Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

Fırat Üniversitesi 50 yaşında

Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

Şemsettin Sami’nin Kamus’ul Âlâm isimli eserinde Harput’ta,“2670 ev,
843 dükkân, on cami, on medrese, sekiz kütüphane, on iki han ve doksan
hamamın olduğundan bahseder”
Harput bir ilim muhitidir… 1800’lü yıllardan günümüze doğru
gelindiğine, “Saray Kültürü de diyebileceğimiz divan edebiyatının
önemli şahsiyetlerini bağrından çıkaran Harput…” bir ilim, irfan,
sanat, edebiyat ve musikinin zirvelerinde bulunan bir şehir olarak
anılır… O yüksek kültür, günümüze de yansıyacaktır. Bu bir yoldur… Bu
yol, bu şehrin hayat felsefesidir… Büyük Dedelerimiz, Harput’ta
okumuşlar… Bizim ailemizde o iklim, nesiller boyu günümüze kadar devam
etmiş/ ve etmektedir…
Türk Ocakları Başkanı Prof. Dr. Yavuz Haykır ’ın, “Fırat
Üniversitesi’nin 50.nci kuruluş yıldönümünü şehir olarak kutlayalım
çağrısını yürekten destekliyor ve alkışlıyorum…”  Burada hemen şunu da
belirtmek isterim, Rahmetli Dedem Muallim Fahri Bey, "1926 yılında
Isparta İlimizin Senirkent İlçesi’nde ilk öğretmenlik yaptığı
yıllarda, Senirkent Türk Ocaklarının açılışında yer almışlardır…”
Rahmetli Fahri Dedemiz, Ağın İlçesinde öğretmenlik yaptığı yıllarda
da, “her fakir öğrencilerin ihtiyaçlarını kendi maaşlarından
karşılarmış!” Ağın İlçesi günümüzde nüfusuna oranla en fazla
Üniversite tahsili yapan erdemli bir insan dokusuna sahiptir. Harput
İkliminde, böyle müstesna bir insan dokusunu görebilirsiniz… Beyazit
Kütüphanesinde, Harput’lu 150 civarında ilim adamının eserlerinden söz
edilir.
1940’lı yıllardan itibaren Elâzığ Şehrinde bir Üniversitenin kurulması
yolunda bu şehrin insanlarının vefakârlıkları dillere destandır. Öyle
ki, bu şehirdeki her hane halkının hayatıyla bütünleşen/ veya
gelecekte de bütünleşecek olan bir Üniversite Kültürünün temel taşları
döşeniyordu…
2025 yılı F.Ü. Mezun Sistemine şöyle bir bakıyoruz; “50 yıl içerisinde
47 bin 159 Önlisans,
119 bin 880 Lisans Mezunu, 18 bin 276 Lisans Üstü Mezunu vermiş…”
bulunuyor. İTÜ’de, ODTÜ’de, Hacettepe Üniversitesinde olduğu gibi
Fırat Üniversitesi mezunları da, ‘Fırat Üniversitesi Mezunu kimliği
ile…’ ne kadar övünseler haklılar. Bizim hayatımızda, Fırat
Üniversitesi hafızalara kazılı olan bir romandır. Elâzığ Şehrinde her
hane içinde mutlaka bir Fıratlı vardır. Onda, ‘gençliğin en nadide
hikâyeleri vardır’
Bu şehirde, 1970’lerden bugünlere kadar belki de büyük bir dikkatle
takip ettiğimiz kurum/ veya en önemli kuruluş Fırat Üniversitesi
olmuştur. Turan, Nurhak, Yeniçağ, Günışığı ve halen yazı hayatına
devam ettiğimiz Elâzığ Hâkimiyet Gazetesi’nde Fırat Üniversitesi
hakkında yazdıklarımız birkaç kitap hacminde olabilir!  1978 tarihinde
rahmetli Prof. Dr. Mustafa Temizer ile kendi makamlarında yaptığımız
röportaj, o günkü Turan Gazetesi’nde kendi köşemizde birkaç gün
yayınlanıyordu… Rahmetli Temizer, ‘geleceğe ait düşüncelerini paylaşan
