Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

Elazığ Şehrine Vakıf Kütüphanesi Yakışır!

Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

Günümüzden 14 yıl önce, dönemin Elazığ Valisi Muammer Muşmal’ın başlattıkları,
“Elazığ Okuyor Projesi…” 81 İlimize örnek olacak; 
Cumhurbaşkanının öncülüğünde “Türkiye Okuyor Projesine…”  dönüşecekti.
O yıllarda, bu başarılı projenin mimarı,  Elazığ Valisi Muammer Muşmal’a;
Bu başarılı çalışmaları, “Vakıf Kütüphanesi ile taçlandıralım!” demiştik!
 Yıllar geçti, tarihi Harput Şehrinin izinde yürümek öyle kolay değil…
Şemsettin Sami’nin, “Kamûs’ül Âlâm (1889-1898)”  isimli eserinde;
“Harput’ta 10 cami-i şerif, 10 medrese, 8 kütüphane, 9 hamam,
12 Han ve 843 dükkân ile 2675 hane…” olduğundan bahsederler.
Bir asır önce 25 bin nüfuslu Harput’ta, ’10 Medrese, 8 Kütüphane’ bulunuyor!
2021 yılının 587 bin nüfuslu Elazığ Şehrinde kaç kütüphane var?
O soruya adamakıllı bir cevap nasıl verelim?
Geliniz, Elazığ Şehrine “Vakıf Kütüphanesi…” inşa edelim!
Her Elazığlı, bu kutlu yola ‘alın terini akıtsın’

12 Mart 2007 Tarihli “Elazığ Okuyor!” yazımızda neler söylemişiz.
Ecdat ne diyorlar,  “Söz Uçar, Yazı Kalır…”
“ELAZIĞ OKUYOR…”
Taha Akyol Milliyet Gazetesi’ndeki köşesinde; “Okulda genel bir "okuma" atmosferinin oluşturulması yönlendirici olabilir diye düşünürdüm hep. Elazığ Valiliği "Elazığ okuyor" diye bir program başlatıyor bugün. Gerçekten okullarda okuma atmosferi oluşturacak bir program. Psikolojisi, pedagojisi de iyi ayarlanmış. Elazığ Valisi Sayın Muammer Muşmal'ın anlattığına göre, bütün okullara "okuma saati" koyuyorlar, bütün okullarda "okuma kulüpleri" kuruyorlar. Kitap okuma alışkanlığını özendirmek için yarışmalar düzenliyorlar.  Sayın Vali Muşmal'ı ve eğitimcilerini kutluyorum. Çok önemli bir tecrübe...”
Kitap Okuma Alışkanlığını kazandırmak çocuklarımızda gelecek de, kitabı hayatla bütünleşen bir sevda haline getirecektir, şüphesiz. Sn. Akyol, “Çocuklarımıza, yaşlarına göre, okuma alışkanlığı kazandırmanın yolunu bulmalıyız. Aileler ve okullar olarak ."Elazığ okuyor" programını kutluyorum ve ne ölçüde etkili olacağını merakla bekliyorum.”
Elazığ Valisi Sn. Muşmal’ın başlattıkları bu yürekli program şüphesiz büyük bir sabrı gerektiriyor. Kendi içerisinde bir gergef gibi projeyi dantel gibi işleyerek cazibe haline getirecek yeni modellerle giderek güçleneceğine inanıyorum.
Özellikle birçok şiirlerimizde, ‘okuma’ motifini yıllar boyu işlemeye gayret sarf ettik. Bunlardan birkaçını sizlerle paylaşmak istiyorum;
“Oku,
 ‘İkra’ ilk emir oku
 Kelimeler ışıl ışıl;
 İlmin sadaktaki oku!”
Kâinatı, bir okul olarak düşünebilir miyiz? Bu bir tefekkürdür. Böyle soylu bir tefekkürü mutlaka hayatımıza bezemeliyiz diyorum;
“Bir kitaptır kâinat, her ayette hakikat
 ‘İlimsiz hayat’ İslam’a kurulan barikat
Gönül gözü Peygamber, nuru arayan nesil;
 Asrımız sana muhtaç, seninle ebed kalır.”
Bu milletin en büyük iki düşmanı var. Birincisi Cehalet, ikincisi ise Fakirlik/ yoksulluktur. Allah’ın Resulü, “fakirlik nerede ise küfür olacaktı” diye buyuruyorlar. Bu ülkede, bu coğrafyada fakirliği yenmek aynı zamanda; ataleti yenmek, taassubu yenmek, cehaleti yenmek anlamlarına geliyor!  
Bir şiirimizde şöyle seslendik;
“Tuzak olur!
Toprak hâki, tuz ak olur
Huzur/güven göç etti mi?
Dağda şaki, yolda tuzak olur... 
İlim/Hikmet göç etti mi,?
Nefis cana tuzak olur” 
İlim, dinimize göre; ‘kadın ve erkek herkese farzdır’ İlmi aramanın ne sınırı ve ne de hududu yoktur. “İlim, Çin’de bile olsa gidiniz alınız” diyor, bizim inancımız! O rağbeti günümüze taşıyacak bir heyecanı mutlaka yakalamalıyız. Öyle ki, Kur’an birçok ayetin sonunda; “ancak ilim sahipleri anlar” gibi veciz bir yaklaşımı önümüze getiriyor. Böyle bir yaklaşım da, “İlim, Müslüman’ın yitik malı” diyoruz.
“İlim, Müslüman’ın ‘yitik malı’ denildi
Akılsız baş, ‘bedenin hamalı’ denildi
İbret almayana, şu dünya zelil-rüsva;
Amelsiz ilim, hiç olmamalı denildi!”

