Manas Yayınevi, 2025 Yılının Elâzığ Şehrinde; “Fırat Üniversitesi’nin
50.nci Yılı…” çerçevesinde,
22 Şubat 2025 tarihinde F.Ü. Rektörü Prof. Dr. Fahrettin Göktaş ve
eski MHP Milletvekili Mustafa Gülün, Şair, Yazar ve Akademisyenlerinde
katıldıkları nezih bir toplantı düzenlemişti. Bu toplantıda, “Dünden
bugünlere Fırat Üniversitesi bütün yönleriyle dile getirilmişti.”
Yarım asrı bulan basın hayatımızda, Fırat Üniversitesi’nin kuruluş
günlerinden günümüze nasıl yol aldığını bir film şeridi misali
gözlerimizin önüne getiriyoruz. 1970’li yıllarda, “at yarışlarının
yapıldığı…” Bölge Mahallesinde ve Atatürk Lisesi’ndeki gençlerin spor
alanı ve ailelerin genellikler mesire alanı olarak da kullandığı/ veya
o yıllarda, ‘şehrin dışında kalan…’ o koskocaman boş alanlar, yıllar
itibariyle zamanın akışıyla, o mümbit topraklar üzerinde Fırat
Üniversitesi’nin yükselen temellerini büyük bir hayranlıkla
gözlemliyorduk. Şehrin, ülkemizin geleceğine ışık saçacak bir kampüs
içerisinde yürekleri ısıtacak mekânlar yükseliyordu. Bu mekânlar,
tarihi ilim muhiti Harput’un göz ağrısı olacaktı! Göz ağrısı bizim
güzel Türkçe’mizde; “aşk, sevgi, özlem, şefkat duygularını dile
getiren!” bir deyimdir. 9 asırlık bir büyük sevdamızla buluşuyorduk!
O sevdayı anlatmak kadar, ona gönül gözüyle dokunabilmek marifetini
bizler, asrın iletişim teknolojilerini kullanarak geliştirilen,
“belgesellerle…” bir büyük romanı/ veya efsaneyi/ o anı yaşar gibi
okuyabiliyoruz..
Fırat Üniversitesi Belgeselini, Elâzığ Basın Camiasının da yakından
tanıdığı, Hüseyin Gazi Orhan yıllarını vererek büyük bir emek, titiz
bir çalışma ve göz nuruyla hazırladıklarını bilmekteyiz.
Hüseyin Gazi Orhan ile bizler, F.Ü. bünyesinde Prof. Dr. Eyüp Günay
döneminde ilk Televizyon Kanalının açılmasıyla daha yakından tanış
olduk. Rahmetli Şeref Tan’ın Cemiyet Başkanlığı dönemi ve o dönemlerde
Elâzığ Kültür Bakanlığı Yayınevi Sorumlusu Şener Bulut ile birlikte
şehrin edebi mahfili/ o mahfilde bir araya gelişlerimiz… Şiir, Sanat
ve Edebiyat toplantıları, imza günleri, sergiler, programlar,
projeler… O edebi zenginliğin içerisindeki Üniversite Camiası… F.Ü.
bünyesindeki, Fırat TV’nin bütün bu çalışmaları ekranlara taşımaları…
Hüseyin Gazi Orhan ve ekibinin gayretleri takdire şayan… F.Ü. İletişim
Fakültesi 19.09.1997 tarihinde kurulacak ve ilk eğitim-öğretim
dönemine de 2001-2002 tarihinde başlayacaktı. Kanal Fırat, İletişim
Fakültesi öğrencileri için de bir atölyeye dönüşecekti. Hüseyin Gazi
Orhan’ı, bu atölyede; bilgilerini sürekli paylaşan ve sürekli üreten
bir ağabey olarak gördük… 1997-2002 yılları arasında, Fırat Havzası
Gazeteciler Başkanlığımız Döneminde, Hüseyin Gazi Orhan ve Yönetimde
görev alan her bakımdan birikimleriyle onurlandığımız arkadaşlarımızla
çok önemli başarılara imza attık. 1997-2002 yılları arasında
gerçekleştirdiğimiz, “FHGC Başarılı Gazeteciler Ödül Törenleri…”
Hüseyin Gazi Orhan’ın bitmek bilmeyen enerjisiyle birer, ‘belgesele
dönüşüyordu’ O belgesellerle bizler, şimdi geçmişe dokunabiliyoruz.
Ve özellikle de, “Elâzığ 1. Ekonomi Kurultayı…” Fırat Üniversitesinin
300’ün üzerindeki ilim adamımızın 14 sektör üzerinde, gayretli
çalışmalarına şahitlik edecekti. Elâzığ Türk Ocakları, kuruluşundan
itibaren, ‘hars heyeti ile birlikte…’ gerçekleştirdiği onlarca
bilimsel çalışmalarında, Üniversitenin derin izleri vardır. Elâzığ 1.
