Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

24 OCAK'TAN 27 ARALIK'A DEPREM

Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

2020 Yılı, ‘Felaket Yılı’ ve ‘Hüzün Yılı’ olarak anılacak!
Bu millet, 2020 yılında, ‘büyük acıları…’ yıkımları yaşadı!
2020 Yılı, Türkiye’nin gündeminde;
“24 Ocak Elazığ Depremi” ve “Koronavirüs Belası” yer aldı!
2021 yılına, 3 gün kala; Elazığ Şehrimiz, “5,6 ile sarsıldı!”
 2020 yılı içinde; “26 bin 466 deprem olmuş!”
Ajans Press, AFAD verilerinden elde ettiği bilgilere göre;
“2020 yılı içinde deprem ile alakalı basına 66 bin 806 haber yansımış!”
Gazeteler tarandığında, ilginç bir haber dikkatimizi çekti…
“Prof. Ahmet Ercan, 2008 yılında yaptığı açıklamada;
‘2020 Yılının Deprem Yılı’ olacağını…” ifade ediyorlar!
Prof. Dr. Ahmet Ercan 12 yıl önce yaptığı açıklamada;
“Doğu Anadolu’da, Palu-Bingöl arası,
Elazığ-Maraş arası duyarlık kazandı!”
Tarihe gidelim, 300-500 yıl öncesine…
Elazığ-Malatya Bölgesinde; “1513, 1544, 1754, 1779,  1789,
1874, 1875, 1893 ve 1905 tarihlerinde yıkıcı depremler olmuş!”
1789 Palu Depreminde, ’50 bin insanın hayatını kaybettiği’ yönünde bilgiler!
“24 Ocak’tan 27 Aralık’a…” deprem konuşulacak!
Bir Yıl öncesine gidiyoruz; “27 Aralık 2019 Saatler 10,00’u gösterdiğinde;
Elazığ sarsılacaktı…”
Aynı Tarih, Aynı saatlerde; ’27 Aralık 2020’de Saatler;
9,37’yi gösterdiğinde Elazığ 5,6’ile sarsılacaktı!”
Prof. Dr. Fevzi Bingöl, 27 Aralık 2019 yılındaki depremle ilgili olarak;
“Bölgede beklenen depremler var ama daha büyük depremi de bekliyoruz.
Çünkü bu fayın bazı bölgelerinde kırılma uzun süredir olmamış”

Deprem Kur’an da, “Zilzal Suresinin ilk ayetinde geçer”
“Yer, (o şiddetli) Zilzâl’iyle (sarsıntısıyla) sarsıldığı;
Yeryüzü, ağırlıklarını (dışarıya) çıkardığı
Ve insan “Buna ne oluyor” dediği zaman!
O gün (yer, bütün) haberlerini anlatır.
Çünkü Rabbin, (bunu) ona vahyetmiştir (emretmiştir)”
Kur’an, dersler vererek, öğütler vererek özümüze seslenerek;
‘deprem hakikatini’ bizlere anlatıyor.

Depremler, ‘olacak’  Deprem, “doğal bir olay…”
Ülke topraklarımızın , “yüzde 44’ü” (328 bin km2) 1. Derece,
Yüzde 26’sı(184 bin m2) 2. derece, yüzde 15’i (139 bin m2) 3. derece,
Yüzde 13’ü (97 bin m2) 4. derece ve yüzde 2’si 5. derece deprem bölgesinde bulunuyor.
Buna bağlı olarak nüfusun yüzde 44'ü 1. derece,
Yüzde 26'sı 2. derece, yüzde 15'i 3. derece, yüzde 13'ü 4. derece,
Yüzde 2'si 5. derece deprem bölgesinde yaşıyor.”
Şu bir realite, şehir ve şehir; Ülke olarak  “depremlerle birlikte…” yaşamaktayız!
O halde,  “depremlere…” alışacağız!
İnsan merkezli düşündüğümüz zaman;
Yani, “insanı…” veya “insani değerleri…” esas aldığımız zaman;
Elbette ki, “binalarımızı…” daha sağlam yapacağız!
Yakın tarihimizde yaşadığımız,  “yıkıcı depremleri…” İnşallah yaşamayacağız!

