Gözyaşlarında karanfil kokusu
Göz nuruyla çözer, kilim dokusu
Sabır ilmeğinde, şehit düğümü
Düğüm düğümdür geceler uykusu
Düşlerim, Mescid-i Aksada kaldı
Bin dört yüz yıl, tekbir sedası kaldı
Müjde, zikre nişan seccade kaldı
Çözülür heceler, tatlı öyküsü
Anadolu, sabır yayı kuşanmış
Bin yıl İslam’ın emrinde kuşanmış
Seksen milyonu, bir yürek kuşanmış
Coşar gönüller, Alperen duygusu
Yolumuz hak yolu, hakkı severiz
Garip gönüllerde, mazlum severiz
Sevgi dolu, nefesleri severiz
Nefesler, her daim hicap türküsü
Bitmez bu milletin, içli türküsü
FİLİSTİN, KEŞMİR, KERKÜK VE KARABAĞ
KANAYAN HER DAMLA YÜREĞİME BAĞ
Yara, bere, kan, gözyaşı benimdir!
Bütün çektiklerim günahlarımdır…
Ben ki, kendi içimde kavgadayım,
Nefsimin ateşinde, hüsrandayım!
Ne ibret aldık dünden, olanlardan
Bizlere miras diye kalanlardan
Sildik hafızadan hatıraları
Kanayan yaramızla hüsrandayım
İliklerime kadar üşüyorum
Sanırsın adımlarım, düşüyorum
Şafağı sökmez mi, bu gecelerin
Geceler, çığlık çığlık hüsrandayım!
Filistin, Keşmir, Kerkük ve Karabağ
Kanayan her damla yüreğime bağ
‘Aman’ dilemeyen hicapsız bir çağ!
‘Çağdışı’ bir zamanla hüsrandayım!
GÜNÜMÜZÜN PORTRESİ!.
Germeyin,
Sözü, nefretle, kinle, öfkeyle germeyin!
Sermeyin,
İpe un sermeyin!
Sürmeyin,
Patika yollarda iz sürmeyin!
Görmeyin,
Vahada, serap görmeyin!
Gülmeyin,
Ağlanacak halinize gülmeyin!
Asırların çığlığını duyarım
Filistin’de, medeni dünya ağlar!..
Hala, nefretin dehşetini duyarım
Irak’ta, milyonları hüzün bağlar
Suriye, Menbiç Kalesi önünde,
Gazi Belek’in, ok yarası sızlar!