bir insandı…’ 1980’li yıllardan 1995’li yıllara doğru FÜ’nün,
stratejilerinden bizlere bahsediyorlardı… Elâzığ Şehri, “Türkiye’de/
veya Türk- İslâm Âleminde bir Üniversite Şehri!” olarak anılmalıydı.
Şener Bulut, M. Beşir Aşan ile birlikte, Güniz Sokak’ta bu ülkede uzun
yıllar Türk siyasi hayatını şekillendirmiş, Başbakanlık ve
Cumhurbaşkanlığı yapmış bulunan merhum Süleyman Demirel’i ziyarete
gitmiştik… Rahmetli Demirel bizlere, “Hayalimde iki şey vardı.
Birincisi Ankara’nın Doğusunda, Elâzığ Şehrinde bir Teknik Üniversite
açılması… Bir diğeri de, Yıldız Teknik Üniversitesi’nin açılması…”
Öyle güçlü bir sevda rüzgârı ki, Ankara’yı da derinden etkiliyor.
1967 yılından günümüze doğru yolculuk yapmanızı arzu ederim. 1967
yılında, “Elâzığ Şehrimizde Yüksek Teknik Okul…” açılacaktı. Bu isim
1969 tarihinde, “Elâzığ Devlet Mühendislik ve Mimarlık Akademisi…”
olacaktı. 1982 tarihinde, F.Ü.’sinin bünyesinde, birçok bölümleriyle
birlikte, Mühendislik Fakültesi olacaktı… Elâzığ Şehrimizde, Ankara
Veteriner Fakültesi’nden sonra ikinci Veteriner Fakültesi 1970
tarihinde açılacak. Daha sonraki yıllarda, “Türkiye’nin birçok
Üniversitesinde açılacak olan Veteriner Fakültesine - her alanda-
kaynak olacaktı!”
Fırat Üniversitesi’nden bahsederken, 11 Nisan 1975 tarihinde,
“Veteriner, Fen ve Edebiyat Fak. İle birlikte…” Üç fakültenin
birleşmesiyle, “Fırat Üniversitesi” ismiyle, Türkiye’de 27 Üniversite
arasındaki yerini alacaktı…  Fırat Üniversitesi’nde, 1980’li yıllardan
itibaren artarda yeni fakülteler birbirine kovalayacaktı… Fırat’ın iki
nezih kolu Karasu ve Murat Vadileri de, ilmin ışığı ile şehrin
ufuklarını genişletecekti. Bingöl’de, Muş’ta, Tunceli’de,
“Yüksekokullar açılacaktı…” Karasu Vadisi’nin incisi Kemaliye’de, F.Ü.
bağlı M.Y.O açılıyordu. Malazgirt-1071’de Anadolu’yu bizlere vatan
yapan Malazgirt’in o engin hatırası da, M.Y. O. ile taçlanacaktı. 2008
tarihine gelindiğinde; Bingöl, Muş, Tunceli, Erzincan Üniversiteleri
eğitim ve öğretime geçeceklerdi. F.Ü.’sinin bünyesinde bulunan bu
illerdeki,
M.Y. O. ve Fakülteler de, Yeni Açılan bu Üniversitelere devredilecekti.
Yeni açılan bu Üniversitelere de, F.Ü.’sinin çok önemli bilimsel ve
akademik katkılarını görmekteyiz…
Günümüzde, F.Ü.’sinin bünyesinde; “16 Fakülte, 2 yüksekokul, 1 Devlet
Konservatuvarı, 9 Meslek Yüksek Okulu, 4 Enstitü, 24 Araştırma
Merkezi…”bulunmaktadır.
Hâlihazırda, F.Ü.’sinde, “9 bin 523 Önlisans, 30 bin 803 Lisans, 5 bin
339 Lisans olmak üzere 45 bin 665 Öğrenci eğitim- öğretim görüyor.”
F.Ü. bu eğitim ve öğretimi de, “1.862 akademik olmak üzere 1.511 idari
personelle sürdürmektedir…”
1997-2002 yılları arasında, Fırat Havzası Gazeteciler Cemiyet
Başkanlığı görevlerinde bulundum. Bu süreç içerisinde, “Elâzığ 1.
Ekonomik Kurultayı,  Elâzığ 1. Sanayi ve Ticaret Fuarı, Elâzığ Kültür
Kurultayı, Çayda Çıra Bilim, Kültür ve Sanat Ödülleri, Uluslararası
Hazar Şiir Akşamları,
Elâzığ 1. Kitap Fuarı, Başarılı Gazeteciler Ödül Törenleri…”  Bütün bu
faaliyetlerde, F.Ü.’sinin çok önemli katkıları olduğunu söylemek