Kitap Fuarı, Uluslararası Hazar Şiir Akşamları, Çayda Çıra Bilim ve
Kültür Ödülleri, Türk Dünyası Hizmet Ödülleri gibi birçok takdirle
karşıladığımız projelerde Fırat Üniversitesi’ndeki akademisyenlerin
katkılarını biliyoruz. Bu katkılar, Üniversiteyi şehirle
bütünleştiriyordu.
Hüseyin Gazi Orhan ve ekibinin hazırladığı, F.Ü. Belgeseli bizlere;
“yarım asrın efsaneleşen tarihini yaşatıyor!” O belgeselin her
karesinde, bugün 600 bin nüfusa sahip Elâzığ İlinin belki de her
hanesinin birer hatırası olduğunu söyleyebilirim. O belgeselde, 50 yıl
içerisinde 185 bin mezun veren Ön Lisans, Lisans, Yüksek Lisans ve
Doktora Öğrencilerinin ki, bu 185 bin mezunun takriben yüzde 60’ları,
Türkiye’nin 81 İlinden gelerek, “Fırat Üniversitesi’nin ilim ve irfan
gözelerinden beslenen ve büyük bir aşkla hizmete koşan erdemli
insanların yuvası olmuştur!” Fırat, bir büyük meşaledir. Doğu’nun
parlayan yıldızıdır… Tarihi buluşturan, günümüzün vuslat şehrine bu
belgeselle bir daha merhaba demek istiyorum. Rahmetli Şeref Tan, “Bu
ocak/ veya bu ataş hiç sönmesin…” derlerdi. Bu ataş, gönül
coğrafyamızı da besleyerek çevresine ışık saçan bir kutlu nehirdir.
Fırat Üniversitesi’nin kuruluş hikâyesini bizler bazen Devlet Mimarlık
ve Mühendislik Akademisinin Kuruluş Yılına, 1967 yılına götürürüz…
1967 yılı, aynı zamanda Elazığspor’un da, kuruluş yıldönümüdür. Bir
tevafuk eseridir. 1967 tarihini şöyle bir toplayalım. Sizlere, 23
rakamını/ yani Elâzığ Şehrinin plakasını verecektir. (1+9+6+7= 23) Bu
bir, kimliktir. Şehrin kendi boyasını yansıtan kimliğidir… O kimliğin
içerisinde neler vardır; “yiğitlik, mertlik, çalışkanlık, cömertlik,
dürüstlük, misafirperverlik, alçakgönüllülük ve doğruluk…” Bütün
bunlar, bizim tarihimizin, kültürümüzün, sanatımızın, edebiyatımızın,
musikimizin de boyasıdır, efendim… İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof.
Dr. Cemil Birsel Beyefendi, bu boyayı görürler. Prof. Dr. Cemil
Birsel’in öncülüğünde, 1942 tarihinde, Elâzığ Şehrinde, “Üniversite
Haftası…” düzenlenecektir. Elâzığ Şehri ve insanı için bu bir kıvılcım
olacaktır. O kıvılcım, bir büyük gönül yangınına dönüşecektir. Şehrin
aydınları ayağa kalkacaktır. Bir büyük mücadeleyi başlatacaklardır. O
dönemin neşriyatı dikkatle incelensin! Şehri için müşfik olan kanaat
önderleri ve onların azim ve iradeleri günümüze taşınsın… Bir büyük
sevdayı, bir büyük milli şuur ve heyecan sizlere birlikte
yaşatacaklardır. F.Ü. kuruluş kararıyla birlikte, Şehir gülümsedi,
sadece bir kıvılcımla bütün yorgunluğunu üzerinden attı… O kıvılcımla,
gönüller ısındı… Umutlar yeşerdi… Geleceğe elbette ümitle bakıyoruz.
Elbette, bilim zihniyetiyle bu coğrafyayı ihya ve inşa etmenin
iradesiyle gayretimiz her geçen yıl artacaktır. Bir şey var ki,
İletişim Teknolojilerini yerinde ve verimli bir şekilde kullanmak
ihtiyacı daha da çok artıyor. Bizler isteriz ki, Elâzığ Valiliğinin,
Elâzığ Belediyesinin ve Şehrimizdeki birçok önemli sivil ve resmi
kurum ve kuruluşların/ hayat hikâyelerini “Belgesellerle”
okuyabilelim. Burada, 21. Asrın öğrenme metotlarındaki bir inceliği de
burada görmekteyiz.
Selam ve Muhabbetle