Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

Gazetecilerle Buluşma Gecesi

Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

10 Ocak Tarihinde  yıllarca, ‘Çalışan Gazeteciler Günü’ kutlanır.
Basın tarihimizde, 21 Ekim 1860, 24 Temmuz 1908, 10 Ocak 1962 tarihleri önemlidir.
Her zaman için ifade etmeye çalışırım, ‘Yerel Basın’ tarihi duruşuyla, ilkeleriyle farklıdır.
Gazi Atatürk, ‘Milli Mücadele Hareketini’ Yerel Basınla birlikte bir nev’i yürütür.
İrade-i Milliye (Sivas) ve Hâkimiyet-i Milliye (Ankara) gazetelerinin isim babası bizatihi, Gazi Atatürk’tür. O sebepledir ki, bizler Anadolu Basınına, ‘Gazi Basını’ ismini de veririz.
Fırat Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fahrettin Göktaş, Fırat Üniversitesi (1975)  tarihinde ilk defa, farklı bir organizasyona da imza atmış oluyorlar.
 Fırat Üniversitesi Devlet Konservatuvarı, “10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü” vesilesiyle, ben şahsım olarak buna, ‘Gazetecilerle Buluşma Gecesi’ diyorum. Devlet Konservatuvarı Öğretim Görevlilerinin de icrada yer aldığı, “Harput Musikimizden Güzel Eserler İcra Edildi!”
Yıllarca Hüseyin Gazi Orhan’ın Genel Yayın Koordinatörlüğü yaptığı Fırat Üniversitesi Televizyonundan tanıdığımız başarılı sunucu olarak tanıdığımız Birgül Demirel, ‘Gazetecilerle Buluşma Gecesinin…’ sunuculuğunu başarılı bir şekilde yapacaklardı.
Gecenin açış konuşmalarında, F.Ü. Rektörü Prof. Dr. Fahrettin Göktaş; “Fırat Üniversitesi Kurumsal İletişim Koordinatörlüğü…” oluşturduklarını, Öğr. Görevlisi Furkan Dilaver’i de bu kurumun başına getirdiklerini ifade ettiler. Rektör Göktaş, “Elazığ Basın Tarihi hakkında…” genel bir değerlendirme yaptıkları konuşmalarında, ‘günümüzde basının önemine de vurgu yaptılar’ 
F.Ü. Bünyesinde yer alan, “İletişim Fakültesi…” ve “Meslek Yüksek Okullarından…” basın hayatımıza çok büyük katkıları olduğu/ veya olacağı bir gerçek. 
Şüphesiz ki Elazığ Şehri, “Üniversite Şehridir!”  Yakın zaman diliminde açılan birçok Üniversitenin; ‘altyapısının oluşmasında…’ Fırat Üniversitesinin, ‘akademik ve idari katkıları büyüktür.’
Bilimsel alanda da, Uluslararası yayınlarda, ‘adından sıklıkla bahsedilen…’ akademik başarılara imza atan ‘değerleri…’ bünyesinde özveriyle barındıran Elazığlı olarak, ‘gönül alkışlarını hakeden’   Üniversitemizdir.
Gerçi, 11 Ocak tarihinde yapılması planlanan, ‘Çalışan Gazeteciler Günü’ programı F.Ü. Tıp Fakültesi Öğrencisi Enes Kara’nın vefatı sebebiyle bir hafta sonraya; 17 Ocak 2022 tarihine sarkacaktı.
Enes Kara ile ilgili akrostiş bir şiirimizde şöyle sesleniriz;
“Ellerimle tutmak isterdim seni
Nefeslen hele biraz daha derdim
Ecel terlerini döktüğün anı,
Sancısıyla ateşe atma derdim!”
Gerçekten üzüntü verici bir ölüm! Anne ve Babalar, Aileler, Okullarımız; ‘aman daha dikkat…’ diyorum. İtinayla evlatlarımıza daha candan, daha itinayla sarılalım. İnancımız ne diyor, “ailenizi ve evlatlarınızı cehennem ateşinden koruyun!” 