isterim. 2003 tarihinden itibaren Elâzığ’da, “Şehrin Ödülü” olarak
verilmeye başlanan, “Türk Dünyası Hizmet Ödülleri…” ve bu ödüller için
oluşturulan jürilerde, gerekçeli kararlarda, F.Ü.’sinin katkıları da
takdire şayandır.
Hayali’nin nefis bir şiiri vardır;
“Cihân-ârâ cihân îçindedir ârâyı bilmezler
O mâhîler ki deryâ içredir deryâyı bilmezler”
Büyük bir sükûnetle bu şehirde yaşayan, havasını soluklayan
üniversitesi ’nde okuyan bir insan, “balık misali içerisinde yüzdüğü
deryadan ne kadar haberdardır?”  Fırat Üniversitesi’nde, eğitim gören
45 bin öğrenciden söz ettik… Bu öğrencilerimizin neredeyse yüzde
65’lerinin Elâzığ Şehri dışından, 81 İlimizden geldiklerini ne kadar
düşündük? Fırat’ta başlayan ilim hayatı, aynı zamanda; “sosyal,
kültürel ve iktisadi entegrasyonu da /bütünleşmeyi sağladığını ifade
etmeliyiz!” Fırat’ta okuyan her öğrenci, üniversite yıllarında bu
şehrin havasını soluklayan, ilim muhitiyle sürekli içiçe olan bir
elçisidir…
İki kardeşim, Fırat’ta okudular, akademik kariyer yaptılar, ilmin
zirvesine doğru tırmandılar… Şurası bir gerçek, özellikle de rahmetli
babamızın sağlığında hanemizde/ soframızda öğrenci kardeşlerimizi
ağırladık. Hoş sohbetlerimiz oldu, daimi dostluklarımız oldu… Şunu da
gayet iyi biliyorum ki, Fırat Üniversitesi’nde okuyan birçok
öğrencimize bu şehrin insanı/ ve öyle ki, Üniversitenin Öğretim
Üyeleri de maddi ve manevi olarak sahip çıkmışlardır… Bu şehir insanı,
“ilim tahsili için gelenlere…” ve de “bu şehirde askerlik yapan
Mehmet’ine…” sahip çıkmıştır.
Fırat Üniversitesi’nin 50. Yılında; Kurucu Rektör Mustafa Temizer (1975-1982),
Arif Çağlar (1982-1992), Eyüp G. İspir (1992-2000), A. Feyzi Bingöl
(2000-2004; 2008-2012),
Ahmet Hamdi Muz (2004-2008), Kutbettin Demirbağ (2012-2020)
Ve Fahrettin Göktaş (2012… Şehrin hafızalarında derin izler bırakan
kutlu bir yol…
Birçok ana bilim dallarında, ‘akademik hayatta üç nesil…’ bir arada
olmanın hazzını yaşıyorlar. Her ana bilim dalının kendi içerisinde bir
ilim, bir irfan okulu olması… Bilgiyi, Uluslararası arenaya taşıması…
Doğu Anadolu’nun Edebi Mahfili olarak da bilinen MANAS Yayınevi
kuruluşundan bugünlere kadar, 100’ün üzerinde eser kazandırdı. Bu
eserlerin yüzde 70’lerini Fırat Üniversitemizdeki Hocalarımızın
eserleri olduğunu da, altını çizerek belirtmek isterim. MANAS
Yayınevi’nde 2006 yılından itibaren devam etmekte olan başta, “Manas
Musiki ve Şiir Günleri” olmak üzere birçok önemli program ve
projelerde F.Ü.’sinin kadirşinas Öğretim Üyelerimizin katkıları da
takdire şayandır.
2025 yılı boyunca inşallah bu sütunlarda bizlerde Fırat Üniversitesini
konuşacağız. Bir şey var ki, kendi değerlerine sahip çıkarak
konuşacağız.
“Kıyama kalkar su, huşu içinde
Dökülür deryaya, koşu içinde
Damla damla akan gözyaşı değil;
Yedi başak veren düşü içinde

Yeni nesil ümit dolu, hınç dolu
Sana rehber olsun ecdadın yolu
Oğuz’un Kayı, Kınık, nice kolu
Domaniçler sürgün versin yeniden”

Yazarın Diğer Yazıları