Alparslan Kılınç

İnsanın Mutluluk Arayışı

Alparslan Kılınç

 

            İnsan yaşamı boyunca mutluluğu arar, mutluluğun peşinde koşar. En doğal hakkı olduğu için mutlu olmak ister. İnsanın mutlu olmasını sağlayan ve insanı mutlu eden şey de huzurdur. Huzuru yerinde olan insanlar mutludur.

            Esas olarak eskiçağlardan itibaren insanoğlu mutluluğun ne olduğunu ve mutluluğa ulaşmanın yolunu aramıştır. Bu anlamda filozoflar da mutluğun ne olduğunu anlamaya ve insanlara açıklamaya çalışmıştır. Mutluluğu ahlak felsefesi içerisinde anlamlandırmaya ve açıklamaya çalışmışlar. Antik Yunan döneminde filozofların ahlak felsefesi alanında ortaya koydukları görüşlerin temel odağının mutluluk olduğunu söyleyebiliriz. İyi bir yaşam sürmek ve ahlaklı olmayı, insan hayatının temel amacı olarak gördükleri mutlulukla ilişkilendirmişler. Bunu yaparken de filozoflar mutluluğu farklı görüş açılarına göre değerlendirmiş.

            Yapılan araştırmalara göre son zamanlarda depresyonda olan ve şiddete yönelen insan sayısı her geçen gün artmaktadır. İnsanın insana merhametsizliği artıyor. Böyle olunca da kalabalıkların içinde yalnızlaşan insan sayısı da doğal olarak artmaktadır.

            İnsan bu âlemde ümit ettikçe yaşar ve yaşam sevinci olur. Yarına dair umutlar taşımak gerekir. Yeni günün bize bağışlarla ve armağanlarla geleceğini düşünerek ya da umut ederek anlık olumsuzluklardan ve endişelerden zihnimizi kurtarmamız gerekir. Başımıza her ne gelirse gelsin; “Bu da geçer yahu.” demeyi bilmemiz gerekir. Umutsuzluk bir bataklık gibidir. İnsanı bir sefer içine çekti mi insan bataklığa saplanır kalınır.

            Acılar, mutsuzluk halleri nasıl kalıcı değilse, mutluluk hali de kalıcı değildir. Haller gelip geçer. İnsan acı ile büyür ve olgunlaşır. İnsan karşılaştığı acılarla mücadele etmek yerine onlardan kaçmayı tercih ederse kendi hikâyesini yazamaz. Acılarla, dertlerle ve sorunlarla mücadele ettikten sonra gelen başarı ve kazanma mutluluğunun hazzına doyum olmaz. Çünkü ortaya çıkan eserin altındaki imza kişinin kendisine aittir. Unutmamalıyız ki dağ ne kadar yüce olsa da elbet onu aşacak bir yol bulunur.

            İnsanın aramış olduğu mutluluk ve dolayısıyla mutluluğa giden yolu esas olarak kendinden geçmektedir. İnsan ne zaman ki kendine yönelir, kendiyle yüzleşirse o zaman mutluluğu da bulacaktır. Çünkü mutluluk başkalarında veya başka yerlerde aranacak bir şey değildir. Nasıl ki her şey insanın kendisiyle birlikte başlamaktaysa, devamını getirecek olacak da insanın bizathî kendisidir. İnsan kendini çözdüğünde, kendini huzursuz ve mutsuz eden şeyler ile mücadele etmeyi öğrenip anı yaşamaya başladığında mutlu olacaktır. Böylece mutluluğa giden yolu da bulmuş olacaktır.

            Ünlü Çin düşünür Lao Tzu bu durumu şu sözüyle özetlemiş; “Mutsuzsan, geçmişte yaşıyorsun. Endişeliysen, gelecekte yaşıyorsun. Huzurluysan, şu anda yaşıyorsun.”

            Kendinizi çözerek mutluluğu elde edenlerden olmanız dileğiyle sağlıcakla kalın.

Yorumlar 6
Neslihan 21 Ağustos 2024 14:46

Hocam yine çok güzel bir konuya değinmişsiniz. Gönlünüze emeğinize sağlık. Gerçekten sağlık ve huzur bir insanın sahip olabileceği en büyük servet. Ve bu serveti değerlendirmek elimizde..

Ali Yeşil 19 Ağustos 2024 18:08

Anı yaşamak lazım. Geçmişi ya da geleceği sürekli düşünmek insanı kaygılandırır.

Yelda Başaran 19 Ağustos 2024 16:13

Her şey insanın kendisiyle ilgili bardağın dolu tarafını görmek gerekiyor.

Yadem 19 Ağustos 2024 13:50

Çalışan, üreten, yardım eden boş durmayan insan önce huzuru sonra mutluluğu yakalayacaktır

MELEK 19 Ağustos 2024 13:04

Huzurun ve mutluluğun olmadığı dünyada mutlu olmaya çalışmak, huzuru arayıp bulmak o kadar zor ki… neyse ki dünya hayatı kısa… kaleminize ve yüreğinize sağlık.

Hakan 19 Ağustos 2024 12:08

Tebrikler

Yazarın Diğer Yazıları