Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

HABER VE BİLGİ KİRLENMESİ!

Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

Günümüzde, ‘Bilgi kirliliğinden…’ sıklıkla söz ederiz!

Okuduğumuz haber karşısında, Acaba! Öyle mi deme lüzumunu hissederiz…

Ayet, “Ey iman edenler! Eğer fasık (yalancı, günahkâr) bir kimse size bir haber getirirse,

Önce (onun doğruluğunu) iyice araştırın ki,

Bilmeyerek bir topluluğa sataşırsınız da (bu hareketiniz doğru olmadığından)

Yaptığınıza pişman olan kimseler olursunuz” (Hucurat, 6)

Her halükarda, ‘haberin teyidi…’

Haberin kaynağına giderek elde edilmelidir!

‘Soğuk Savaş…’ ‘Beyin Yıkama…’

‘Kitleler Psikolojisi…’ gibi kavramlar,

Ve o kavramların,  ‘Nasıl bir silah olduğu da…’

Hafızaları gayet diri ve uyanık tutmalıdır!

 

MÜ’MİNLER ANCAK KARDEŞTİR!

Bunu bir fani olarak biz söylemiyoruz; Kur’an söylüyor.

Ayet, “Mü’minler ancak kardeştirler;

Öyle ise o iki kardeşinizin arasını düzeltin

Ve Allah’dan sakının ki merhamet olunasınız!” (Hucurat, 10)

Hadis, “Mü’minin Mü ‘mine karşı nispeti, kurşunla örülmüş duvar gibidir.

Birbirlerine destek verirler.”

Hz. Mevlana ne diyorlar, “Nefis firavundur. Sakın doyurma. Başına kral kesilir.”

Günümüzde var olan kavganın adına, ‘nefis kavgası…’ diyoruz!

O kavgayı tetikleyenler ise, nefrete dönüşen ihtiraslar!

Kötülüyü besleyen öfkeler!

Gözleri kör eden,

Basireti bağlayan, ‘gurur ve kibir…’

Hadis, “Kalbinde zerre kadar kibir bulunan cennete giremez”

Günümüzdeki vahim tablo bizlere, “Edep Yahu!” dedirtiyor…

Gönül coğrafyamıza bakıyorum da,

Akif’in yaşadığı asırla, ‘günümüz…’

Giderek birbiriyle, ‘benzerleşmeye…’ başlamış!

Ne diyor şair;

“Irzımızdır çiğnenen, evladımızdır doğranan,

Ey sıkılmaz ağlamazsan bari gülmekten utan!”

Utanmak da, ‘edeptendir…’

“Mü’minler kardeştir…” efendim!

“Bir Müslümanın Müslümanlara karşı;

Canı, malı ve ırzı haramdır…”

 Allah’ım! Her sabah, her akşam haberleri dinlediğimizde;

Aman Allah’ım!

Ben nasıl bir yurttayım…

“Takva nurlu geceler…” hani!

“Şefkati soluklayan gündüzler…” nerede!

          

ALAY KONUSU ETMEYİNİZ!

Ayet, “Ey iman edenler! Bir topluluk, (başka) bir toplulukla alay etmesin;

Olur ki (onlar), kendilerinden daha hayırlı olabilirler!

Birtakım kadınlar da (başka) kadınlarla (alay etmesinler)!

Belki (onlarda) kendilerinden daha hayırlıdırlar.

Kendinizi (birbirinizi) de ayıplamayın ve birbirinizi (kötü) lakaplarla çağırmayın!

İmandan sonra fasıklık ismi (günahla anılmak) ne kötüdür!

Artık kim (bu kötü amelinden vazgeçerek) tevde etmezse,

İşte onlar zalimlerin ta kendileridir!” (Hucurat, 11)

Burada, bir kimlik vardır!

Müslüman’ın olması gereken duruşu!

‘Edepli ve Vakarlı…’ olacak!

Yüksek bir ilim ve ahlak sahibi olacak!

Birbiriyle, ‘alay etmeyecek…’

Birbirine, ‘hor veya kem gözle…’ bakmayacak!

Birbirini, ‘aşağılamayacak…’

          

BİRBİRİNİZİN KUSURUNU ARAŞTIRMAYIN!

Şöyle bir düşünüyorum da,

O kadar çok günahkârız ki…

 Kendi halimize için için yanıyorum!

Ayet, “Ey iman edenler! Zannın çoğundan sakının!

Şüphesiz ki zannın bazısı günahtır; (birbirinizin kusurunu inceden inceye) araştırmayın;

Bazınız bazınızı gıybet etmesin!

Sizden bir kimse ölmüş kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı?

İşte bundan tiksindiniz! O halde Allah’dan sakının!

Şüphe yok ki Allah, Tevvâb (tevbeleri çok kabul eden)dir.

Rahim (çok merhamet eden)dir.” (Hucurat, 12)

Mevlana ne diyorlar; “Dilini terbiye etmeden önce yüreğini terbiye et;

Çünkü söz yürekten gelir, dilden çıkar.”

Aman ha! Dil, bizim veya bizlerin ‘afeti…’ olmasın!

Dilimize hâkim olamıyorsak,

Buyurunuz efendim, ‘söz orucu tutalım…’

Zan, ikiye ayrılıyor;

Hüsnü zan (iyi düşünmek)

Su-i zan ( kötü düşünmek)

Güzel görmek, güzel düşünmek elbette hayatı da güzelleştirir!

Ve gıybet!

Korkunç bir hastalık…

Bir dörtlüğümüzde ne diyoruz;

“Gıybet olur

Her kem söz gıybet olur

Yalanın adı, iftira

Sızlatır gıybet olur”

Hz. Ömer ne diyorlar;

“Şu ümmet için en çok korktuğum şey,

Dili ve sözleri ile âlim; kalbi ile cahil olan kimselerdir.”

Hayatın daha ilk basamağında, ‘ahlak…’ diyoruz!

Ve sonrasında, diğer basamaklar…

Aliya Izzetbegoviç’in unutamadığım bir sözü vardır;

“İslam güzelde Müslümanlar bunun neresinde”

Nahl Suresi 61 ayette şöyle buyrulur;

 “Eğer Allah insanları küfür ve günahları yüzünden dünyada cezalandıracak olsaydı,

Yeryüzünde hiçbir canlı kalmazdı” (Nahl, 61)

Necip Fazıl Kısakürek,

“Hem Rabbini ve hem de haddini bilen insana hayranım”

O hayranlık duygumuzu bizlerde burada belirtmek isteriz.

 

 

 

 

Yazarın Diğer Yazıları