Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

Bahara Dirilişe Yürüyüş

Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

İnsan için en güzel ‘mahlas’ nedir?
Şüphesiz ki, ‘Yolcu…’ mahlası!
Bediüzzaman bu yolculuğu şöyle anlatacaklar;
“İnsan bir yolcudur. Çocukluktan gençliğe, 
Gençlikten ihtiyarlığa, İhtiyarlıktan kabre, 
Kabirden haşre, haşirden ebede kadar yolculuğu devam eder!”
Dünya hayatını tefekkür edersek, 
Bu yolculuğun ibret sahneleri ‘kâinat mahşerinde’ yaşanır!
Dede’m Korkut Ata’mız, “Ölümlü-Dirimli!” dünya diyecekler!
Mevsimler, Gece ve Gündüzün ardı sıra birbirini takip edişleri…
Bir dörtlüğümüzde şöyle sesleniriz;
“Al yaprağı eline, rengine bak
Yeşili bahar, sarısı güz kokar
Üşüyen güneşi dalından kopar
Yıldızlarla birlikte göğsüne tak...”

A’la Suresi 1-4 ayetlerde ne buyruluyor;
(Habibim, yâ Muhammed!) A’lâ (pek yüce olan)
Rabbinin ismini (sübhane rabbiyel A’lâ) diyerek tesbih et!
O ki, (her şeyi) yaratıp (ardından) düzene koydu.
Hem O ki, (her şeyin maslahatına uygun olanı) takdir etti de,
(ona, o takdir ettiği şeye giden bir ) yol gösterdi.
Ve O ki, yeşillikleri çıkardı,
Sonrada onu kupkuru bir süprüntü haline getirdi.”
Şu Şubat soğuğunda, ‘bağınıza bahçenize gidiniz!’
Türlü meyvelerle donatılmış bahçenizin,
‘çer-çöp haline geldiğini…’ göreceksiniz!
Kış mevsimi bizleri, ‘ölümü…’ hatırlatır!
Furkan Suresi 47 ayette de şöyle buyrulur;
“O, geceyi size bir örtü, uykuyu istirahat zamanı
Ve gündüzü de hareket ve çalışma vakti yapandır!”

13 Şubat 2021 tarihinde, ‘Üç Aylara…’ girdik!
Üç Ayların rahmet penceresinden kâinat iklimine bakıyoruz!
O iklimin, ‘değişimine…’ nazar ediyoruz!
19-20 Şubat tarihinde ilk CEMRE HAVAYA DÜŞECEK!
Cemre, “Kor ateş…” anlamına geliyor!
Cemre, “ilkbaharın gelişi ile birlikte önce havada, sonra suda,
En son olarak da toprakta yaşanması beklenen sıcaklık…”
Cemreler, ‘hayata, dirilişe yürüyüş…’ olarak da ifade edilir.
Cemreler bizleri, ‘gündönümüne…’ taşıyacaktır!
“Cemre Düşünce” şiirimizden,
Buz üstünde ne düş kalır ne de iz
Cemre düşünce buzlar çözülürmüş

Öper, toprağı beyaz duvaklarla
Bir mahşerin kaderi yazılırmış

Cemre; ışık, su, ateş ve nişandır
Arzın rahminde hayat kazınırmış…”
Ecdat bizlere o kadar nezih söz incileri ikram etmişti ki,
 “Her kışın bir baharı var!”
“Her gecenin bir sabahı var!” derler ya…
El ele, gönül gönüle dirilişe yürümek…
İşte, ‘Cemreler’ o yürüyüşün adı
Baharı muştulayan adımlar;
Mevlana ne diyecektir,  
“Aşk-ı zikretmek için; 
Söz dudağa gelmeden önce, cemre gibi yüreğe düşmelidir.”
Cemreler, ‘insanlığa düşsün…’ Sadece, İNSANLIĞA…
İnsanlığın uyanışı, İnsanlığın dirilişi olsun…
Cemrelerin tanımı, Anadolu’da; “Sevgidir…”
Bütün yaralar, ‘sevgiyle sarılır’
Sevgi nazarları, ‘ışık olur…’ süzülür kâinata;
Düşünelim,  ‘cemre…’ ismini verdiğimiz ateş topu;
“Havaya düştüğünde umut, 
Suya düştüğünde gurbet, 
Toprağa düştüğünde özem…” olur.

Cemreler, bizlere dirilişi tasvir eder;
“Bahar bir çiçek gibi!
Çiçek vuslatın nur perdesi…
Cennet bir bahar gibi!
Bahar Hak’tan rahmet muştusu…
Ağaç çekirdek gibi!
Çekirdek varlığın hülasası…
Kâinat bir ağaç gibi!
Âdem kâinatın soyağacı…”

O kor ateş önce yüreğimize düşmektedir
“Kor düştü yüreğime maveradan
Gün döndü, mevsim döndü zaman hey!

 “Ölümlü dirimli dünya” deriz ya,
Solan gül değil, bahtım yaman hey!

Düşer gönlüme düşer ilk cemreler
Işıktan sel olur yürek, iman hey!” 

Kur’an bizlere,  Haşr Suresi 1 ayette; “tefekkür ediniz!” buyuruyor.
“Sebbeha lillâhi mâ fîs semâvâti ve mâ fîl ard (ardı), 
Ve huvel azîzul hakîm (hakimu)
“Göklerde ne varsa, yerde ne varsa her şey Allah’ı tesbih
Ve tenzih eder. O, çok üstündür, hikmet sahibidir.” 
O tefekkür bizleri, ‘ilimde derinleştiriyor…’
Geliniz birlikte, ‘kâinat kitabını…’ okuyalım!
O kitap bizleri, ‘erenler sofrasına…’ davet etmektedir.

Yazarın Diğer Yazıları