17 Ekim 2019 tarihinde bu köşemizde kaleme aldığımız yazımızda,
“Cephenin Gerisinde Kimler Var!”
Bu yazımızın üzerinden dört tam yıl geçmiş bulunuyor. Türkiye’miz
üzerinde oynanan oyunlar, 2024 yılının Ekim ayında daha iyi
gözlemleyebiliyorsunuz. Dört yıl önceki yazımızda neler diyorduk;
Suriye stratejik bir konuma sahip… Bir yüzü, Türkiye'ye bakıyor…
Suriye ile Türkiye’nin 911 km bir sınırı var… Suriye’nin batısında,
Akdeniz/ yani sıcak sular yer alıyor… Bu sınırların güvenli olmadığı,
“Barış Pınarı Harekâtında” görüldü. Terör Örgütü, Kamışlı’dan
Nusaybin’e, Resulayn’dan Ceylanpınar’a,
Tel Abyad’dan Akçakale’ye, Kobani'den Suruç’a, ‘her biri katliam
niteliğinde…’ ‘sivillere yönelik saldırılarda’ bulunmuştu!
Trump, “PKK’nın DEAŞ’dan daha tehlikeli olduğunu…’ ifade edecekti
ABD’de, AB Ülkeleri de, Arap Birliği Ülkeleri de, İran ve Rusya’da;
“Terör belasını biliyor…” Ve öyle ki, “Türkiye’nin haklılığını da
biliyorlar” Biliyor ama ‘gerçeklerle de hiçbir zaman yüzleşmek
istemiyorlar’ Onların akılları, fikirleri, sinsi ve acımasız
niyetleri, “Sevr paçavrasında…”
Türkiye’nin, “bir akıl-bir yürek olacağı dönemden geçiyoruz!”
Bugünlerde, “Milli Mücadele Ruhuna” o kadar çok ihtiyacımız var ki?
Şimdi, büyük bir dikkatle sorumuzu yöneltiyoruz, “Cephenin Gerisinde
Kimler Var?”
Niyetleriyle, beyanlarıyla, siyasi tavırlarıyla bir bir ortaya çıkıyorlar!
Hafızamızı yoklayalım, Trump, ‘tarihi skandala imza atacak mektup
gönderiyor’ Bu mektupla, Lyndon B. Johnson tarafından, İsmet İnönü’ye
gönderilen mektup… 1964 yılında ki, ‘tehdit dolu mektup…’ Türkiye’nin
Kıbrıs’a müdahalesini önlemek içindi… Onlar için, ‘sivil katliamlar
hiç mi hiç önemli değildi…’ Aynı mantık, aynı realite… ‘müstemleke
zihniyetiyle’ hareket ediyorlar! O zihniyet, “Çanakkale’de yerle bir
olmuştu!” Ama onların, ‘tarihi niyetleri…’ kötü emelleri değişmedi,
değişmeyecek de… PKK 35 yılda, Aytekin Yılmaz’ın ifadeleri “20 bin
çocuğu dağa çıkarıyor…”
Terör kendi insanına ihanet ediyor… Kendi insanını katlediyor!
Batı neden korktu biliyor musunuz? “Ortadoğu’ya musallat olan terör
belası bitecek!” Türkiye artık uyanıyor… Anadolu insanı uyanıyor ve
kıyama kalkıyor… Batı dünyası, O uyanıştan, O tarihi dirilişten
korkuyor… Elleri altında, ‘istedikleri gibi yönetecekleri’ Türkiye yok
artık…
Sporcu, sanatçı, devlet adamı; “asker selamı…” verince cin çarpmışa
dönüyorlar! Avrupa, ‘kendi takımlarına denetim getiriyor’ Bu kadar
da, ‘taassup olmaz…’
Cephenin Gerisi… ABD’si, Avrupa’sı ve diğerleri; ‘ekonomik
tedbirlerle’ meşguller!
Ekonomik yaptırımların başında da, ‘savunma sanayi…’ geliyor!
Hesapları, “Türkiye’yi nasıl bunaltabiliriz!” Terör Örgütü; ‘sivil
halkı katlediyor’ Umurlarında değil… Bir tek kellime bile sarf
etmiyorlar! Onlar, “vahşette sırtlanları bile geçtiler!”
Diyarbakır’da; “annelerin çığlığı…” O çığlığı, “Batı Dünyası…” ne
kadar duydu! Duyma değil, ‘kulaklarını tıkadılar…’ Türkiye, “Gönül
Pınarı Harekâtıyla…” âleme insanlık dersi veriyor. Suriye’de,
‘terörden arındırılan bölgeler’ barışa/ özgürlüğe kavuşuyorlar!
