Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

Elazığ'a 2. Üniversite Çağrısı

Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

Ahmet Yesevi Üniversitesi, Uluslararası Türk-Kazak Üniversitesi.
İlk ortak devlet üniversitesi. Kuruluş tarihi, 1992…
Üniversitenin merkez yerleşkesi Güney Kazakistan, Türkistan (Yesi) Şehrinde
Manas Üniversitesi, Kırgızistan-Türkiye Üniversitesi.
Üniversitenin merkezi yerleşkesi Bişkek’te. Kuruluş tarihi, 1995
Bizim teklifimiz nedir?
Elazığ Şehrinde, 
“Uluslararası Türkiye-Azerbaycan Üniversitesi…”
Türkiye- Azerbaycan,  
‘ortak tarihi,  kültürü, kaderi, sevinci paylaşan iki Ülke…’
Son bir asır içerisinde tarihi birlikteliği olan İki Ülkeyiz…
 “yükselen bir bayrak bir daha inmez” diyen,
1918 tarihinde Azerbaycan Demokratik Cumhuriyetinin Kurucusu,
Mehmet Emin Resulzade’nin, “mezarı”  Ankara’da…
Günümüzde Türkiye’nin en kadim dostu,
“Biz bir millet, iki devletiz” diyen, Can Azerbaycan’dır.
Bu tarihi ibrete şayan söz, Haydar Aliyev’e aittir!
Ankara, özelliklede Bakü için bir gönül, bir sevda rıhtımıdır. 
Elazığ Şehrinin, Türk Dünyasında ayrı bir yeri vardır!
Ve özellikle de, “Azerbaycan’da…”
1990’lı yıllardan itibaren Elazığ’da düzenlenen;
“Uluslararası Hazar Şiir Akşamları…”
“Türk Dünyası Hizmet Ödülleri…”
“Bakü- Elazığ Buluşması…”
“Küçük Hazar’dan, Büyük Hazar’a…”
Tarihi buluşturan; birleyen, derleyen, kaynaştıran faaliyetler!
Nebi Hazri, Elazığ Şehrinde katıldığı Hazar Şiir Akşamlarında;
Öyle yürekten gelen bir sedayla seslenecekler ki, 
 “Muhabbet sonsuzdur, ömürse kısa
Ne olur, sadakat ebedi kalsa!
Kimin yüreğinde bir tel kırılsa,
 Benim yüreğimdir, benim yüreğim…”
Elazığ- Bakü hattında, ‘sevda dolu yürekler…’
Bizler,  “iki devlet- bir milletiz!”
Bakü ile Elazığ’ı birleştiren bir, “vatan şairimiz” Elmas Yıldırım!
Onun anısına, “Uluslararası Hazar Şiir Akşamları…” düzenlendi!
Onun anısına,  “Elazığ-Bakü” ve “Bakü-Elazığ” buluşmaları gerçekleşti!
Gazi Atatürk, bir büyük coğrafyayı, 
Mısralarda o kadar veciz bir şekilde ifade eder ki,
 “Asya'nın ortasında Oğuz oğulları, 
Avrupa'nın Alpler' inde Oğuz torunları, 
Doğudan çıkan biz, batıda yine biz; 
Nerde olsa, ne olsa kendimizi biliriz.”
Ortadoğu’nun kimliğinde, “bu asil millet…”
Duruşunda da, aynı asaletin verdiği, “vakar!”
O vakarlı duruşun Asya’ya bakan yüzünde, Azerbaycan…
O vakarlı duruşun Avrupa’ya bakan yüzünde, Türkiye…
Azerbaycan’ın yetiştirdiği son dönem müstesna kalemi,
Türk Dünyasını yakından tanıdığı Şairi, Bahtiyar Vahapzade… 
Onun Anısına, “Küçük Hazar’da ve Büyük Hazar’da…”
Uluslararası Hazar Şiir Akşamları düzenlendi…
Elazığ Şehri bu şairimize, “Türk Dünyası Hizmet Ödülünü!” verdiler.
Türkiye-Azerbaycan, “tarihi birlikteliği olan iki kilit Ülke…”
Bahtiyar Vahapzade, o muhteşem şiirlerinde şöyle diyecekler;
“Bir ananın iki oğlu,  Bir âmâlın iki kolu. 
O da ulu, bu da ulu Azerbaycan-Türkiye…” 
1918 yılında, Bakü işgal altındadır… 
Ermeni-Bolşevik ittifakının büyük bir katliamı ile yüz yüzedir… 
O karanlık günlerde, Bakü’nün imdadına, Enver Paşa’nın kardeşi Nuri Paşa koşacaktır… 
Nuri Paşa’nın komutasındaki 20 bin kişilik bir ordu ile 
Gence ve Şamahı üzerinden Türk Ordusu hareket edecek; 
Kurban Bayramının Sabah’ında, 
15 Eylül 1918 tarihinde Bakü’ye, büyük bir zaferle girecektir… 
