Dün olduğu gibi günümüzde de, içimizdeki, “görünmeyen tehlike” Asıl
bataklığı besleyen, “unsurlar”
Allah Resulü (sav) buyuruyorlar; “Ahir zamanda, din yoluyla dünyalık
elde etmek isteyen, bir takım
adamlar ortaya çıkacak. İnsanlara şirin görünmek için koyun postuna
bürünecekler. Dilleri baldan tatlı, fakat kalpleri kurt kalbi
olacaktır.”
Onların, “gözlerinin derinliklerine…” şöyle bir bakınız?
“Dillerinin söylediklerini, kalpleri tasdik etmiyor!”
Riya, sözlükte “ikiyüzlülük…” olarak tanımlanıyor. Riya, “kalbin
manevi hastalıklarından biri”
Hz. Mevlana, “İnsanı gördüklerinden ibaret sayma, göremediklerinde
ara, içidir hakikatin resmi, dışı sadece bir manzara” Bizler,
manzaraya baktık ve aldandık!
“Cenab-ı Hakk kâfir için necis dedi. Fakat dikkat et ki; Kâfirlerin
dışı pis değildir. O pislik onların din ve ahlakındadır”
Nisa Suresi 144 ayette şöyle buyrulur; “Ey iman edenler! Müminleri
bırakıp da kâfirleri dost edinmeyin. Kendi aleyhinizde Allah’a apaçık
bir delil mi vermek istiyorsunuz”
Biz kiminle, kimlerle bütünleşmeye çalışıyoruz?
Bizim güzel bir atasözümüz vardır; “Eğreti ata (el atına) binen tez iner!”
Bir başkasının, “kanatlarına” veya “himayesine” bu milletin ihtiyacı
yok. Nasıl olursa olsun, “kendimiz” olalım! Dürüst, Samimi, Hakk
Dostu, Edep Sahibi olalım.
Bir şiirimizde ne diyoruz?
“Dışı içine esir / İçi dışına hâkim,
Korku vicdana tesir / Sevgi illete hekim”
Bu millet, tarihi boyunca ne çektiyse, “münafıklardan…” çekti. Onlar,
milletin içerisinde yaşadılar; ama “bataklıktan” beslendiler.
Hadis, “Oruç tutup, namaz kılarak Müslüman olduğunu da söylese,
münafığın alameti üçtür; Kendisine bir emanet bırakılırsa hıyanet
eder, konuşursa, yalan söyler, anlaşma yaparsa, sözünden döner!”
Allah’ın Resulü (sav) “Münafıkların kendilerini ele verecek”
özelliklerinden bahsederler.
Onların, “selamları, lanettir, yemekleri gasp ve yağmalamadır, hile ve
aldatma ile mal kazanırlar,
Mescitlere aralıklı yaklaşırlar, namazı ancak üşene üşene kılarlar,
büyüklük taslarlar, ne severler, ne de sevilirler, gece odun gibi
sessiz, gündüz gürültücüdürler”
Hadis, “Münafık iki sürü arasında kâh birine kâh öbürüne yanaşan
şaşkın koyun gibidir”
Hadis, “Münafık, gözlerine hâkim olup istediği şekilde ağlayabiliyor”
Hadis, “Kim ki kalbindeki Allah korkusundan daha fazlasını insanlara
göstermeye çalışırsa, O münafıktır”
Hz. Kur’an da, münafıklarla ilgili tahmini, “111 ayet…” geçiyor.
İşte onların bazı halleri…
“İnsanlardan öyleleri vardır ki, inanmadıkları halde, “Allah’a ve
ahiret gününe inandık” derler (Bakara, 8)
“Allah’ı ve iman edenleri aldatmaya çalışırlar” (Bakara, 9)
“Kalplerinde hastalık vardır!” (Bakara, 10)
“Yeryüzünde fesat çıkarmayın” denildiğinde; Biz ancak ıslah
edicileriz” derler (Bakara, 11)
“İyi bilin ki onlar ortalığı bozanların ta kendileridir, fakat
anlamazlar” (Bakara, 12)
“İşte onlar o kimselerdir ki, hidayet karşılığında sapıklığı satın aldılar da,
Ticaretleri kâr etmedi, doğru yolu da bulamadılar” (Bakara, 16)
“(Onlar) sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler. Artık (hakka)
dönmezler” (Bakara-18)
“Onlar ki, söz verip anlaştıktan sonra Allah'a verdikleri sözü bozarlar.
