Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

Eğitimin Zikzak Yolculuğu

Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

Ziya Gökalp, “Eğitimden yoksun olan insanlar, ölünceye kadar şahsiyetsiz kalmaya mahkûmdurlar!” İlla ki, ‘eğitim…’ diyoruz! Cumhuriyet Dönemizde, ‘eğitimimizi istikrarlı bir zemine oturtamadık’ Sürekli, ‘yaz-boz tahtasına çevirdik’

Eğitimi, aynı temel felsefe üzerinde ancak, ‘modernize…’ edersiniz. Asrın ihtiyaçlarıyla takviye edersiniz. Bizler ne yaptık, ‘eğitimin temelleriyle oynadık…’

Yatın tarihimizden misaller vermeye çalışacağım. 80 yaşındaki, 60 yaşındaki, 40 yaşındaki insanımız; kendi dönemlerinde, ‘eğitimin temelleriyle…’ nasıl oynandığının canlı şahitleridirler.

1940-1946 yılları arasında,  ‘Köy Enstitüleri…’ bu ülkenin tarım politikalarına uygun stratejik hedeflerle kurulur. Köy Enstitüsü uygulaması 1946 yılında, ‘Köy Öğretmen Okullarına’ dönüştürülür. 27 Ocak 1954 tarihinde tamamen kapatılır. Köy enstitülerinden, 1954 yılına kadar, “17 bin 251 Köy Öğretmeni…” yetişecektir.

Bir şeyin ıslah edilmesi, ‘asrın şartlarına uygun olarak…’ yapılanması yoluna gitmeyiz!

Bizim kültürümüzde, “inşa etmek, ihya etmek…” kavramları var. Günümüzde sadece, ‘isimleri’ kaldı. Özünden koparma marifetimiz o kadar fazla ki.

Seyyid Kutup, “Bilginin gücüne inanıyorum, kültürün gücüne inanıyorum; ama eğitimin gücüne, daha çok inanıyorum!” O inancı bizlerde taşıyoruz.

Gün gelecek, “Eğitim Enstitüleri…” öğretmen yetiştiren okullar olarak kurulacak!

Ünlü tarihçimiz Prof. Dr. İlber Ortaylı; “1970’lerde Eğitim enstitülerinin kapatılmasıyla eğitimde en büyük hatanın yapıldığını…” söyleyecekler.

Büyük bir heyecanla, ilkeli, istikrarlı, büyük bir dikkat, rikkat, gayretle; ‘öğretmen yetiştirecek kurumların temellerini atıyorsunuz’

O kadar büyük emeği, gayreti, heyecanı kendi ellerimizle yerle bir ediyoruz!

F.W. Robertson, “Allah herkese çeşitli kabiliyetler vermiştir, bunları kullanılır hale getiren eğitimdir!”

Henry Adams, “Eğitimin asıl büyük amacı, bilgilenmek değil, eyleme geçmektir.”

Bu milletin, ‘sanayisiyle bütünleşen…’ ara sınıf elemanını yetiştirmeye başlayan, “Meslek Liseleri…” bir dönem; anne ve babaların evlatlarını gönderdikleri okullar olacaktı. Neredeyse, her sektörümüz için birer atölye niteliğindeydi. Çok kabiliyetli öğrenciler maharetlerini buralarda göstermeye başladılar. Meslek Lisesi çıkışlı birçok akademisyenlerimizi yakından bilirim.

Gün gelecek, “İmam Hatip Liseleriyle birlikte…” Meslek Liselerini, ‘kurban edeceğiz’

Böyle bir rezalet olamaz! Eğitimdeki, ‘en büyük ihaneti…’ o yıllarda yaşıyorduk!

  1. North Whitehead, “Bir ülkenin geleceği, o ülke insanlarının göreceği eğitime bağlıdır!”

İmam Hatip Liselerinin ilk nüvesi; 1912 tarihinde, “Medresetü’l- Vaizin…” ile atılacaktır. Bu ülkeye, ‘imam’ ve ‘hatip’ yetiştirmek üzere atılan adımlar, gayretler, heyecanlar; ‘bir neslin yetişmesini…’ hazırlayacaktı. O malum, ‘Şubat Soğuğu…’ ve yankıları hala devam etmektedir.

Aristoteles, “Eğitim, refah anında bir süs, felaket sırasında bir sığınaktır!”

Bir dönem gelecek, “Yüksek Öğretmen Okullu Olmak!” bir ayrıcalık olarak düşünülecekti. Eğitimin kalitesini yükselten bir sistem… O sistemi de, ‘yaşatamadık’ yazıklar olsun, diyorum!

Bir zamanlar, “1955 tarihinde İstanbul, İzmir, Eskişehir, Diyarbakır, Konya ve Samsun’da açılan Maarif Kolejleri…” 1975 tarihinde, “Anadolu Lisesi” adını alacaktı. 1980’li yıllardan sonra diğer illerimizde de açılacaktı… Hemen belirtelim, “Elazığ Merkez Anadolu Lisesi…” bir dönemler, ‘başarının zirvelerinde…’ yerini alacaktı!

Sonraki yıllarda, büyük bir maharetle kademeli olarak bütün liselerimizi, “Anadolu Lisesi…” yaptık! Böylece, bir dönemi de kendi ellerimizle tarihe gömdük!

Fen Liseleri… İlk adımı 1962 tarihinde; Ankara Fen Lisesi ile atıldı. Sonraki yıllarda, diğer illerimizde de açılmaya başlandı! Günümüzde, ilk açıldığı yılların heyecanının çok gerisindeyiz.

1990’lı yıllarda, “Anadolu Öğretmen Liseleri…”  ve onun bir adım ötesinde, “Eğitim Fakülteleri!”

“Eğitimin Zikzak Yolculuğu…” bizleri de yordu!

Eğitimin alt yapısı olarak, “Devlet Kitapları Milli Eğitim Yayınevleri…” 1930’lu yıllardan 2007’li yıllara kadar; ‘yayıncılık ihtiyacını…’ karşılıyordu! Öğrencilerin, Öğretmenlerin, anne-babaların nefeslendiği, ‘kütüphanelerdi…’ Marifet bu ya, ‘ellerimizle kapılarına kilit vurduk’

Gayet kısa bir sorum var sizlere, “eğitimden memnun musunuz?”

Evet veya Hayır, sizlerden cevaplarınızı beklerim [email protected]

Yazarın Diğer Yazıları