Meğer Elazığspor’la sevinmeyi ne kadar çok özlemişiz. Uzun bir süredir sportif ve mali anlamda sürekli gerileyen takım, dün amatör lige düşmekten kıl payı kurtuldu. Yıllardır büyük stres ve sıkıntı yaşayan Elazığspor taraftarı da nihayet mutlu bir anı yaşamanın keyfini sürdü.
Dünkü Fatsa Belediyespor maçı kazanılmamış olsa 55 yaşındaki koca kulüp tarihe karışacak ve bu şehrin bir moral değeri yerle yeksan olacaktı. Her ne kadar taraftarın bir kesimi ‘’Bu takım amatör lige düşse gider kaldırımda destekleriz.’’ dese de bunun bir geçerliliğinin olmadığını ve bir teselli cümlesinden öteye geçmediğini biliyorum. Zira futbol aleminde borç yüküyle amatör lige düşüp geri gelen takım örneği pek yok.
Çevre illerin takımlarına ve ülke genelindeki duruma bir bakalım. Yeni kurulan, adının başında ’’yeni’’ ibaresi olan kaç takım var. Belediyespor adını alan il takımlarını saymıyorum bile. Bizim için de kötü bir sonuçta olacak olan bundan pek farklı olmayacaktı.
Şehir bir süre sessizliğe gömülecek, sonrasında karşılıklı suçlamalar olacak ve bir süre sonra birçok şey unutulup yapanın yanına kâr kaldığı bir durumla baş başa kalacaktık. İleri süreçte yeterli irade ortaya konulursa ‘’Yeni Elazığspor’’ kurulacak ve sıfırdan işe başlanacaktı. Çok şükür bu tehlike ‘’şimdilik’’ ortadan kalktı. Şimdilik diyorum, çünkü bugünden sonra doğru adımlar atılmaz ve akılcı hamleler yapılmazsa bu kısır döngüden çıkamayacağız.
Tüm şehir olarak sevinmeye, çok sevinmeye hakkımız var elbette. Herkesin bu takım düştü, bitti dediği bir zamanda mucizevi bir çıkışla hesapları altüst eden takımımızla övünmek elbette hakkımız. Devre arsında transfer tahtasının açılmasında gösterdiği özveri ve inisiyatif almasıyla Belediye Başkanı Şahin Şerifoğulları, bu süreci yürütmede ortaya koyduğu emekle Kulüp Başkanı Serkan Çayır, takımın başına geçerek gecesini gündüzüne katıp büyük bir hocalık başarısı ortaya koyan Teknik Direktör Alaattin Tutaş, yine ailenin bir parçası olarak teknik heyette güç katan İlhan Aydın Hoca ve sahadaki alın terleri ve emekleriyle büyük bir armayı yaşatmanın çabası içinde olan sevgili futbolcularımıza kent olarak özel bir teşekkür borcumuz var.
Ancak bana göre asıl iş şimdi başlıyor. Büyük sevincimiz, bazı şeyleri unutmaya yol açmamalı. Bu takımın buralara kimler tarafından getirildiği unutulmasın. Bu takımın süper ligden buralara kadar düşmesine, hiç tanımadığımız, hiç bilmediğimiz ortamlarda müsabakalara çıkmasına hangi nedenlerin yol açtığı unutulmasın.
Elazığspor’un sahibi gibi tavırlar alıp sözler sarf eden, ancak Elazığsporlulukları kaşkol takmaktan öteye geçmeyen saatlik, günlük, haftalık Elazığspor sevdalılarının zor sürecimizde ortadan nasıl kayboldukları bir an bile unutulmasın.
Şimdi önümüzde fazla uzun olmayan bir süreç var. Yeni sezonun Eylül ayında başlayacağını hesap edersek yaklaşık 3-4 aylık bir zaman içinde güçlü bir yönetimin oluşturulması, problemli dosyaların çözüme kavuşturulup transfer tahtasının açılması, sağlam bir şampiyonluk kadrosunun oluşturulması gibi önemli konu başlıkları var.
Bu süreçte zamanla yarışıp herkesten önce doğru adımlarla sezona başlamamız gerek. Bu yıl süper lig şampiyonluğunu kazanan Trabzonspor’un sezona tüm rakiplerden önce başlayıp transferlerini zamanında yaptığı gerçeğini unutmayalım. Elbette başka faktörler de var ama transferlere gecikmeden başlamak ve sezona erken girmek şampiyonluğun ana faktörlerinden biri.
Kritik bir süreçte Atatürk Stadyumunun zamansız yıkılıp takımın deplasmanlara mahkum edilmesi bu kötü gidişi hızlandırmıştı. Bu bir strateji hatasıydı, kim bilir belki de bazı çevreler böyle olmasını istemişlerdi. O yanlış kararın koca kulübü ne hale getirdiğini gördük.
Şimdi önümüzde bir şans var. Atatürk Stadyumu modern ve nitelikli bir spor tesisi olarak yeniden inşa ediliyor. Çalışkan ve gayretli Gençlik Spor İl Müdürü Abdulsamet Eren stadyumun büyük oranda yeni sezona yetişeceğini söylüyor. Bu, takım için çok büyük bir avantaj.
Nasıl ki eski stadyumun yıkılmasıyla Elazığspor paraşütsüz alt liglere indiyse, yeni stadyum da kentte yeni bir sportif motivasyonun itici gücü olabilir. Konforlu bir ortamda maç seyretme olanağı, futboldan ve takımdan uzaklaşmış, duygusal kopuş yaşamış tüm Elazığlılar için özendirici olacak ve Elazığspor Kulübü’nün üst liglere zaman kaybetmeden tırmanmasına sebep olabilecektir.
Zira burası herhangi bir şehir değil, burası takımına inandığı zaman ona gönülden bağlanan özverili insanların şehri.
Artık Kulüpte küskünlükleri bir tarafa bırakmanın, siyasi görüşlerin ve ideolojilerin öne çıkarılmadığı bir dönemi başlatmanın tam zamanı. 600 bin nüfuslu bir kentte herkesin aynı dünya görüşüne ve aynı ideolojiye mensup olması beklenemez. Her şeyden önemlisi de Elazığspor siyaset üstüdür. Ne zaman herkesin ortak sevdası olmuşsa Elazığspor kazançlı çıkmıştır; ne zaman kulübün içine siyaset sokulmuşsa kaybeden tüm şehir ve Elazığspor olmuştur.
Şimdi bütünün kaybolan parçalarını toplama zamanı, şimdi sevgi ve barış zamanı, şimdi ‘’Büyük Elazığspor Ailesi’’ni yeniden kurma zamanı. Bunu başarmak zor değil.
Fatsa Belediyespor maçının bitiş düdüğüyle başlayan sevinç yumağını tüm kente dalga dalga yaymak için bugünden adımlar atılmalı. Gerisi gelecektir.
Beni okuyan, beni dinleyen, sözcüklerimin izini süren herkese teşekkür ediyorum. Bir sonraki yazımda buluşuncaya kadar sevgiyle ve huzurla kalın.