Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

Genç Nüfusumuz Üzerine...

Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

İhtiyar nüfusumuz, bizim mazimizdir. Köklerimiz oradadır. Bir millet
elbette ki, ‘kökleriyle beslenir’
Oradan asıl maddi ve manevi gıdasını alır.
Bir söz vardır, “Gençler ümitleriyle, ihtiyarlar anılarıyla yaşarlar!”
Bizler, atamızdan, ninemizden, ‘geçmişin güzel hatıralarını dinledik…’
Onlar, erdemli/ vakarlı duruşlarıyla genç nesle sürekli rol-model
oldular. Gençlerimize,, geleceğimize irfan kaynağı oldular.
Hz. Mevlana, “Gençlerin aynada gördüklerinden daha fazlasını
ihtiyarlar bir tuğla parçasında görürler.”
Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (ADNKS) sonuçlarına göre 2023 yıl
sonu itibariyle Türkiye'nin toplam nüfusu, “85 milyon 372 bin 377
kişi… 15-24 yaş grubundaki genç nüfus ise 12 milyon 872 bin 39 kişi
olduğu görülüyor!” Genç nüfus, toplam nüfusun yüzde 15,1’ini
oluşturuyor.
Bizler bugünkü sohbetimizde, ‘genç nüfus üzerinde beyin jimnastiği
yapmak istiyoruz’
Şu bir realite, Türkiye'nin genç nüfusu AB Ülkelerinin toplam genç
nüfusunun, ‘yüzde 27’lerini oluşturuyor’
Türkiye'nin, ‘genç nüfusu, AB üyesi 20 ülkenin nüfusunu geride bırakıyor’
Türkiye'de, Genç Nüfusun toplam nüfusa oranı, “yüzde 15,1 olurken, bu
oran Avrupa Birliği ülkelerinde yüzde 10,6 olarak kayıtlarda ifade
ediliyor” Burada şunu da gözlemliyoruz, AB’nin nüfusunun yaşlandığına
işaret ediyor.
Genç nüfus, bir ülkenin geleceğidir… Bir ülkenin idealleriyle birlikte
yükselen bayrağıdır…
Cengiz Aytmatov da, tıpkı Yunus Emre gibi, “kendin ol!” Kendi
kimliğinle, kendi vakarınla ayağa kalk diyorlar!”
Bu milletin ayağa kalkışı, her bakımdan kendisini geleceğe hazırlamış
münevver/ veya erdemli aydınlarıyla mümkün olur.
“İdeal insandan ideal toplum fikri üzerinde bir ortak akıl geliştirmeliyiz…”
Mutlaka, bu ülkenin ‘olmazsa olmazı’ yüksek bir ahlakı, adaleti, ilmi
ve marifeti esas alan eğitimdir.
Eğitimci gözlüğüyle baktığımızda şu ifadeleri kullanabiliriz;
“Dün tohum attın, gördün alameti
“Hayır, iste, göresin selameti”
Sefihler hazırlarmış sefaleti!
Sözümüz, “neye niyet neye kısmet”
Gafilce bahane, ‘hayata küsmek’
Bilge, sağduyu ve basireti açık, mücadele ruhuyla donanmış bir
gençlik… O gençliğe maddi ve manevi anlamda desteğini esirgemeyen
toplumun bütün sivil ve kamu kurum ve kuruluşları akla gelmelidir.
Gençliğimizi, “Gönül Dağımıza…” benzetebiliriz!
“En güzel mevsimdir, gençlik çağımız
Artar, dirilişe olan bağımız
Renkler tomur, tomur çalar yeşile
Hayallerimizde, gönül dağımız!”
Fatih, ‘delikanlım’ der, asırlara
Alperen yüreğindeki sırlara
Vatan aşkıyla tutuşan erlere
Fetih müjdesinde, gönül bağımız!”
Bir mütefekkirimiz şöyle derler; “Milli harsı bozulmuş olan
milletlere, dejenere / veya yozlaşmış milletler namı verilir.”
Gençliğimiz, için geleceğimiz için mücadelemiz büyük bir seferberliğe
dönüşmelidir. O seferberlik her türlü yozlaşmaya, kültürel kirlenmeye,
atalete, sefalete, cehalete karşı topyekûn milletin seferberliği
olmalıdır.
İnsanlık tarihinden sadece bir misal verelim, Koca Roma
İmparatorluğunu yıkan sebepler/ veya amiller nedir?  “yozlaşma
dediğimiz illet/ veya hastalık!”
Ahlakın bozulması, “bir millet için kıyamettir / büyük bir vahamettir/”
Yozlaşmanın bir diğer adı da, “tereddi…”
Tereddi, ‘yapının bozulması…’ anlamına gelir.
Toplumda, ‘laf götürüp getirenler’ İnsanların, ‘arasını açanlar’ Yoz
bir toplum için çaba gösterenler, İnsanların inanç ve değerleriyle
alay edenler, Hayatı, ‘dedikodu haline’ getirenler…
“Gelecek Bizim” şiirimizde, ‘büyük idealleri’ dile getiririz;
“Geçmiş te bizim, gelecek te elbet,
Bizim sevdamızla esecek elbet
‘Kızılelma’ dedik, türkümüze biz;
Yüreğimiz vatan çarpacak elbet!”
“Gönle kâinat sığar, onu düşün?
Güneş nasıl doğar, ışığa yürü
Geçmişte durup kalma, anı düşün!
Derya içinde dalga, dışı duru
Nehir çağlayarak akar, göl durur
Suya hasret kalırsa, dudak kurur
Kâinat rahlesinde bitmez soru!”
Erdemli bir nesilden erdemli bir topluma/ veya şehre olan seyri
seferimiz vardır.
O seferimiz, bizlere ‘sorumluluklar yüklemektedir’
O sorumluluklar bizleri, “ilimle, hikmetle, marifetle, ihlasla, sevgi
ve şefkatle, yüksek bir ahlak ve moralle bütünleşmeye…” davet
etmektedir.
Hayatta hiçbir zaman sohbetlerimizde/ veya kalemimizde, “yeise/ veya
ümitsizliğe yer vermedim!”
İnancımız bizlerden büyük bir azimle, iradeyle, gayretle, mücadeleyle
geleceği iyiliklerle dolu bir dünyaya dönüştürmemizi istemektedir.
Genç nüfusumuz üzerinde titreyeceğiz… Onlara, büyük bir şefkatle,
merhametle, sevgiyle yönelerek, ‘kulak vereceğiz’ dinleyeceğiz…
Vicdanımız rahat edinceye kadar, sabırla erdemli nesil üzerinde
titreyeceğiz Selam ve muhabbetle

Yazarın Diğer Yazıları