O Tarihi günün anısına Elazığ’da “Azerbaycan Parkı ve Şehitlik Anıtı!” açılacaktır.
O tarihi Azerbaycan Parkının havasında;
 “bir Nizami sıcaklığı, bir Fuzuli aklığı, bir Şehriyar duruluğu” soluklarsınız!
Ahmet Cevat, “Soranlara bu yurdun/ Anlatayım nesiyem;/ Ben çeğnenen bir ülkenin
“Hak!” kışkıran sesiyem” diyorlardı… 
Bu ses nesiller boyu yankılandı! Bu seste bütün ziyalıların yürekleri parladı…
O parıltılarla Elazığ Şehri, “Fuzuli’ye Saygı Gecesi” gerçekleştirecekti!
O gecede, “Harput’ta Tebriz Çiçeğinin Kokusu…” yayılacaktı!
Fuzuli’nin eserleri yıllarca Harput’ta, ‘gönül tellerini titretmiştir’
Elâzığ, tarihi buluşturan bir şehir! 
Elâzığ, huzuru çimlendiren bir şehir! 
Elâzığ, Hazar’ın müşfik kanatlarıyla sevdaları kucaklayan bir şehir! 
Elâzığ, Türk Dünyasının ve Türk Halklarının ‘manevi azığı’ 
Tebrizli Şair, “Harput, Asya’nın gül bahçesidir” diyorlar…
Bakü’de Şehitler Hıyabanında 938 kahraman Türk askerinin 2’si Elazığlı…
Bu kahramanlar, Piyade alayında İhtiyat Zabiti Şevki Efendi, Ağından… 
Ve er Timur Hasan ise Harput’tan…
Bizler 1970’li yıllarda söylediğimiz içli/ destanımsı bir türkü;
Azerbaycan İstiklal Marşı’nın yazarı Ahmet Cevat’a ait olan;
“Çırpınırdı Karadeniz Bakıp Türk'ün bayrağına 
Ah ölmeden bir görseydim düşebilsem toprağına…” 
O şiirde, bir milletin yürekten seslenişi, ‘hürriyet şarkısı…’
O şarkıyı, Azerbaycan’ın ‘can damarı…’
Karabağ’ın kurtuluşunda da, “Elazığ Şehri yürekten seslendirdi!”
Elazığ’dan, “Karabağ’daki Kahramanlara Mektuplar Gönderildi!”
Elazığlı bilir, “Kafkasların iki yakası, Türk’ün kaderi mahşeri…
Fikir meydanlarını akıncı ruhuna sahip Mehmet Emin Resulzade,
“Bir defa yükselen bayrak, bir daha inmez!”
O Türk’ün Azerbaycan’da, Anadolu’da yaktığı,
“Hürriyet Bayrağıydı…”
O bayrak, Elazığ Şehrinde 1990’lardan itibaren yükseldi…
Uluslararası Hazar Şiir Akşamları bir meşaleydi, gerçekte!
Türk Dünyası Hizmet Ödülleri, o meşaleyi gönüllerde tutuşturdu…
Gazi Atatürk, TBMM kürsüsünde ne diyorlardı;
“Dil bir köprüdür, İnanç bir köprüdür, Tarih bir köprüdür…
Köklerimize inmeli ve olayların böldüğü tarihimiz içinde bütünleşmeliyiz!
O bütünleşmeyi bizler, Gaspıralı İsmail’in yolunda yürüyerek;
Türkiye-Azerbaycan Üniversitesini Hayata Geçirerek Önemli Roller Üstlenebiliriz!
Elazığ Şehri, Türk Dünyasının “Tefekkür Şehridir!”
Elazığ Şehri, Türk Dünyasının, “Türk Dünyasının Manevi Azığıdır!”
Elazığ Şehri, “Asya’nın Gül Bahçesidir!”
Elazığ Şehrinde, “2. Üniversite…” böylesine tarihi bir adım için en yakışanıdır!
Haydi Elazığ! Haydi Türkiye! Diyoruz…
Elazığ Şehrinde, “2. Üniversite…” Türk Dünyasını Birleyen Anlayışta Düşünülmelidir!
Böyle bir gayreti, ‘siyasi iradeden bekliyoruz!’
Türkiye ile Azerbaycan Devletleri arasındaki birlikteliği nasıl güçlendirebiliriz;
Şüphesiz ki, “EĞİTİMLE…”
Şunu da gayet iyi biliyoruz ki, Türkiye’nin birçok Üniversitelerinde;
Can Azerbaycan’dan Anadolu’ya “IŞIK OLARAK AKAN BİLİM ADAMLARI…”
BÜYÜK BİR GAYRETLE BİLGİLERİNİ PAYLAŞMAKTALAR!
Elazığ Şehri bu düşünce minvalinde “AYAĞA KALKMALI…”
Şehrin Milletvekilleri, Valisi, Belediye Başkanı, Rektörü, 
Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı, Sivil Toplum Örgüleri, Basını…
Cumhurbaşkanımızdan Şehir Adına Randevu Alarak;
Bu Tarihi Görev Etrafında Buluşmalıdır…
 

Yazarın Diğer Yazıları