Adnan Üstün

Sahip mi Olacağız, Şahit mi? (Helalin hesabı, haramın azabı vardır!)

Adnan Üstün

Dünya hayatının bir sınav ve geçici olduğunu, ahiret hayatının ise bir sonuç  ve sonsuz olduğunu düşünen ve buna inanan bir kimse, dünya hayatını gözünde büyütmez. Cam parçalarına razı olup da, elmas ve zümrütü reddetmez.

"Evet, dünyaya ait işler, kırılmaya mahkûm şişeler hükmündedir. Ahirete yönelik işler ise, gayet sağlam elmaslar kıymetindedir."  

Bu dünyada yaptığımız her iş, atacağımız her adım bizlere geçici haz ve zevkleri değil, ebedi mutluluğu kazandırmalıdır.

Ahirette-hesap günü, bizlere "Niçin ev-araba sahibi olmadan geldin?, Neden lüks ve daha rahat bir hayat yaşamadın?" diye sorulmayacak, fakat bizlere "faize bulaşıp bulaşmadığımız, haramdan kazanıp kazanmadığımız, kul hakkına girip girmediğimiz, elimizdeki nimetlere şükredip şükretmediğimiz, sıkıntı çeksek bile onurlu ve izzetli bir hayat yaşayıp yaşamadığımız" sorulacaktır.

* Yıllar önce, kirada oturduğumu bilen bir  yakınım bana şöyle demişti:
- "Bak herkes ev alıyor, sen de kirada oturuyorsun. Diyanet ve bazı hocalar da fetva veriyormuş, bankadan kredi çekerek bir ev alabilirsin."

Ona dedim ki: 
- 'Aldığım maaşın üçte birini kiraya veriyorum.Belki bir birikim yapamıyorum ama  kirada oturmama rağmen, ihtiyaçlarımı karşılayabiliyorum. 

"Ev sahibi olmak farz değil, ancak faizden-haramdan uzak durmak Allah'ın emridir."

Ahirette bize; "Dünya hayatında neden ev sahibi olmadan geldin?" denilmeyecek ama "Faize neden bulaştın?" diye sorulacaktır. Ayrıca Diyanet faize de  fetva  vermiyor.'

Dedi ki:
- Böyle devam edersen eline birşey geçmeyecek ama kredi çekip ev alırsan on-onbeş yıl sonra o ev senin olacak.

Cevaben dedim ki:
-On yıl sonra belki o ev benim olacak fakat on-onbeş yıl sonra ben ben olmayacağım. 

Şayet yaşarsam; ömür geçmiş, mezara bir adım daha yaklaşmış olacağım. Bununla birlikte yüklendiğimiz günahlar da sırtımızda adeta kambur olacak.

Dedi ki:
- Çocuklarını düşünmüyor musun? Senden sonra hiç değilse çocuklarına kalır. Onlar rahat eder.

Ona dedim ki:
-İsterse kendi çocukların olsun, başkasının dünya hayatı için kendi ahiret hayatını ihmal etmek ve günaha girmek, büyük bir zarar ve hüsrandır.

Bize, ana ve babamızdan bir miras kalmadı. 2 odalı bir evde 7 kişi yaşadık. Fakat ana-babamız boğazımızdan haram lokma geçirmediler. 

Bugünkü şartlara göre belki mahrumiyet yaşadık fakat onlar asla bizi haram ile  büyütmediler. Biz onları bugün minnet ile anıyor, amel defterlerindeki sevap hanesini açık bırakmaya çalışıyoruz.

Bugün ise; çocuklarının manevi hayatını ihmal ederek onlara, helal bile olsa miras olarak dünya malı bırakanların kaç tanesi hayatta gerekli ilgi ve saygıyı görüyor. Kaç tanesi öldükten sonra hayırla anılıyor?

Bizden sonrakilerin dünyası iyi olsun diye ahiretimizi berbat etmeye değer mi?..

* Evet, en yakın çevremiz bile sahip olma adına bizi dünya ve dünyalıklara teşvik edebilir. Bunu yaparken de iyiliğimizi düşünüyor gibi hareket edebilirler.

Oysa biz; "bu dünyaya sahip olmak için değil, şahit olmak için geldik." 

Birbirimizin iyiliğine, Allah'a kulluk ettiğine şahit olalım. Kötülük,  haram, isyan ve günahla geçen bir ömüre kimseyi şahit tutmayalım.

Öyle bir günün yolcusuyuz ki; sahip olduklarımızı nereden-nasıl kazandığımızdan da hesaba çekileceğiz.

İbn Mes"ûd"dan nakledildiğine göre, Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: 

“Kıyamet gününde insanoğlu şu beş şeyden hesaba çekilmedikçe Rabbinin huzurundan bir yere kımıldayamaz: Ömrünü nerede ve nasıl geçirdiğinden, gençliğini nerede yıprattığından, malını nereden kazanıp nerede harcadığından, bildiği ile amel edip etmediğinden.”
(T2416 Tirmizî, Sıfatü"l-kıyâme, 1)

Yani her "nimetin" hesabı bizden sorulacak. Nereden ve nasıl kazandığımızın da hesabı sorulacak. Bu dünyadaki geçici nimetler, ebedi hayatımız olan ahirette bizim için nikmetlere (acı ve ızdıraba) dönüşmesin...

Helal olanın hesabı, haram olanın da azabı vardır!

Rabbimiz herşeyin helalinden bizlere nasib etsin. 

Dünyada hiç kimseye muhtaç olmadan, izzetli ve onurlu bir hayat sürüp; harama, günaha ve hatta şüpheli şeylere bulaşmadan huzuruna varanlardan eylesin.

Öyle bir hayat sürelim ki; hesap günü insanlar, melekler ve en büyük Şahid Allah, bizlerin müslümanca (Allah'ın dinine teslim olmuş)  bir hayat sürdüğüne  şahid olsun...

Yazarın Diğer Yazıları