Alparslan Kılınç

Kibirden Uzaklaşmak Gerek

Alparslan Kılınç

Dücane Cündioğlu, “Büyük bir kayıp yaşamadan irfan bulunmaz, kibirden uzaklaşılmaz” diyor. Daha basit şekliyle bir şeyleri elde etmek, bir şeylere ulaşmak için zorluk çekmemiz yani burnumuzun sürtülmesi lazım. Hani “Burnu havada olmak” deyimi var ya işte o da kibri ifade etmektedir. Peki o zaman kibrin çıkış noktası nedir?  Kibrin çıkış noktası “ben”dir. Her şeyi ben bilirim, her şeyi ben yaparım, benden başka kimse hiçbir şeyden anlamaz. Yani kişinin kendisiyle böbürlenmesi, başkalarını hor görmesidir.

Prof. Dr. Nevzat Tarhan kibrin aslında bir hastalık olduğunu belirtmektedir. Prof. Dr. Nevzat Tarhan, kibirli kişilerin sıradan olma korkusu yaşadıklarını ve bunların narsistik yaralanma yaşadıklarını söylemektedir.

Modernizm kibirli olmayı empoze etmektedir. Modernizm de bunun karşılığı öz beğeni yani kişinin kendisini beğenmesidir. Narsistik de kişinin kendisine hayranlığı hastalığıdır. Bu tür insanların kişiliğindeki en büyük özellik büyüklük duygusudur. Yani her konuda ve her de büyüklük taslamasıdır. Bu tür kişiler kendilerini kamufle etmeyi de gayet iyi başararak etraflarına tevazulu gibi gözükürler. Ancak tevazunun arkasında kendini büyük görme vardır. Kibirli birisi tevazuunun prim yaptığı bir ortama girmiş, aşırı tevazulu davranmış. ‘Sen niye böyle davranıyorsun önceden böyle değildin?’ diye sorulunca da ‘Ben tevazuda da en büyük olmalıyım’ demiş. İnsanoğlunda en önde olma, en iyi olma gibi bir duygu vardır. Bu, insanın ilkel ve vahşi bir duygusudur. İnsanın bu duygusunu eğitmesi lazım. Bu duygu herkeste az ya da çok var. Modernizm, kapital sistemde özgüven adı altında gururlu ve kibirli olmayı empoze ediyor. Kendini övmeyi beceri olarak sunuyor.” 

Ecdadımız üç kıtayı hakimiyeti altına almış olmasına rağmen tevazuyu elden bırakmamış. Osmanlı Sultanları nefsine yenik düşüp de kibirlenmemek için Osmanlı Devletinin kuruluşundan yıkılışına kadar Cuma selamlığına gidip gelirken yüksek sesle askerlerine şunu söyletmiştir: “Mağrûr olma padişahım, senden büyük Allah var.”
Kuranı Kerim’in yerdiği kötü huylardan birisi de “Kibir ve gurur”dur. Kibir ve tekebbür; büyüklenmek, gururlanmak, başkasını küçük görmek, kendinde büyüklük vehmetmek ve başkasına itibar göstermeyip onu yok saymak anlamına gelmektedir. Bu huy ve tavır dinen hoş görülmez.

Şeytanın kibri ve hasedi yüzünden huzurdan kovulduğunu unutmamalıyız. Yüce Allah’ın emrine uymamış ve kendisini Hz. Adem’den üstün saymıştır. Bakara suresinde bu durum şöyle anlatılmaktadır; “Hani meleklere; Adem için saygı ile eğilin demiştik de iblis hariç bütün melekler saygı ile eğilmişler, iblis (bundan) kaçınmış, büyüklük taslamış ve kafirlerden olmuştu.
İnsanoğluna yakışan modernizmin kendisine empoze ettiği kibir değil tevazudur. Unutmayalım ki Peygamber Efendimiz (SAV) şöyle buyurmuştur: “Kalbinde zerre kadar kibir olan kimse cennete giremez.”

Tevazu sahibi kişilerden olmamız dileğiyle sağlıcakla kalın.
 

Yorumlar 3
Neslihan 11 Mart 2025 22:23

Konu oldukça önemli ve bir o kadar da ürkütücü. Çünkü insanoğlunun gördüğü ilk günah olan kibir ve beraberinde gelişmesi muhtemel narsizm.. Rabbim bizleri bu iki illetten muhafaza etsin ve kendine güven ile kendine hayranlık arasındaki ince çizgiyi İrfan ve ihlasla ayırt edibilenlerden kılsın İlminz bereketli ve daima faydalı olsun inşallah hocam emeklerinize sağlık

Fulya 10 Mart 2025 13:06

Günümüzde maalesef alçak gönüllü olmak herkesin harcı değil. Herkesin burnu havalarda.

Kemal 10 Mart 2025 12:18

Kibir Allah ın sevmediği bir kusurdur.Kibirli insanı kimse sevmez.Düşüncelerinizi çok güzel ifade etmişsiniz.Yazikarunizi ilgiyle okuyoruz

Yazarın Diğer Yazıları