Kitap sevdası bizleri, ‘güçlü bir maziye’ götürecektir. Hayatın buhranların dışında da bir boyası olduğu hissini verecektir. Batı Medeniyetini derinden etkileyen bu milletin, ‘Çağ’ değiştirdiğini de elbet öğretecektir. 
“İlmin hikmet gözesinden ‘Çağ..’ oynadı
 Çer-çöp haline gelince, ‘bağ..’ oynadı
 İlahi! Her tecelli de nur ayetin;
 Bir çığ düşünce yerinden, ‘dağ..’ oynadı”
Elazığ Valiliğinin başlattığı bu organizeli ve uzun mesafeli yürüyüşün ilk adımını 15 Mart 2007 Tarihinde, Elazığ F.Ü. Atatürk Kültür Merkezi’nde, Sn. Muammer Muşmal’ın geniş katılımlı bir toplantıda, stratejileri belirleyen bir açıklama ile düğmeye basılacak. 
Bu yürekli adım, ‘sabır ve basiretle’ ve halkımızın göstereceği, ‘azim ve irade’ ile bütünleşerek bir büyük gönül yangınına dönüşeceğini belirtmek isterim. Özellikle de okullarımız bu meşaleyi öğrenci, öğretmen, veli ve çevre ekseninde tutuşturacaklarına inanıyorum.
“Okul olur,
Millete ocak, okul olur
Tüter bacağı nefesinden
İlme’l yakin O/kul olur!” 
Bu milletin, ‘ilmi soluklaması’ ne demektir? Nasıl bir iklimi bu memleket insanına müjdeleyecektir?. Bunları düşünmek bile bizlere büyük bir haz veriyor! 
İslâm’ın 1400 asır önce gelişindeki atmosferi şöyle bir düşünün! Ve ezel-ebed çizgisinde kâinatı kuşatan mesajlarının ruhları büyüleyici iklimi! 21. asırda, şiddetin amansız tırmandığı ve insanın kutsi değerinin çiğnendiği vahşi tablolar!  Bilmezler mi, ‘bir insanı kurtarmak, kâinatı kurtarmak’ veya ‘bir insanı öldürmek, bütün kâinatı öldürmek gibi’ Aczini nasıl yenecektir insan; şüphesiz ki, ‘öncelikle cehaletini’ onun taassup kokan bağnazlığını yenerek!  
“Cehaletin taassup kokan
 Evladını gömdüğü o/ kuma
Pusatlanır kelimeler
Kalbe huzur verir okuma!” 
Kitabı, bir ışık seli olarak, bir rahmet tufanı olarak, bir tılsımlı ses olarak düşünürüm! Okudukça, ‘insanın bilmediklerinin cahili’ olduğu düşüncesinde bir daha karar kılarım. Okudukça, kendimi ‘deryalara açılmış’ hissine kapılırım. Aklın, ne kadar kutlu bir hazine olduğunu bir daha düşünürüm! İnsanın asıl, kolundaki hayat kurtaran bileziğin ‘bilgi ve marifet’ olduğu hükmüne bir daha varırım. 
Bir araştırmacıyı, ‘arıya’ benzetirim. 
“Göz göz petek altı köşeli
Arı, bin bir çiçekten bal alır
 Şiir, on bir hece altı duraklı
Âlim,  özümden bal alır” 
İnsan, okudukça daha mükemmel bir bakışa, daha arzulu ve insanları özümseyici bir anlayışa sahip oluyor. Özellikle, içindeki tedirginlikleri/ kırılganlıkları/ hırçınlıkları atıyor.     
“Zamanı iplik yaptım, fikri kat kat ördüm
Düşünce de her düğümü, kaskatı gördüm
Tefrik ile ifrat arasında, Ey akıl!
Orta yolun dışında her adım kördüğüm”
 

Yazarın Diğer Yazıları