ABD Kongresinde, ‘soykırım ayakta alkışlanıyordu’
Düşündüm, ‘dünyanın çivisi yerinden oynamış’
Haykıran bir ses yok mu, ‘ey aklıselim nerdesin?’
Gazze’de, 39 bin masum insanı/ Filistinliyi katleden Netanyahu, “ABD
Kongresinde ayakta alkışlanıyordu!”
Bir yanda soykırım suçlamasıyla tutuklanması istenen Netanyahu ’nun
ayakta alkışlanması, ‘insanlığın onurunu hiçe saymaktır’
Bu tavır, yüzleri ağartmaz; aksine yüzleri karartır. Bir anlayabilseler!
ABD Kongresindeki o utanç tablosu ekranlara gelirken, beri tarafta
Filistin’de 60 ayrı noktada masum insanlar bombalanıyordu…
Şurası da unutulmamalıdır ki, Netanyahu ’nun konuşması ABD Temsilciler
Meclisi ve Senato’da alkışlanırken, 90 civarında Demokrat Üye
tarafından da, boykot ediliyordu!
Filistin asıllı ABD Kongresi temsilcisi, Rashida Tlaib, Netanyahu ’ya
‘savaş suçlusu’ ve ‘soykırım suçlusu’ taşıdığı dövizlerle tepkisini
gösteriyordu.
Bu alkışların, ‘ahlaki pusulası…’ yoktur. Bu alkışların, ‘gözü kör,
kulakları sağır, vicdanları taşlardan daha katıdır’
Bu Kongrenin ismine, ‘yüreklerden bütünüyle dışlanan utanç kongresi…’
demek daha doğrudur.
ABD Başkan Yardımcısı Kamala Harris, ‘cılız da olsa…’ Netanyahu ile
yaptığı görüşmede Gazze’de yaşanan acılara karşı sessiz kalmayacağını
belirtiyorlar!
O acıların, o çığlıkların yakın bir gelecekte kendilerini
boğabileceğini düşünüyorlar!
Netanyahu ABD Kongresinde konuşurken, Akif’in mısralarıyla tarihi bir
tepkinin Müslüman Devlet Adamları tarafından kaleme alınabilseydi(!)
yüreklerimiz biraz soğurdu, diyebiliyorum;
“Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem;
Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem.
Biri ecdadıma saldırdı mı, hatta boğarım! …
-Boğamazsın ki!
-Hiç olmazsa yanımdan kovarım.
Üç buçuk soysuzun ardından zağarlık yapamam;
Hele hak namına haksızlığa ölsem tapamam.
Doğduğumdan beridir, aşığım istiklale;
Bana hiç tasmalık etmiş değil altın lale!
Yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum?
Kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boynum!
Kanayan bir yara gördüm mü yanar ta ciğerim,
Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim!
Adam aldırmada geç git! , diyemem aldırırım.
Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım!
Zalimin hasmıyım amma severim mazlumu…
İrticâın şu sizin lehçede ma’nâsı bu mu?”
Günümüzde de, Akifler, Muhammed İkballer gibi ,”2 milyarı aşan
Müslüman’ın sesi olabilmek!”
O sesi, sınırlar ötesine taşıyabilmek yürekliliği asıl kahramanlıktır!
Şurası bir gerçek, İslâm nüfusu, dünya nüfusunun ‘yüzde 25’lerini
oluşturmaktadır’
Yerkürenin her tarafında ve özellikle de, Kuzey Afrika’da, Orta
Doğu’da, Asya’da nüfus ağırlığını Müslüman nüfus oluşturmaktadır.
Çin’de, Balkanlarda, Rusya’da Müslüman tarihi birikimleriyle birlikte
topluluklarını görmekteyiz…
Günümüzde, Batı Avrupa’da yüzde 5 oranında Müslüman nüfus
bulunmaktadır. ABD’de de, “giderek ağırlığını artıran bir Müslüman
topluluğu vardır!”
ABD Kongresinde, ‘zulüm alkışlanırken…’ yıllar öncesine doğru şöyle
bir zaman yolculuğu yaptım.
“1994 Tarihinde Yaser Arafat, Nobel Barış Ödülünü alan tek Filistinli
olarak tarihe geçiyordu!”
“1978 Tarihinde Mısır Devlet Başkanı Enver Sedat, Nobel Ödülünü
kazanan ilk Müslüman oluyordu!” Her iki ödülde, “Barış Ödülü!” olarak
tarihe geçiyordu.
ABD Kongre Üyeleri galiba, ‘O Ödülleri, 2024 yılının şu Temmuz
sıcağında kana buladılar’ yazıklar olsun diyoruz. Sizler sadece
Müslümanların değil, ‘insanlığın onurunu kırdınız’ Hak ve Hukukun
ayaklar altına alındığı Filistin’de, ‘zulmü alkışladınız’
ABD’nin New York şehrindeki Özgürlük Anıtı… O heykelin sağ elinde bir
meşale, sol elinde bir kitabe vardır. O Özgürlük Heykeline biraz daha
dikkatle bakınız; Tabletin üzerinde 4 Temmuz 1776 tarihi Bağımsızlık
Bildirgesi yazılıdır. Heykelin başındaki Taç’ın 7 sivri ucu 7 kıtayı
veya 7 denizi simgeler…
ABD Kongresinde, o tarihi özgürlük anıtına da, ‘büyük saygısızlık yapılmıştır’
Sözümüz o ki, ‘insanlık adına utanç verici bir sahne…’ hafızalara kazınmıştır.