Dün Soma deplasmanında 4-3 galip gelen Elazığspor’u eksiklerini görmezden gelerek değerlendirmeye kalksak çok şatafatlı cümleler kurabiliriz.
Elbette ki deplasmanda üç kez geriye düştüğü maçı dört gol atarak kazanması bir takımın enerjisinin, kazanma hırsının bir sonucudur ve takdir edilir. Ben de takımımızı tebrik ediyorum. Ancak bu durum, takımın son haftalarda göze çarpan eksikliklerini görmezden gelmemizi gerektirmez.
Elazığspor gibi şampiyonluk hedefiyle yola çıkan bir ekibin grubun alt sıralarında yer alan mütevazı bir takım karşısındaki pas hataları ve maçın bazı bölümlerinde bariz bir şekilde göze çarpan dağınık oyunu ve markaj hataları oldukça düşündürücü.
Daha maçın 10. dakikasında zamanlama hatası ve markaj eksikliğinden penaltıya sebebiyet veren defans oyuncularımız, adeta maça 0-1 yenik başlamamıza neden oldular. Takımın bu eksikliği oyunun ikinci yarısında da benzer hatalara yol açtı. Nitekim ikinci yarıda rakip ceza alanı civarında kaptırılan bir topun rakip tarafından hızlı bir atağa dönüşmesi sonucunda ikinci kez penaltıya maruz kaldık ve maçta üçüncü kez geriye düştük.
Aslında ilk yarıda yediğimiz ikinci golde de yine bariz bir savunma hatası yapıldı. Ceza alanı dışında atılan sert şutta rakip hücum oyuncu iki savunma oyuncumuzun arasından golü atarak futbolda top takipçiliğinin ne denli önemli olduğunu gösterdi.
Gerçek olan bir şey var ki o da Elazığspor’un son haftalarda çok fazla savunma hatası yapması ve kolay goller yemesi. Bunda rakip takımların Elazığspor’un oyun planını çözmeleri ve buna belli ölçüde önlem almaları kadar bazı oyuncularımızın takıma hala yeterli katkıyı verememeleri gerçeği var.
Düşünün Elazığspor ligin ilk sekiz haftasında toplam 6 gol yerken son üç haftada rakiplerden 6 gol yedi. Üstelik bu son 6 golü Merkür Jet Erbaa, Ankara Demirspor ve Somaspor gibi ligin alt ve orta sıralarındaki takımlarından yedi. Buna çözüm bulunması lazım.
Bana göre kanatları da yeterince verimli kullanamıyoruz. Melih İnan, Kerim Frei ve Muhammet Arslantaş takıma henüz yeterli katkıyı veremediler. Her ne kadar Kerim Frei bu maçta daha iyi görünse de hâlâ kendinden beklenen performansı gösteremedi. Melih İnan’ın kanatta oynatılması bir zorunluluk gibi duruyor. Çünkü Elazığspor’un sol önde oynatacağı net bir kanat oyuncusu yok. Kalecilerimiz desen her ikisi de şampiyonluğa giden bir ekibin kalecisi olma performansından çok uzaktalar. Bu da sezon başı transfer planlamasında eksikler ve yanlışlar olduğunu gösteriyor.
Dolayısıyla yeni transferlerden henüz yeterli katkıyı alamadığımız için yükün çoğu Mikail Koçak, Berşan Yavuzay, Yağızcan Erdem, Hasan Ekici, Burhan Arman ve Beykan Şimşek gibi oyuncuların üzerine kalıyor. Bu da takımın önceleri tıkır tıkır işleyen oyununda şimdilerde aksaklıklar yaratıyor. Neyse ki bireysel yetenekli oyuncularımız özellikle duran toplarda sonuca gidiyor da kısır skorlara maruz kalmıyoruz.
Somaspor maçında Beykan Şimşek’in bireysel performansı göz kamaştıcıydı. Üç asist ve penaltıdan atılan bir gol, liderlik vasfı taşıyan oyuncuların bir takım için ne kadar önemli olduğunu gösterdi bize.
Bu takıma koşan, mücadele eden başka oyuncular da şart. Ara transfer döneminde güçlü takviyeler lazım, zira şampiyonluk yolunda birden çok takımla mücadele ediyor Elazığspor.
Hafta sonu evinde Silifke Belediyespor takımını 3-2 yenen diğer temsilcimiz 23 Elazığ FK takımını da aldığı galibiyetten dolayı kutluyorum.
Dün 10 Kasım’dı. Cumhuriyetimizin kurucusu Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal ATATÜRk’ün aramızdan bedenen ayrılışının 86. yıldönümünü idrak ettik. Bu vesileyle çok ama çok şey borçlu olduğumuz ve asla hakkını ödeyemeyeceğimiz Büyük Önderimizi rahmet, saygı ve minnetle anıyorum. Ruhu şad olsun.
Beni okuyan, beni dinleyen, sözcüklerimin izini süren herkese teşekkür ediyorum. Bir sonraki yazımda buluşuncaya kadar sevgiyle ve huzurla kalın.