Bu hafta sizleri Alman Filozof Friedrich Nietzsche’ye ait bu sözle selamlamak ve bunun üzerine sizlerle hasbihal etmek istedim. Söze başlamadan önce herkesin Ramazanı hayırlı olsun. Rabbim ibadetlerinizi ve dualarınızı kabul etsin.
Gerçekten insanoğlu unuttu mu iyileşir mi? Unutmanın kişiye iyi gelmesi durum ve olaylara göre değişir. Hayatımızda iyi ve güzel şeyler olduğu gibi üzücü ve kötü olaylar da oluyor. Başımıza gelen kötü ve üzücü olayları hiç unutmadığımızı bir düşünün o zaman neler olurdu? Başımızdan geçenler, yaşadıklarımız, düşündüklerimiz, duyduklarımız üst üste birikseydi ve sürekli hatırlasaydık bu hayat çekilmez, bu dünya yaşanmaz hale gelmez miydi? Yaşama dair tüm umutlarımız tükenmez miydi? Böyle olunca da bir süre sonra hasta olurduk.
Bu hayatta en sevdiğimiz kişiyi kaybettiğimizde yaşadıklarımızı ve ruh halimizi bir düşünün. Çok acı çekiyoruz, günlerce ağlıyoruz. Elbette kaybettiğimiz o sevdiğimizi kökten unutmuyoruz. Ancak bir süre geçtikten sonra hüznümüz azalıyor. Bu acımız yıllarca ilk günkü gibi aynı seviyede devam etseydi buna hangimiz dayanabiliriz? Onun için eskiler demişlerdir ki: “İnsanoğlu nisyan ile maluldür.” Yani insanoğlu unutma denilen bir rahatsızlığa sahiptir.
Edebiyatımızın önemli isimlerinden biri olan Ahmet Hamdi Tanpınar da “Beş Şehir” adlı kitabında unutmak ile ilgili şöyle demiştir: “İnsan ömrü, unutmanın şerbetine yiyecek kadar muhtaç.” Yaratılışımızda Allah’ın bize vermiş olduğu birçok güzellik bulunmaktadır. Belki de bunlar içerisindeki en büyük güzelliklerden biri de unutmaktır.
Bilgisayarları düşünelim her geçen gün rami yani hafıza belleği artırılan bilgisayarlar piyasaya çıkıyor. Ne kadar bellekleri artsa da ister istemez bunların da bir kapasiteleri var. Ya çok önemli dosyalarınızı, evraklarınızı sadece buraya kaydedeceksiniz ya da belli bir süre sonra sizin için artık bir önemi olmayan dosya ve evraklarınızı sileceksiniz. Aksi halde bilgisayarınızı işlevsiz hale getirmiş olursunuz. Sizce de beynimiz de bir bilgisayarın rami gibi değil mi? Her şeyimizi beynimize kaydedersek olmaz bir süre sonra aynen bilgisayarın hafızası gibi beynimiz de çöker. Acılarla, üzüntülerle baş etmeyi öğrenmemiz gerek. Kimini zamanla unutacağız, kiminin acısını hafifleteceğiz ki yaşayabilelim.
Unutmak insanı iyileştirir dedik ya her şeyi kökten de unutmak olmaz. Bazı şeyleri ise hafızamıza mıh gibi çakacağız. Mesela; Doğu Türkistan’daki, Filistin’deki, Gazze’deki soykırımı unutmayacağız. Devletimizi, milletimizi yok etmek için yapılanları unutmayacağız. Tarihimizi ve geçmişimizi hiç unutmayacağız ki kim dostumuzdu, kim düşmanımızdı iyi bilelim. Geçmişte ki hatalarımızdan yanlışlarımızdan ders çıkartacağız ve o yanlışları tekrarlamamak için onları unutmayacağız.
Hafızamızın hep iyi, güzel şeylerle dolması dileğiyle sağlıcakla kalın.