Bu milletin tarihin okuyunuz,
Tarihi boyunca, “Ya Şehadet Ya Hürriyet!” dedi.
Nizam-ı Âlem davası için, ‘kanlarını sebiller gibi akıttı’
Şehadet, Hak katında, kutlu misak
“Muhasebesini yaparsak dünün
Hesabını ak alınla veren var!”
Sahabe meşrepli duruşla âleme sesleneceğiz!
İnancımız bizlere, ‘kendiniz olun’ diyor!
İnancımız bizlere, ‘parçalanmayın…’ diyor!
İnancımız bizlere, ‘sizden olmayanlara uymayın’ diyor!
İnancımız bizlere, ‘sizden olmayanları sırdaş edinmeyin’ diyor!
1984 Ağustos’undan 2021 Şubat Soğuğuna…
Bu millet, “40 bin vatan evladını teröre kurban vermiş!”
Şairin dediği gibi, “Ayağa Kalk Sakarya!”
GARA ’da, ‘milletin tarihi şehadeti…’ olacak inşallah!
Uyanışın, dirilişin habercisi olacak!
Öyle ki, kör düğüm çözüldü, ‘tuzak aşikâr oldu’
Kahpe niyetleri ortaya serildi…
Türkiye’nin savaşı, ‘Milli Mücadele Yıllarına…’ kadar uzanır!
O yıllarda, ‘Mondros’tan Mudanya’ya…’ geldik!
O yıllarda, ‘Sevr’den Lozan’a…’ geldik!
Esaret paçavrasını suratlarına fırlattık…
Bu millet, “ekmeksiz yaşar ama hürriyetsiz yaşayamaz!”
En zor dönemlerinde bu milletin, ‘manevi zırhını’ okumalıyız
“Ve yansurakallâhu nasran azîzâ” (Fetih, 3)
Mealen, “Böylece sana, kimsenin güç getiremeyeceği bir şekilde yardım eder”
“İnne hızbellâhi humul gâlîbûn”
Mealen, Şüphesiz ki ancak, Allah’tan yana olanlar üstündürler” (Maide,56)
“La yahzunuhumul fezeul ekberu”
Mealen, “En büyük korku bile onları üzmez” (Enbiya, 103)
Nisa Suresi 144 ayette şöyle buyrulur;
“Ey iman edenler! Mü’minleri bırakıp da kâfirleri dostlar edinmeyin!”
Maide Suresi 68 ayette de şöyle buyrulur;
“…Ve Rabbinizden size indirilen (Kur’an)ı hakkıyla tatbik etmedikçe
Hiçbir şey (hiçbir hakikat) üzere değilsiniz”
Şehitlerimiz bizlere, ‘şehadetin nurani iklimini yaşattılar’
Bizleri, Hak ve hakikat yolunun, ‘tefekkür iklimine taşıdılar’
Bizleri, ‘Nizam-ı Âlem…’ davasında buluşturdular!
Kutsallarımız, “Devlet, Millet, Vatan, Bayrak, Ezan, Kur’an…”
Ve hepsinin özünde, özetinde, “Hakk’a layıkıyla Kul Olma…”
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu açıklıyorlar;
1984 Yılı Ağustos’undan 2021 Yılı Şubat Soğuğuna kadar,
PKK Terör Örgütü, “6 bin 21 katliam gerçekleştiriyor!”
Kadın-Çocuk, Yaşlı-Genç dinlemiyor;
Masum ve Korumasız insana yönelen katliamlar…
Türkiye’nin, 83 milyon insanımızın yüreklerini yakan,
13 Vatan Evladının Şehadeti!
Anadolu insanı, şehitleriyle ‘bir yürek oldu’
Bir yürek olmak; bu milletin, ‘kalbi, hasbi hasletidir…’
Şehitlerimiz için Bakara Suresi 154. Ayette;
“Allah yolunda öldürülenler için ‘ölüler’ demeyin.
Hayır, onlar diridirler, fakat siz bilemezsiniz.”
Şehitler, Sadıklar, Sıddıklar, Salih Amel İşleyenler…
Kur’an buyuruyor, ‘onlar ne güzel arkadaşlar’
Türkiye Şehitlerine ağlarken, ‘başsağlığı mesajı’ kimlerden geldi?
“KKTC, Azerbaycan, İngiltere, Somali, Pakistan…”
Dost kimdir, ‘iyi günde de, acılı günde de seninle beraber olandır’
Sevinçlerini, Acılarını kalbi hasletle paylaşandır/ dertlenendir!
Nerede bu milletin, “Stratejik Ortakları!”
Ak Gün- Kara Gün, bugünlerde belli oluyor!
Son bir asrın tarihini gözleriniz önüne taşıyınız!
Ve özellikle de, “1970’li Yıllar, 1980’li Yıllar ve Sonrası…”
Irak’ın, Suriye’nin, Afganistan’ın, Libya’nın, Filistin’in…
Velhasıl sürekli kanayan yara; “Ortadoğu Coğrafyası…”
Terör mikrobunu ürettiler; ‘bataklığa dönüştürdüler’
O bataklığın ana yuvalarından /karargâhlarından birisi daha;
Pençe Kartal-2 Harekâtıyla gözler önüne serildi…
Öyle bir mağara ki, ‘ne girilir ne de yıkılır’ dediler!
21 Asır da, Hasan Sabah’ın Alamut Kalesine özenmişler…
“3 Giriş, 9 Oda ve 7 Demir Kapılı Mağara…”
Peki! O mağarayı kimler inşa ettiler!
Peki! Kimler silah/ veya mühimmat taşıdılar!
İfşa Oldunuz! Yüzünüzün karası hiç silinmeyecek!
Sözümüz nedir, “İhanet, sana lanet!”
Yıkıl artık önümüzden, ‘melanet…’
İnşallah! Fitne, fesat yuvaları birer birer yıkılacak!
Demir kapılı mağaralar başlarınıza çalınacak!
Kahrolsun kötülükler…
***
ŞEHİTLERE AĞLANMAZ Kİ
Kuran, “onlar diri” diyor, ölmedi
Şehitlere ağlanmaz ki, ağlama!
Ağlayıp da, yürekleri dağlama
Dağlara bak, “açan güller” solmadı
Ahir zamana kadar, solmayacak…
Hakikat, “vatanın tapusu” onlar
Yücelikleri seçenlerde, onlar
“Şahadet edecek” neferler, onlar
Dağlara bak, “açan güller” solmadı
Ahir zamana kadar, solmayacak…
Nerede tatlı bir rüzgâr esende
Semada parlayan yıldız yüzende
Vatanın gül bahçesini gezende
Huzur veren güllere bak, solmadı
Ahir zamana kadar, solmayacak…
Şehitler, Hak katında “rızıklanır”
Sevdalarıyla birlikte aklanır
Hatıraları bizlerde saklanır
İsimleri gönüllerde, solmadı
Ahir zamana kadar, solmayacak…
“Ya gazi, ya şehit olmak” isterim
O, “ulvi yolda” gezinir hislerim
İmanım hey! Davetini beklerim
Gayretim, niyetim, ufkum solmadı
Her nefes alışımda solmayacak
Bir ömür boyu Rabbim soldurmasın, (âmin.)
