Bir eğitimci-gazeteci gözlüğüyle tarih boyunca, ‘yazılı basın hayatımıza’ iletişim teknolojilerinin serüvenine bakmak isterim. Yazılı Basınımız her zaman için ülkelerin gelişmişlik parametresi üzerinde önemli rollere sahip olmuştur. Maziden Atiye giden insanlık yolculuğunda dil, tarih, kültür bir köprüdür! Güçlü bir maziden, daha güçlü bir atiye doğru o köprüleri sağlam tutmalıyız.
Ülkelerin ve hatta coğrafyaların, iki önemli gelişmişlik parametresi vardır;
“Kişi başına düşen kâğıt tüketimi…”
“Kişi başına düşen elektrik tüketimi…”
Kâğıdın ilk kullanımı, “Uzakdoğu” ülkeleridir!
M.S. 100 yılına kadar gider…
Tarihi İpek Yolu, bu yol, ‘kültürleri buluşturan’ bir yoldur.
Ticari hayatı, ‘bütünleştiren’ bir yoldur.
Kâğıt bu yol üzerinden, Orta Asya’dan, İran ve Arap dünyasına yayılır…
Kâğıdın, Müslümanlarca öğrenilişi, Talas Harbinden sonradır, 751 tarihleri…
Kâğıdın, Batı Dünyasında kullanımı, Haçlı Seferlerinden sonra 12. yy’den itibaren sonradır.
İlk kâğıt imalatı, Horasan Valisi El-Fazl’ın gayretleriyle, 793 tarihlerinde Bağdat’ta yapılır!
8. 9. Ve 10. yy’larda, İslam Dünyası, ‘kâğıdı’ kullanırken; büyük Kütüphaneler oluştururken, batı dünyası bundan tamamen bihaberdir.
Bu dönem batı dünyasının, “karanlık çağıdır…” Bu dönem, “Orta Çağ!” olarak da anılır.
Avrupa Medeniyetini etkileyen en önemli unsur; İslam ve Endülüs Medeniyetidir…
Endülüs’te ilk Kâğıthane, 1144’lü yıllarda Satibe’de kurulur.
Kâğıt yapımı, İslam dünyasından 500 yıl sonra, Önce Fransa’da, 1189 yıllarında…
İtalya’da, 1278 yıllarında… Almanya’da, 1320 yıllarında…
İsviçre’de, 1411 yıllarında… İngiltere’de 1494 yıllarında… Rusya’da, 1577 yıllarında…
İnsanlık tarihi bu fotoğrafı iyi değerlendirmelidir.
Şimdi gelelim, yazılı basınımızın en önemli teknolojisi olarak bilinen, ‘matbaa sektörüne…’
9. yy’larda Uygur Türklerinin, kendi isimleriyle anılan bir alfabeleri bulunuyor!
Uygurlar, ‘yazıyı’ biliyorlar…
Uygurlar, ‘kâğıdı’ kullanıyorlar…
Uygurlar, ‘matbaayı…’ geliştirmişler…
Uygur, ‘uygar’ veya ‘medeni’ anlamlarına geliyor!
Tarihçiler ne derler?
Uygurların kullandığı matbaayı ve burada basılan kitapları, Avrupa’ya ilk götürenler, 1200’lü yıllarda, “Moğollar” olmuştur!
Johannas Gutenberg’i en fazla etkileyen de; Uygurların kullandığı, “matbaa sistemi” olduğu ifade edilir!
Türkler, Anadolu’ya geldiklerinde; Malazgirt Zaferinde (1071) çok yüksek bir kültüre sahiptirler!
Yunus ve Mevlana Asrı, Anadolu’nun “aydınlanma asrıdır”
Türklerin Anadolu’yu fetih yılları aynı zamanda; Coğrafyanın da, ‘medenileşme’ süreci olarak tanımlanır!
Batı birçok kavramları bu vesileyle öğrenmeye başlar.
“Hak” Hukuk” “Adalet” “Devlet” “Millet” “Ordu”
Bütün bu kavramlar, “insan merkezli” İnsanı esas alan bir sistem dinamizmi… O dinamik yapıyı büyük bir hayranlıkla okumaktayız. Tarihin seyrine/ yüzyıllar itibariyle değişimini birlikte okuyalım.
(1096-1270) Malum Haçlı Seferleri…
İlk hedeflerinde, “Türkleri Anadolu’dan atmak…”
Avrupalılar için, “Türk” demek, “İslam” demektir!
Onların lügatinde; “Türkler Geliyor” denildiğinde; “İslam” hafızalara gelmektedir!
16. yüzyıl, tarihlerde; “Türk Asrı” olarak geçmektedir.
Bu asırda, Türklerin, “sosyal, kültürel, ekonomi, siyasi, askeri” bilumum alanlarda, ‘kesin bir hâkimiyeti’ vardır.
Matbaanın icadından sonra, Avrupa’da, “zihni, fikri, dini, hukuki, edebi, ekonomik…” vesaire alanlarda ‘yapısal bir değişiklik’ gözlemlenmektedir.
16. 17. yy’lar, bu değişimin yaşandığı yıllardır… Bu yıllar, “Avrupa’nın Rönesans’ıdır…”
Bu yıllar; Descartes’i, Kepler’i, Kopernik’i, Galile’yi, Newton’u, Pascal’ı, Bacon’u, Locke’yi vs. yetiştirir.
18 yüzyıl ise Avrupa’nın “Aydınlanma Çağı” olarak bilinir!
Bu yy’de; “Din, Hukuk, Ahlak, Hukuk” kavramları yeni nitelikler kazanacaktır.
Bu yy’lardan itibaren, tarihin seyri de ‘değişmeye’ başlar. “18 ve 19. yy’larda Avrupa’da Sanayi Devrimi” gerçekleşir.
1770’li yıllarda, İngiltere’de, “günlük gazete baskıları” “10 milyonların üzerindedir…”
Yazımızın girişinde, “kâğıt tüketimi” dedik.
Avrupa’da, Kâğıt Tüketimi, bizleri bir bakıma ‘katlayarak’ artmıştır.
Her ne hikmetse, bizlere matbaa, 1700’lü yıllarda gelmiştir.
Lale Devri (1718-1730) bizlerdeki, “ilk batılılaşma hareketidir”
Artık giderek, “Batının üstünlüğünü” kabul etmeye başladığımız bir dönemdir.
Aradaki fark giderek açılmaya başlar.
Matbaa bizlere, 1727 tarihinde gelmiştir ama (1730-1800) yılları arasında basılan kitap sayısı sadece, “45 civarındadır…” Ancak, Tanzimat’tan sonra, kitap yayınlarında artış görülür.
Fikri ve Edebi Hareketlerde bu dönemlerde başlar.
1860 tarihi, ilk fikir gazetesi; Tercüman-ı Ahvâl’in çıktığı tarihtir…
Aynı zaman diliminde,, “Vilayet Matbaalarının kurulduğu” tarihlerdir.
1860’lardan sonra, bizlerde, “ilk değişim” başlayacaktır. Ve günümüzde de, ‘devam eden’ tarihi bir serüvendir.
Bu ülkede en fazla konuşmamız gereken konuların başında da, her zaman için yılmadan ve usanmadan söyleriz; “Kâğıt-Kitap ve Okuma” gelmelidir.
21. asrın sorusu da budur?
Öyle ki, “iletişim teknolojileri…” 1980’li yıllardan sonra bizleri nasıl etkiledi?
Geliniz birlikte bunları sıklıkla konuşalım…