Ülkemizde yıkıcı depremlerle ilgili kullanılan hafızalara kazınan sözlerden birkaçı,
“deprem öldürmez, binalar öldürür”
“deprem değil, ihmal öldürür”
“deprem öldürmez, açgözlülük öldürür”
“deprem öldürmez, cehalet öldürür”
“deprem öldürmez, hainler öldürür”
“deprem öldürmez, yolsuzluk öldürür”
“deprem öldürmez, eğitimsizlik öldürür”
“deprem öldürmez, kapitalizm öldürür”

Kur’an, akıl dini, ilim dini, feraset dini, insanı imar, ihya eden dindir.
Araf Suresi 78 ayet yaşadığımız hali tasvir ediyor;
“Bunun üzerine onları, bir ‘sarsıntı’ yakaladı.
Yurtlarında diz çökmüş olarak sabahladılar.”
Kur’an bizlere de yol gösteriyor. Nahl Suresi 15. Ayette;
“Sizi, sarsmasın diye, Arz’a dağlar bıraktı.
Irmaklar ve yollar (kıldı). Umulur ki doğru yolu bulursunuz.”
Evlerimizi, mekânlarımızı nerelere kuracağız?
Aczimizle birlikte ‘sorgulayacağız’
Yaralarımızı birlikte dersler, ibretler alarak saracağız!
Saflarımızı millet olarak daha da sıklaştıracağız!
Sağduyu/ metaneti hiçbir zaman elden bırakmayacağız!
Son depremle, Elazığ Şehrimiz insanıyla,
‘gönüllere yürümek durumunda’
Kurum ve Kuruluşlarıyla da bir yürek, bir akıl olacak!
Hizmeti, Hakka hizmet olarak kendi insanına sunmakla mükellef!
Son deprem uyarıyor, ‘Orta Hasarlı Evler’ ne olacak?
Evlerimizi ne kadar, ‘güvenilir hale getirdik’
Kadim şehrimiz için, “öncelikle tedbir sonra Hakk’a yakarış!”
Yarabbi! Kaldıramayacağımız yükü omuzlarımıza yükleme!
Bizleri belalar, musibetler, felaketlerle imtihan etme!
Senden yine sana sığınıyor; senden yine sana iltica ediyoruz!

Güzelim Vatan Coğrafyamız için ‘raporlar ne diyor’
“Türkiye'deki doğal afetlerin yüzde 61'ini deprem,
Yüzde 15'ini heyelan, yüzde 14'ünü sel,
Yüzde 5'ini kaya düşmesi, yüzde 4'ünü yangın, yüzde 1'ini çığ oluşturuyor.

20. yüzyılın başından bu yana meydana gelen doğal afetlerde,
 Yaklaşık 100 bin insan hayatını kaybetti, 175 bin kişi yaralandı.
Yaklaşık 650 bin konut da yıkıldı veya ağır hasar gördü.
Türkiye’de “afet” denilince ilk akla gelen “deprem”  oluyor.
Deprem gibi doğal afetler vatan coğrafyamızın tamamını etkiliyor.  

Son bir asırda, meydana gelen depremlerin bilânçosu incelendiğinde,
“Son bir asırda hasar yaratan 182 depremde, 495 bin konutun yıkıldığı,
99 bin 389 insanın yaşamını yitirdiği görülüyor.
Depremlerin bu süreçte sebep olduğu mali kayıp ise yaklaşık 19 milyar dolar.
Bu verilere göre, depremler nedeniyle ortalama olarak;
Her yıl 965 insan ölüyor, 4 bin 800 konut yıkılıyor.”

Raporlar, ‘deprem’ denilen iki heceli doğal afetin,
Ekonomimizi de, ‘tehdit altında’ bulundurduğunu söylüyor…
İşte, acı manzara ve tablo;
“Endüstri alanlarının yarısı (yüzde 51) 1. derece deprem bölgesi üzerinde,
Yüzde 25'i 2. derece, yüzde 11'i 3. derece,
Yüzde 11'i 4. derece ve yüzde 2'si 5. derece deprem bölgesinde yer alıyor.”
Bu riskleri de, birlikte düşünelim…
Sözün Özü, ‘artık zamanla yarışacağız’
İnancımız, “Bir insanı kurtarmak, bütün insanlığı kurtarma gibidir!”
“İnsana hizmeti kutlu bir seferberlik ve de ibadet bilirim!”


 

Yazarın Diğer Yazıları