gözüyle baktım;
Pusularda, yaşamış ihaneti..

ELAZIĞ İÇİN
Kırk yıl boyunca yazdık, usanmadık
Zanla, hasetle kimseyi anmadık!
Elazığ sevdası, yürekten taştı,
Bir nehir misali çağladık, dinmedik

HARPUT ANILINCA
İslam âleminin vuslat şehriydin!
Gazi Belekle, Türklük sende taçlandı
Ahmet Yesevi’nin akan nehriydin
,Pir-i Türkistanî, sende taçlandı

ANKARA’NIN BAŞKENT OLUŞU
On üç Ekim bin dokuz yüz yirmi üç
Bozkır Anadolu’nun, yüzakında
Coğrafyama candır, yüreğine güç!
Kutlu müjde, Velilere sır saklında;
Ta, Malazgirt’ten Kocatepe’ye…

İNSAN ARILAR MİSALİ
Gün aydınlıktır, arılar misali
Rızık için yayılır, yeryüzüne
Meyve veren ağaç olmak, visali
Huzurla tebessüm düşer, yüzüne…

GÖKKUŞAĞI BENİM
Güzün savrulan yaprakları benim
Yağmur düşmemiş toprakları benim,
Ararım rahmet bulutları gökte;
Gönül çelengi, gökkuşağı benim

FARKINDA MISIN?
Ağladım bu sabah, farkında mısın?
Kızıl akşamların, çarkında mısın?
Döner, dolap dökülür günahlarım;
Su değirmeninin harkında mısın?
İşte, orada gözyaşlarındayım…

AYNI MI?
Kırk yıl önce aynı mı, Gazi Caddesi?
Göremedim, gönül kokan gözleri!
Kaldırımlar, çekilmiş perdesi
Ah! Dostların, iffet kokan sözleri

ÇOCUKLAR AĞLAR
Çocuklar ağlarmış, hasret çığlığı
Ne top, ne oyuncak, sevgi açlığı
Anne kadar, baba kadar kolları;
Sarmaz, şefkatin verdiği hisliği

GÜL KOKULARI
Bu dünyanın güzü var, baharı var
Baharında, ılık rüzgârlar eser
Gündüzün gecesi var, seheri var
Seherinde, gül kokuları eser
Gül kokularında cennet muştusu…

KİBİR YANGINI
Binalar yükselir, kibir yangını!
Alev almış, şehrin dört bir yanını…
Ruhumun feryadı, muzdarip insan;
Arar bu dünyada, gönül dengini…

İLACI VAR
Her derdin bir devası, ilacı var
Sabır yükle derdine, utacı var
Zaman ki, alevden köpük misali;
Canlara ızdırap veren acı var
 

Yazarın Diğer Yazıları