“Özel Harput Müziği Konseri!” Akademisyenler, Öğr. Gör. Ahmet Yüce, Öğr. Görev. Ahmet Tevfik Yücesu, Öğr. Gör. Mahmut Bolkar Öztekin ve Öğrencilerden oluşan topluluk ve icra edilen eserler insana kalbi huzur veriyordu.
“Ses Dünyamız” isimli dörtlüğümüzde; ‘Kürsübaşı Sohbetlerinin Önemine’ dikkatleri çekeriz;
“Türküler, şarkılar ses dünyamız
Türkülerle söyleşir, dertleşiriz
Şiir, Sanat, Edebiyat söz dünyamız
Sözümüzle halleşir, eğleniriz!”
Harput, gönül coğrafyamızın;  ‘vuslat şehridir’ 
Sohbet Kültürünün en canlı, en içten, en nefesli özelliğine sahiptir. 
Fırat, Harput eteklerinden ince bir yay gibi gerilir.
Fırat, güneye doğru indikçe, ‘bir hoyrat esintisiyle…’ canlara esenlik olur.
“Musikimizle gönül yangınları,
Sevda yüklü hasret bütün hayat akmış
Her taraftan boğaz, o şehrayin
Mavi Tuna’yla gür Fırat akmış”
Harput Musikisi o kadar zengin ki, o zenginlikte; ‘bilgelerin marifeti…’ vardır.
Bizler, Harput’ta, 9 asrın Hoşseda’sı ile kâh Kafkaslara, kâh Balkanlara,
Kâh Fırat boylarında yolculuk ederiz. O yolculuğumuzda, 
Urfa, ‘Sıra Geceleriyle’ Erzurum, ‘Barıyla’ Kerkük, ‘Çayhane’ sohbetleriyle bizlere eşlik eder.
Fuzuli diyarından da, ‘Mugam ve Sohbetlerine…’ aşina oluruz.
“Harput Özel Gecesi…” Çaydaçıra Türküsü ve Oyunuyla başladı. İçimden bir ah, çektim;
Eski Cemiyet Başkanlarımızdan; Rahmet Mekân Şeref Tan’da aramızda olaydı. Onun gür ve tok sesiyle, “Çaydaçıra Şiirini…” dinleseydik;
“Asırların feryadı döküldü gırnatadan,
Kalbimizin vuruşu duyuldu darbukadan,    
Süzülürken civanlar meydana teker teker
Şavkıyan Elazığ’dır, şimdi ‘Çaydaçıra’dan”
Yahya Kemal bizi ve dünyamızı o kadar güzel tarif ederler ki,
“Çok insan anlayamaz eski musikimizden
Ve ondan anlamayan bir şey anlamaz bizden”
Bizim musikimize biraz feraset, biraz marifet ve biraz da ehli nazar etmeniz gerekiyor. 
Basın Camiamızın önemli şahsiyetlerinden Rahmetli Ahmet Kabaklı Hocamız; 
“Kültür, onu meydana getiren milletle beraber doğar, çoğalır ve gelişir. 
Yeniden kültür yapılamaz. Yeniden musiki,  yeniden dil, yeniden terbiye, 
Yeniden hukuk, yeniden iman ve inançlar yapılamaz.”
Cahit Can’ın, “Güvercin Oyunu…” hayatın içinden süzülerek oyuna dönüşür.
Bizim medeniyet sınırlarımızı, ‘türkülerimiz çizer’ 
Türküler, ondaki sözler; ‘bir milletin yürek çağlayanıdır.
F.Ü. Atatürk Kültür Merkezi Salonuna bir göz attım… İlgi büyüktü. 
Elazığ Musiki Konservatuvarı Cemiyeti Kurucusu Naci Sönmez aramızdaydı. 
EMCK ikinci Başkanı Zekai Akılotu, Manas Yayınevi Koordinatörü Şener Bulut,
Ve Gazeteci arkadaşlarımız… Üniversite Camiası…
Üniversiteyi şehirle bütünleştiren güzel bir organizasyon… 
Emeği geçenleri kutlarım.
Teklifimiz nedir; “Türk Dünyası Musiki Kurultayını…” yapabiliriz.
Teklifimiz nedir,  “Uluslararası Türkiye-Azerbaycan Üniversitesinin!” 
Elazığ- Bakü hattında oluşması için birlikte çaba harcayalım.
Selam ve muhabbetle
 

Yazarın Diğer Yazıları