“Görmedin mi, Allah güzel bir sözü nasıl misal getirdi? (Güzel bir söz), kökü sağlam, dalları göğe yükselen bir ağaç gibidir.” (İbrahim Suresi, 24)
GÜZEL DÜŞÜNDÜKÇE
"Allah'dan kork!" Ya Ömer, adli ferman
Adaletle vücut bulur, pür derman!
Hakkı, hak bilip; hak yoluna yorman
Hayat güzeldir, güzel düşündükçe...
GÜZEL GÖREN
“Güzel gören, güzel düşünür!”
Hayra yoran, hayra bürünür!
Dil her boğumda kalbe çarpar;
Kalbin sükûtu halde görünür!
GÜZEL BİR GÜNDE
Önce açık bir hava sonra yağmur
Sözün, sohbetin neşenin deminde
Ilık bir rüzgârda, bulutlar akar
Kâinat dersi şu narin zeminde
Gözyaşı değil, bulutlar sağılır
Yıldırımlarla duaya ‘âmin’ de!
İç huzurum gök kubbeye dağılır
Huzura erişir, hikmet ilminde
GÜZEL SÖZ
Güzel söz, meyve veren ağaç gibi
İyilik bahçesini arar gönlüm
Kâmil insan âleme bağış gibi
Huzur veren bir mekân arar gönlüm
GÜZEL SÖZLERE
Güzel sözlere aşina olalım
Suyun gözesinde halka olalım
Çorak gönüllere akar mısın hey
Feth-i Mübin âşıkları olalım
SOHBETİN ÂLÂSI
Sohbetin alası, gözle, gönülle!
Sivri dille, atma dostuna gülle
Hasret çeken gözler, kalbe dokunur!
Mevsimin alası, bahar okunur!
GURUR ABİDESİ
Âdem, kendince gurur abidesi
Kibirle, öfke denizinde yüzer
Görmez, sağı solunu neyin nesi
Heveslerinin dehlizinde gezer
Aşksız, merhametsiz yürür nefesi
Sözü yumruk gibi mazlumu üzer
"Ve Rabbin Nahl'e (bal arısına) vahyetti. (İlham etti) ki, "dağlardan, ağaçlardan ve (insanların) kurmakta oldukları çardaklardan evler edin"
Nahl Suresi, 68
YETMİŞ İKİ MİLLETE
Yetmiş iki millete bir gözle baktım
Besmelesiz hayat, şer olur dedim
İmân kıvılcımını sözle yaktım
İtikatsiz hayat zor olur dedim
Dilim Anadolu, Taptuk Kapısı
Erenlerin yolu, sabır çatısı
Yesevi Okulu, gönül yapısı
Aşk dersi cümleye yar olur, dedim
KIR DÜŞMEDEN
Dur, gitme saçlarıma kır düşmeden
Zamana kelepçe vurmak isterdim!
Nafile, dur durak bilmez, göçmeden
Yüreğimi ak topraklara serdim
Günahım, ahlarım, dökülsün derdim
KANDİL KANDİL...
Kandil kandil, nur yağdırsın semadan!
Şu fani ömrü ihya etsin Yaradan!
Duayla, ruhumuz inşirah bulsun
Zayi olmasın, tek nefes hevadan
BAHARDA ÜŞÜDÜ
Baharda üşüdü, nevruz çiçeği
Yüreğime düştü, soğuk düşlerim
Dualar, yıldız yıldız rahmet yağar
Huzura etmek, son limandır bize
HERKESİN MİZACI
"De ki, "Herkes kendi haline (mizacına) göre amel eder"
Fakat Rabbin, kimin daha doğru yolda bir yolda olduğunu en iyi bilendir"
İsra Suresi 94)
UYANMAK İSTERİM
Sulha, huzura uyanmak isterim
Vakti, hayrıyla yâd etmek isterim
Yaşamak, "erdemli insan" olarak;
Sabaha, tebessüm etmek isterim
İNSANI YAŞAT Kİ
"İnsanı yaşat ki, devlet yaşasın"
Âlemi kuşat ki, millet yaşasın
'Devletlim' derim, güvendiğim dağlar;
Gönlün uzat ki, irşad yaşasın
YALNIZLIK
Yalnızlık, içimdeki sessiz çığlık
Çığlığım, döner döner bana gelir
Yalnızlık, içimde büyük ağırlık
Kaldırımlarla yürür, adım gelir
Hadis, “Her kim Allah’a ve âhiret gününe inanıyorsa, ya hayır söylesin ya da sussun…”
ÖMER UN TAŞIR
Ömer sırtında un taşır, hayret!
Sen de gayrete gel, ha gayret
Taşı omuzunda, insan olmayı
Dert ile dertlenen yüreği seyret!
Devlet babadır, şefkattir, merhemdir
Kim demiş; "iyilik üç beş dirhemdir!"
Bil ki, bileğe güç veren yürektir/ imandır
DÜŞÜN
Düşün bir, su gibi akan zamanı
Seni, sende yakan yaman bir anı
Dün, geçti; bugün, halde; yarın esrarı
Üç güne sığar, bir ömrün kararı
Ellerin, ateşi tutan mangal mı?
Vesveseler, idrakine engel mi?
Fani bir dünya, gurbet yıllarım!
İhtiyar halime her acı alarm!
DOST KİMDİR
Dost kimdir, bir gizemli sorudayım
Bilirsen, bir azimli kuradayım!
Demem adına, sakın hurafayım!
Kumaşın ebrar, zikre amadeyim!
Tesadüf değil, tevafuktur dersim
ADALET
Adalet, üç hece, altı harf
Deliller, gönlümü okur zarf
Âdemde yürür, latif bir tarz,
Lebbeyk! Dualarda hakka arz
Eserden müessire yol alır
Ta ki, ezelden hikmet kalır
GÜZEL İNSANLAR
Güzel insanlar, bir bir göçüyor
Garibim, fani hayatı ölçüyor
Adımlar, Kaldırımlar daha yalnız
Daha kimsesiz, yüreğim üşüyor
Ölüm, ölüm kusan geceler hissiz
Sessiz bir bahara yıldız düşüyor