Bu soru, bu kentte yaşayan herkese. Acaba hangimiz içinde yaşadığımız bu kadim kentin avantajları ya da dezavantajları hakkında bir fikre sahibiz? Kentin tarım, turizm, sanayi ve insan kaynakları açısından potansiyeli nedir, milli gelirden aldığımız pay ne kadardır diye kaçımız merak ettik bugüne kadar? Elbette aidiyet duygusu taşıyan bir kesim insanımız zaman zaman merak etmişlerdir bu soruların yanıtlarını. Ancak rahatlıkla söyleyebilirim ki kent bilincini, aidiyet duygusunu ve Elazığ sevgisini artırmadan ne bu soruları gündemde tutabiliriz ne de bu aziz şehri hak ettiği yere taşıyabiliriz.
Peki şehrin taşıdığı potansiyel ne? Elazığ niçin olması gereken yerde değil? Bir defa şunu söyleyeyim yaşlısı genci, erkeği kadını, emeklisi çalışanı, yöneteni ve yönetileni bu işe kafa yormalı ve daha önemlisi 2023 yılını bir başlangıç noktası kabul ederek Elazığ için fikir üretmeli, proje ortaya koymalı ve kolları sıvayıp 2023 yılını gerçek anlamda Elazığ yılına dönüştürmeliyiz.
Düşünün barajlarımız var, nehirlerimiz var, altın değerinde ovalarımız, sulak arazilerimiz var, ama tarım üretiminde diğer illerle kıyaslandığımızda çok iyi bir yerde değiliz. Dünyanın en lezzetli kayısıları Malatya ile birlikte şehrimizde yetişiyor, ama onu yüksek katma değerli ürünlere dönüştürecek tesislere sahip değiliz. Daha acısı ise bir kayısı borsamız yok, üretilen kayısılar komşu ilimizden dış dünyaya pazarlanıyor ve ihracat istatistikleri o ile yazılıyor.
Sadece kayısı değil diğer meyve çeşitlerinde de yüksek verime sahip topraklarımız var ama bu anlamda şehre önemli ekonomik girdi sağlayacak düzeye henüz gelemedik.
Yapay ve doğal göllerimiz var, bunların tanıtımında yetersiz kalıyoruz. Zaman zaman düzenlenen ve bölgesel şenlikler düzeyinde kalan etkinlikleri, ulusal ve uluslararası düzeye çıkarıp da turizm potansiyelimizi ortaya koyamıyoruz..
Kayak merkezi var, nehirlerin tam yatağındayız, kanyonlarımız turizm bakımından çok özellik taşıyor ama bunları ülke gündemine taşıyacak haberler, çalışmalar yapmıyor, yeterli tesisler kuramıyoruz. Harput gibi bir dünya mirası uygarlıklar merkezimiz var, üstelik kent merkezine 5 km mesafede, ama inanç turizminden aldığımız pay herhalde çok gerilerdedir.
Harput musıkisi diye bir gerçek var. Var var olmasına da bu ata yadigarı müzik kültürünün tanıtımını ne kadar yapabiliyoruz? Klarnet, çayda çıra oyunu ve sekiz köşe şapka gibi folklorik değerlerimizi yerellikten ne kadar çıkarabildik? Yaklaşık 3 yıl önce Hakimiyet’te ‘Elazığ Müzeler Şehri Olabilir’ diye bir yazı yazmış ve müzeciliğin önemine vurgu yapmıştım. Gerçi Elazığ Belediyesi son birkaç yılda kent müzeciliği anlamında hatırı sayılır işler de yaptı ama hâlâ bir gastronomi müzemiz yok. Üstelik Elazığ yemek çeşidi ve mutfak kültürü bakımından Türkiye’de ikici şehir konumundayken yok gastronomi müzesi.
Şehri ziyaret eden insanlara Elazığ mutfağını nasıl tanıtacaksınız? Sadece bunlar değil, üzümünden şarabına, orciğinden mermerine kadar birçok zenginliğe sahip şehrimiz bu değerlerini de bence yeterince öne çıkaramıyor. Sevindirici olan taraf ise son yıllarda bazı ürünlerimize patent ve coğrafi ürün tescili alınmış olması. Ancak yeterli mi, elbette değil.
Ülkenin birçok ilinde hava alanı, üniversite, çim futbol sahası yok iken Elazığ bunlara bundan 50-60 yıl önce sahip bir ildi.
‘Mutlu bir şehir erken bir cennettir.’ sözüne bayılırım. Bugün bizlere düşen bu değerlerin sayısını artırmak, ilin ekonomisini güçlendirmek ve Elazığ’ı mutlu bir şehir yapmaktır. Elazığ niye cennet bir şehir olmasın ki? Hele insan kaynakları açısından oldukça güçlü bir varlığı olan Elazığ, bugünkü konumundan fersah fersah ileri taşınabilir.
Bunun için tek şeye ihtiyacımız var. Elazığ’ı gerçekten sevip, benimseyip bu şehir için fikir ve değer üretmek. Hangi ideoloji, siyasi anlayış ve dünya görüşünden olursak olalım, ortak değerimiz Elazığ. Siyasi polemikler, anlamsız tartışmalar, kısır çekişmeler yapana da kent insanına da bir şey kazandırmıyor. Buna bir son verelim diyorum.
Elazığ milli gelir bakımından 50. sıralarda olmamalı, eğitim, kültür ve sanat dünyasında çok daha ileride olmalı, çünkü böyle bir potansiyeli var bu şehrin. Bakış açımızı Elazığ için değiştirelim artık.
Beni okuyan, beni dinleyen, sözcüklerimin izini süren herkese teşekkür ediyorum. Bir sonraki yazımda buluşuncaya kadar sevgiyle ve huzurla kalın.