Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

Gülistan Ve Türkmençay Antlaşması…

Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

Hiç düşündünüz mü? Güney ve Kuzey Azerbaycan’ın bir bütün olduğu yılları…
Kafkasları, Hazarı, Karabağ’ı, Nahcivan’ı…
Tarihi iki yenilgi ve iki antlaşma…
“Gülistan Antlaşması (12 Ekim) 1813 tarihi…
“Türkmençay Antlaşması (10 Şubat 1828 tarihi…
Her iki antlaşma da, “Rus İmparatorluğu ve Kaçarlar (İran) arasında imzalanır.
Tarihi iyi bilelim… Tarih bizim ufkumuzu açacaktır. Özümüzü daha yakından bileceğiz.
“Gülistan Antlaşması…” ile Güney Kafkasya’da bulunan Karabağ toprakları, Rusya yönetimine geçecektir. Bu antlaşma ile tarihte ilk defa, “Azerbaycan Rusya’ya bağlanacak…” 
Güney Azerbaycan toprakları ise İran’da kalacaktır. 
Şu andaki mevcut bölünme (Kuzey ve Güney Azerbaycan) olarak, “Türkmençay Antlaşmasıyla…” günümüze kadar gelecektir.
Günümüzde de, ‘kanayan yara olarak devam eden…’ bu antlaşmayı, Kaçar Türkleri adına;
Abbas Mirza Kaçar’ın vekili Mirza Abdulhasan Han Şirazi imzalayacaktır.
Gülistan Antlaşmasıyla, “Talış, Şirvan, Kuba, Gence, Karabağ, Şeki hanlıkları Rusya’ya katıldı.
İran, bu antlaşmayla; “Doğu Gürcistan’a, Kazak ve Şemseddii sultanlıklarına, ayrıca Dağıstan’a ait iddialarından vazgeçtiğini bildirir.
Revan ve Nahcivan hanlıkları İran (Kaçar) hâkimiyetinde kalacaktı. Hazar Denizinde donanma bulundurma hakkı Rusya’ya ait olacaktı. Rus tacirler dâhili gümrük vergisinden muaf olarak ticaret yapabileceklerdi.”
Kaçar Hanedanlığı, “İran’daki Azerbaycan Türklerinin Kaçar boylarından olan Kovanlı kolu tarafından kurulmuş…” bir hanedandır. Bu hanedanlık, “1794-1925 yılları arasında hüküm sürecektir.”
 Gelelim, 10 Şubat 1828 tarihinde imzalanan, “Türkmençay Antlaşmasına…”
İran (Kaçarların) 1826-1828 Ruslarla yaptığı savaş acı bir yenilgidir. Bu yenilgi sonrasında, “Türkmençay Antlaşması…” imzalanacaktır. 
Bu antlaşmaya göre; “Revan Hanlığı, Nahcivan Hanlığı, Talış Hanlığı…” Rusya’ya veriliyor.
“Aras Nehri her iki devlet arasında sınır oluyor!”
Nuri Paşa’nın komutasındaki, “Kafkas İslam Ordusu…” önemli görevler icra edecektir. Mehmet Emin Resulzade’nin Kafkas İslam Ordusundan yardım istemesiyle birlikte, “Gence ve Bakü başta olmak üzere bu coğrafya Ermeni ve Rus katliamından kurtarılacaktı…”
Bizler yine dönelim, “Türkmençay Antlaşmasına…” Bu antlaşma ile birlikte, 20 ve 21. Yüzyıllar boyunca bir milletin ayrılığının acılarını hala içinde yaşadığı bir antlaşmadır.
Kolay değil, Azerbaycan toprakları, “10 Şubat 1828 tarihinden itibaren bıçak gibi ikiye kesilmiştir!” Kuzey ve Güney Azerbaycan…
Bahtiyar Vahapzade, “Gülüstan Şiirinde…” şöyle haykıracaklar;
“Ağalar bilmedi birdir bu toprak,
Tebriz de, Bakü de Azerbaycan’dır.
 Bir elin ruhunu, dilini ancak
Kâğıtlar üstünde bölmek asandır.”
Süleyman Rüstem, “Dilime Deyme Tebriz’im” şiirinde şöyle der;
Kadrini ayrılık çekenler biler,
Hicranda gözyaşı tökenler biler,
Ömründe karanlık çökenler biler,
Bağından gül-çiçek derdim, Tebriz’im.
Yine tezelendi derdim, Tebriz’im!” 
Ferhat İbrahim, “Ayrılık!” şiirinde şöyle seslenecekler;
“Fikrimde geceler yatabilmirem
Bu fikri başımdan atabilmirem
Neyleyim ki sene çatabilmirem
Ayrılık ayrılık aman ayrılık
Her bir dertten ala yaman ayrılık”
Azerbaycan, ‘coğrafyanın acılarıyla içiçe...’
12 Ekim 1813 tarihi, “Gülistan Antlaşması…”
10 Şubat 1828 tarihi, “Türkmençay Antlaşması…” kâğıt üzerinde, Azerbaycan’ı böler.
Sayman Aruz’un, “Yüzyıl Devrim” romanı, Yusuf Vezir ’in “İki Ateş Arasında” romanı,
Halil Rıza Ulutürk’ün eserleri… Bizlere, ‘bir bütün coğrafyayı anlatır’
21. yy’da, tarih inşallah bir nehrin ana kollarını birleştirecektir.
***
MUSALLA TAŞI
(Akrostiş Şiir)
 (Hafız Abdulkadir Okur’a ithaf)
Musalla taşı, bekler yolcusunu…
Ulu emir, “Öl deyince Öldürür!”
Serveti, canı, ‘Hakk’a teslim eder’
Abd (kul) bilmeli, ‘mutlak kadir Allah’
“La ilahe illallah Muhammed-un Resülullah”
Lebbeyk, “dil ile ikrar, kalp ile tasdik”
Allah’ım affet… Allah’ım affet…
Taş, taşlar kadar katı kalplerden sakınır!
Aslına rücu edecek kul olma…
Şeb-i Aruz Günü, ‘bayram toyumuz’
Irmak oluruz, ‘faniden bekaya…’

BU NE KİN
Bu ne kin, nefret; bu ne duyarsızlık
Sevgiye muhtacız, şefkate açız!
Harami duruşlu, özünde arsızlık;
Kulaklarda mel’un bir kavram, ‘taciz’

HER İNSAN
Her insan bir âlem, ‘âlemde gezin’
Kâinatın özü insan, gizemi;
‘Deryada katre’ olduğunu sezin,
Mutlak bir ahenk, İlahi nizamı…
 
SINIR TANIMAZ
Sınır tanımaz, düşlerine yorgun
Elleri titrer, ‘gönül dağı’ mahcup
Nedamet isteyen suale dargın
Elveda, ‘ayrılık kokan’ göz argın
Resimlerde izi, bir kadim yolcu…

Yazarın Diğer Yazıları