“Kölelik zincirlerini kırıyorlar…”
Türkiye, ‘geliniz burada güvenli bölge oluşturalım’ diyor Türkiye’ye
sığınan; “milyonlarca mültecileri buralara iskân edelim!” Küresel
Güçler, “hep bir ağızdan HAYIR!”
Bunun mantığı nedir? Niyetlerini kusacaklar… Ne zaman…
Ali İmran Suresi 119. Ayeti birlikte tefekkür ederek okuyalım; “İşte
siz, onlar sizi sevmezken onları seven ve Kitapların bütününe inanan
kimselersiniz. Size rastladıkları zaman; “İnandık” derler, Yalnız
kaldıklarında da, size öfkelerinden parmaklarını ısırırlar. De ki:
“Öfkenizle çatlayın” Allah kalplerde olanı bilir.”
TÜRKİYE'YE KARŞI OLMAK!
Kasım- 2024’te ABD’de seçim var. Seçim neleri getirir/ veya neleri
değiştirir, birlikte göreceğiz. Bizler yine yıllar öncesine
gidiyoruz... ABD Devlet Başkanı, “PKK, DEAŞ’ten daha kötü!”
Daha kötü diyor ama “Ben de, kötülerin safındayım!” Akıl, mantık,
izan, vicdan işi mi?
“Türkiye’ye karşı; terörle ittifak etmek!” Ne hikâyelerde, ne
masallarda, ne de efsaneler de; böyle bir kurguyu göremezsiniz! 15
Mart 2011 yılından bugünlere gelinceye kadar; “Suriye’de iç savaş
yaşanıyor!”
İnsanlar ölüyor, tarihi şehirler yıkılıyor; Milyonlar evlerini/
yurtlarını terk ediyorlar!
Kimsenin kılı bile kıpırdamıyor! Küresel Güçler, ‘haddi aşıyor…’
Suriye'nin kuzeyinde, “terör devleti kurulmasına” Yeşil Işık Yakıyor…
Kime karşı, “Türkiye’ye karşı…” Sevgisiz, merhametsiz, zavallı dünya!
Hala üzerlerinden, ‘skolastik düşünceyi’ atamamışlar! “Haçlı
zihniyeti” ölmüş diye düşünüyorduk? “Çanakkale’de ders almıştır,
dedik!” almamışlar! “İstiklal Savaşı” hafızalardadır dedik?
Geçmişi resetlemişler meğer!
Türkiye’nin bütün dünyaya çağrısı, “Terör insanlık düşmanıdır!”
Güvenilir bir Ortadoğu; ‘güvenilir bir dünyadır’ Biraz, ‘merhamet’
Biraz, ‘acıma’ Biraz da, ‘sağduyu…’
Filistin Gazze’de can pazarı… ABD’nin, “uçak gemisi Akdeniz’de…”
Gazze’de işlenen insanlık suçuna, ‘kalkan mı olacaksınız’ 21.nci
asırda, “Sulh ve Barış” diyebilecek bir kahraman yok mu?
Bardağın dolu yanında, ‘tebessüm’ Bardağın boş yanında, ‘teessür’
Üzüldüğüm nedir? Doğrularda odaklanamıyoruz! Büyük bir vahşet/
soykırım/ insanlık suçu alenen işleniyor… Birleşmiş Milletlerle ilk
hafızalara, “Dünya 5’den artık büyük olmalı…”
Üzerinde yaşadığımız yerküresinde, gözlemci ülke statüsünde bulunan
Vatikan ve Filistin de dâhil olmak üzere 208 Bağımsız ülke bulunuyor…
Bizlerin üzerinde en fazla titrediği konu, “insan haklarıdır!” İnsan,
“yaratılanların en şereflisidir!”
İnsanoğlu, “Yüce Yaratanın yeryüzünde halifesidir!”
Şeyh Edebali’nin bütün insanlığa/ günümüz bütün devletlere seslenişi,
“insanı yaşat ki, devlet yaşasın!”
Elbette, bugünde, yarında, gelecekte de, “esir milletlere hürriyet…”
diyeceğiz. Bu milletin, insanlık tarihine, “İstiklal Savaşında düştüğü
en önemli şerh, esir milletlere hürriyet…” şiarı olmuştur.
O sebepledir ki, yürekten gelen bir seslenişle, “Yurtta Sulh, Dünyada
Sulh” diyoruz.
Selam ve Muhabbetle
