Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

Basın Hakkında Notlar

Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

Basın Tarihi, bir bakıma insanlık tarihidir.
Bakara Suresi 31. Ayette şöyle buyrulur;
“Ve Âdem’e bütün isimleri öğretti, sonra eşyayı meleklere gösterdi.
‘Eğer sözünüzde samimi iseniz bunların isimlerini bana söyleyin’ dedi”
Rahman Suresi 3-4. Ayette ise şöyle buyruluyor;
“O insanı yarattı. Ona açık ve berrak şekilde düşünmeyi ve konuşmayı öğretti.” 
İnsan,  “düşünen, konuşan ve akleden sosyal bir varlık!”
İlk insanla birlikte, “okuma…” ve “yazma…” kültürü var mıdır?
Alâk Suresinde (1-5 ayet) şöyle buyrulur; “Oku yaratan Rabbin adına,
İnsanı bir kan pıhtısından yaratan! Oku, çünkü Rabbin sonsuz Kerem sahibidir.
(İnsana) kalemi kullanmayı öğretendir, insana bilmediğini belleten!”  
Hz. Âdem’e, “on sayfalık suhuf gönderildiğini…” biliyoruz.
Kur’an bizlerden; “ilim sahibi…” olmamızı, insanlığa faydalı olmamızı istiyor.
Tarih ve Medya sorularına vereceğimiz cevaplar, “bir kapı veya anahtar” niteliğindedir.
Medya, “Her çeşit bilgiyi bireye ve topluluklara aktaran; Eğlendirme, bilgilendirme ve eğitme gibi üç temel sorumluluğa sahip; görsel, işitsel ve hem görsel, hem işitsel araçların tümüne medya diyoruz.”  Önemli olan nedir; “Medyayı, doğru kullanmak…”
Kültürel dokuyu güçlendirerek kullanmaktır. Bir diğer ikinci önemli kavram; “Tarih Kavramı…”
Tarih, “İnsan topluluklarını, bu toplulukların yaşayışlarını, birbirleriyle ilişkilerini,
Kültür ve medeniyetlerini; ‘yer ve zaman’ göstererek,  ‘Sebep-sonuç ilişkisine’ dayalı olarak anlatan bilim dalıdır.”
Medya Tarihi incelenirken en önemli konu başlığı; “Basının Doğuşu ve Gelişimidir!”
Bütün bunlar,  “binler yılı…” içerisine alan tarihi bir süreçtir. Bizlerden önce yaşanan…” medeniyetleri bileceğiz? Her medeniyet, kendisinden bir sonraki medeniyeti mutlaka etkilemiştir.
Coğrafya üzerinde, “medeniyetler de” birbirlerini etkilemiştir. Bir kilit soru daha, “Basın Kavramı”
Basın, “Her çeşit haberi ve fikri, belirli aralıklarda basarak, Topluma ulaştıran tüm yayın ürünleridir.”  İlk insandan günümüze olan yolculuğumuzda, “Basın Kavramı…”
Veya “İletişim Kavramı…” ve dolayısıyla da, “Haber Kavramı…”
Bu kavramlar gerçekte, insanın; “öznesi…” olarak bilinir! İnsandaki, “öğrenme tutkularının…” bir bileşkesi olarak gözlemlenir. İnsanın sosyal bir varlık olduğunu söyledik. .olup bitenleri öğrenmek;
Kendi bilgilerini/ birikimlerini de bir başkasıyla paylaşmak isteyecektir.
İşte bütün bu ihtiyaçlar; “öğrenme merakı…” haberleşme eylemini doğurmuştur.
Bu bağlamda, “Haberleşmeyi…” nasıl tarif edebiliriz?
Haberleşme; “Biri alıcı, diğeri verici olarak nitelendirilen, iki kişi, iki taraf arasında, herhangi bir aracı olmadan yapılan haberleşmeye, “Doğrudan doğruya haberleşme” diyoruz.
Bu tür haberleşmenin başlıca özelliği, “yüz yüze” ve “sözlü” oluşudur.
Bu tür haberleşmenin, “yayılma alanı…” oldukça sınırlıdır.
Yazının icadıyla birlikte; “haberleşme eylemi” diğer kişilere veya “üçüncü şahıslara” aktarılması sağlanmıştır. Bu eylemin, tarihi birçok devrelerden geçerek günümüze gelindiğini;
Bugünkü anlamda, “dördüncü kuvvet…” dediğimiz, “Basının Doğuşunu” görüyoruz.
O halde, “Basın nedir?” sorusuna; “Haberleri toplama ve bu haberleri yayma aracı…” olarak da tanımlarız. Şunu söyleyebiliriz, “Basın, ilk insan topluluklarıyla yaşıttır.”
İlk insanla birlikte, “iletişim kavramının” var olduğunu söyledik. O halde, “İletişimi” nasıl tanımlarız?  İletişim; insanlar arasındaki düşünce ve duygu alışverişi olarak ele alınmaktadır 
İletişimin amacı, alan ve veren arasında bilgi, düşünce ve tutum ortaklığı yaratmaktır.  
Bir gazeteci, bir fert olarak; “İletişimin 4 ana kuralı” olduğunu söylemek isterim.
Bu kurallar bir bakıma, ‘iletişimin felsefesidir…’
Bu kurallar nelerdir? “Sevgi, dürüstlük, örnek olmak ve güven ortamı…”
Sağlıklı bir toplum anlayışı için bu dört temel faktör şarttır.  Basın tarihimizi inceleyiniz; Şehirlerimizde aydın hareketinin cazibe merkezleri, ‘gazeteler ve dergiler’ olmuştur. 
Bir gazeteci olarak; ‘insanımızı, şehrimizi ve de mesleğimizi seveceğiz’ 
“Bu Şehrin Nesiyim!” şiirimi bu vesile ile sizlerle paylaşmak istiyorum.
Selam ve Muhabbetle… Esenlikte kalınız 

BU ŞEHRİN NESİYİM
Ben bu şehrin nesiyim?
Gecesi, gündüzü, kahrı, divanesiyim
Hecesi, nicesi, dert yüklü hanesiyim
Sesi, sözü, sohbeti, vicdanlarda banisiyim
El açan yüreklerin, Hak diyen çağrısıyım
Kelimesi kelimesine sevda dilekçesiyim

Sözüm odur havasının, suyunun yangınıyım
Her ikilemin,  karanlık düşlerin sancısıyım
Mazlumların, masumların dert ortağı hancısıyım
Ey Şehir! Sana gönül verenlerin bendesiyim
Kelimesi kelimesine sevda dilekçesiyim

Ne yılan kusmuğu, sivri dillerin himayesiyim
Ne mahşere azığı olmayanların sermayesiyim
Huzur veren nimetin, gayretin de gayretiyim
Adil yüzlü erdemli şehrin, hamiyetin hamisiyim
Kelimesi kelimesine sevda dilekçesiyim

Ben bu şehrin nesiyim?
Hecesi, nicesi, hafızalarda ki mazisiyim
Sabrı, sükûtu, selameti, sadakati, şahidi, gazisiyim
Kâğıdı, kalemi, hatırası, çile yolcusu yazısıyım
İlim, kültür, irfan, hikmet ırmağının sızısıyım
Kelimesi kelimesine sevda dilekçesiyim

Yazarın Diğer Yazıları