Allah'ın birleştirilmesini emrettiği şeyi (iman ve akrabalık bağlarını) keserler
Ve yeryüzünde bozgunculuk yaparlar. İşte zarara uğrayanlar onlardır” (Bakara-27)
“İnsanlardan kimi de vardır ki, dünya hayatı hakkındaki sözleri senin
hoşuna gider
Ve o kalbindekine Allah'ı şahit tutar. Hâlbuki O, İslam düşmanlarının
en yamanıdır” (2-204)
“Ona “Allah’tan kork!” dendiği zaman da, kendisini onuru (gururu)
günah işlemeye sevk eder”
Kalpleri “işkilli…” olanlar, şüphe içerisinde bocalayıp duranlar,
“iyiliği” ve “ara bulmayı” sadece gösteriş için yapanlar… Yalan yere,
“yemin edenler…”
Allah'ın rıza göstermediği, “sözleri, işleri ve fiilleri” işleyenler…
Müminleri bırakıp, “kâfirleri” dost edinenler. Namaza, “tembel tembel”
kalkanlar…
“küfür” ile “iman” arasında bocalayanlar… “İyi bir amelle, kötü bir
ameli karıştıranlar”
Allah'a verdikleri, “sözü” tutmayanlar!
Şimdiye kadar gördüklerimiz ve bundan sonra da göreceklerimiz…
Herşeyi, bütün gizlilikleri Yüce Yaradan bilir!
Bir şey var ki, en büyük düşmanımız, kendi iç dünyasını sürekli
gizleyen, “münafıklardır!”
Onların oyunları, desiseleri, kurdukları tuzaklardır!
Öyle ki, onlar bizim içimizde; “inandık” derler!
O sebeple ne diyoruz, Yarabbi! Bizleri görülür ve görünmez
düşmanlardan; fitneden, fesattan ve her türlü şer ocaklarından sen
koru. Âmin.
KUL HAKKINI BİLEN VİCDANLAR TİTRER
Bir söz var, insan için bir ömür boyu derstir; “Dünya için kul olup
kaybolacağına, Allah için kul ol, sonsuzluğu yakala”
Dünya için kul olanların akıbetleri meydanda!
Onlar, hüsrandalar”
“Onlar, nefisleriyle zulme sarıldılar”
“Onlar, öfkelerine yenildiler”
“Onlar, zulmün kapısını araladılar”
Veli insanlar, “Allah’ı bir an bile olsa kalbinden çıkarma” derler.
Yüce Yaratan ne buyuruyor, “ben sizlere şah damarından daha yakınım!”
Kamil bir mü’min, “Allah’ı görür gibi” ibadet eder. O ibadet,
“tefekkürdür!” O ibadet, “hayatı okumaktır!” O ibadet, “sahibini kötü
fiillerden korur!”
En kutlu dua nedir? “Yarabbi! Bizleri haddi aşanlardan eyleme!”
İnsanların, “haddini” kendi hukukunun sınırlarını bilmesi! Bir
başkasının, “hukukuna” tecavüz etmemesi!
İşte, o tecavüzün adına bizler; “kul hakkı” diyoruz! Kul hakkı
yiyenler, “müflislerdir”
Onlar, hem bu dünyada ve hem de öte dünyada zarardadır!
Hz. Mevlana, “Unutma ki nefret ve kinin terekesi pişmanlıktır. Ve her
canlıya ölüm vardır. İnsan ölür ama ölmeyen ‘insanlıktır’”
Güzel ve Veciz bir söz vardır; “İnsanı yaşat ki, Devlet yaşasın!”
Devlet, bizleri taşıyan kutlu gemi…
Hadis, “Kibri, hıyaneti ve kul borcu olmayan mü’min cennete girer”
İnsanın ve insanlığın üç önemli düşmanı; “Kibir, İhanet ve Kul Hakkı…”
Kibir sözlükte, “kendini herkesten üstün görme büyüklenme!”
Kibir de, “rahmani” bir sıfat asla yoktur; O tamamen, “şeytani” bir sıfattır!
Şeytanın, “cennetten kovuluşunun…” yegâne sebebi, “kibirdir!”
Şu kâinatta, “kötülükleri tetikleyende” kibirdir!
Onun ateşi, “hem kendisini ve hem de çevresini” yakar;
Tıpkı, “ormana düşen bir kıvılcım misali”
Kur’an da, Hz. Lokman (as) Oğluna nasihati gerçekte bizleredir; “Ey
Oğulcuğum! Namazı dosdoğru kıl! Ve iyiliği emret, kötülükten de men et
ve başına gelene sabret!”
“Hem insanlara karşı (kibirlenerek) yüzünü yan çevirme ve yeryüzünde
böbürlenerek yürüme! Çünkü Allah, kendini beğenip çokça övünen
kimseleri sevmez”
“O halde yürüyüşünde mutedil ol; sesini de alçalt! Çünkü seslerin en
çirkini, elbette eşeklerin sesidir!” (Lokman, 17-19)
Hadiste ikinci olarak yer alan husus, “hıyanet” Sözlükte, Hıyanet;
“güveni kötüye kullanma, aldatma”
İslam'ın temel kaidesi nedir? “Güvenilir Olmaktır…”
Allah Resulü'nün (sav) anılan ismi, “Muhammed-ül Emin’dir” Yani,
“güvenilir olandır!”
Hadis, “aldatan bizden değildir!” Aldatma, “zulümle eş değerdir…”