Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

Değerlerimiz ve Sosyal Medya

Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

Artık neredeyse, ‘Covid-19’dan evvel-sonra’ diyeceğiz!
Covid-19’dan evvel, ‘Ramazanlı Günler’ şöyleydi…
“Kandiller, Arife Günleri, Bayramlar ve manevi coşkusu…”
Sosyal hayatın canlılığı eski birer hikâye mi oldu?
Hasta ziyaretleri, taziyeler, düğünler, törenler…
Acıları ve sevinçleri paylaşma kültürü…
Bayramlar, ‘Sıla-ı Rahim…’ olarak bilinir!
Barışın, huzurun, vuslatın adıdır, Bayramlar…
Ramazan Ayının ikinci haftasından itibaren, 
‘kendi hanemize kapandık…’
‘evlerimizi mescit edindik…’
Son bir yıldır, ‘acılarımızı…’  ve ‘sevinçlerimizi…’ paylaşamadık!
Nice yakınların, dostların cenazesine, taziyesine katılamadık!
Camilerin, Mescitlerin kapılarını huzurla açamadık…
Teravih namazlarına, Sahur cüzlerine iştirak edemedik…
Dostlarla bir arada, ‘sohbetlerde…’ bulunamadık!
Bir bakıma, ‘sosyal ve kültürel hayattan kendimizi tecrit ettik’
Kalabalıklardan kaçtık… Kapalı yerlerden hızla uzaklaştık…

Ah! Teknoloji diyorsunuz… 
Günümüz dünyasına, ‘İletişim Asrı…’ diyorsunuz!
Bilgi ve onun baş döndürücü serüveni…
O serüven dünyamızı, ‘köhne bir köye…’ çevirdi!
Uzaklık kavramı hafızalardan giderek silinmeye başladı!
Hayat giderek artık, ‘sosyal medyada oluşmaya başladı’
Hasta ziyaretinden taziye mesajına kadar…
Sohbetler dijital ortamlarda…
Sosyal- Kültürel ve de Ticari Hayat…
“e-devlette” sizlere ait bütün bilgiler arşivlendi!
“e- ticarette” alış-verişiniz…
‘bütün ödemeleriniz’ dijital ortamda…
Okul hayatından, Ofislerinize kadar, 
‘uzaktan eğitim…’ ve de ‘uzaktan yönetim…’

Şu günlerde sosyal medyada en fazla kullanılan kelimeler;
“selam, sağlık, esenlik, huzur, güven, adalet ve dua…”
Gönül dünyalarımızda, ‘birlik ve beraberlik şuuru…’
O şuuru besleyen şüphesiz ki, ‘infak kültürüdür’
İnancımız, “sevdiğiniz şeylerden infak etmedikçe…
Hakiki imana sahip olamazsınız!” buyuruyor.
Sosyal Medyayı, ‘irfan okuluna…’ dönüştürebiliyor muyuz?
O dönüşümü, ‘edebi mahfillerle…’ gerçekleştireceğiz!
Sosyal hayatta ki topluluğumuzu, ‘sosyal medyaya taşımak’
Fikir ve düşünce mahfillerini birer atölye haline getirebilmek!
Her birimizin ömür boyu öğrenmeğe ihtiyacımız var!
Dedikodularla geçireceğimiz zaman için ‘eyvah’ deriz!

1975’lerden bugünlere basın hayatının içerisindeyiz!
Yerel gazetelerde yıllarca yazdık, hala yazmaya devam ediyoruz!
46 yıldır, ‘kalem elimizden düşmedi’ 
Her haber, her yazı, her makale bizleri yeni şeyler öğrenmeye sevk etti!
Ahmet Yesevi’den günümüze süzülerek gelen, ‘sohbet kültürüne’ önem verdik!
O kültür, kâh edebi mahfillerde, kâh okul kürsülerinde,
Kâh radyo ve televizyon programlarında bizlerle içiçe oldu!
Özellikle, ‘paylaşmayı’ Yunus’un ifadesiyle, ‘üleşmeyi’ sevdim!
Covid-19 belasından sonra; ‘sosyal medyanın etkisini daha fazla anladım’
Özellikle, ‘bilgi kirliliğine…’ karşıyım!
Hucurat Suresi 6. Ayette ne buyruluyor;
“Ey iman edenler, bir fasık size haber getirdiği zaman onu iyice araştırın!”
Saf Suresi 2 ayette ne buyruluyor;
“Ey iman edenler! Yapamayacağınız şeyleri niçin söylüyorsunuz?”
İletişimin dört şartını her zaman için söylerim;
“saygı- sevgi, moral, dürüstlük, güvenilir ve adil olmak!”

Ramazanlı Günlerde kullanılan çok güzel/ nezih bir dil/ üslup…
O üslubu, ‘ısrarla korumaya çalışalım’
Birbirimize, ‘selam, sağlık, esenlik, huzur, mutluluklar dileyelim’
Yunusta ki, ‘gönül dilini’ sosyal medyada ‘daha da yaygınlaştıralım’
Bir ses ırmağı, bir söz/ veya edep ırmağı gönüllerde aksın/ akabilsin!
Özellikle de, Salgın Döneminde; ‘taziyelerimizi paylaştık…’
Ecdat ne diyorlar, “acılar paylaştıkça azalır!”
Ecdat ne diyorlar,  “sevgiler paylaştıkça çoğalır!”
Tekrar ediyorum, bizlerin; ‘erdemli topluma’ ve ‘bilge kişilere’ ihtiyacımız var.
O sebepledir ki, ‘değerlerimizi her halükarda yaşatacağız’
Şüphesiz ki, “yarın geçilecek yolları bugünkü nesiller inşa ederler!”
Sosyal Medyada da, ‘ilim ve irfan meclislerini…’ düşünürüm!
“Niyet hayır, akıbet hayır!” diyelim
 

Yazarın Diğer Yazıları