Adnan Üstün

Münafıklık-İki Yüzlülük (İmana değil, imaja yatırım)

Adnan Üstün

Münâfık kelimesi “inanmadığı halde kendisini mümin gösteren” kimse demektir. Kendisini olduğundan farklı gösteren, içi ile dışı farklı olan kimseleri ifade eden bir kavramdır.
Münafıklar çifte şahsiyetli olarak bilinirken, aslında şahsiyetsizdirler. Belli bir kimlik ve kişilikleri yoktur. Konjoktüre göre, ortama göre şekil alırlar. Böylece kendilerine mahsus bir tavır ve duruşları da yoktur. Güç ve menfaat nerede ise onlar da oradadır. Hizmette geri, ücrette ise ileride, en ön saftadırlar.
Kelimenin, “tarla faresinin bir tehlike anında kaçmasını sağlamak üzere yuvası için hazırladığı birden fazla çıkış noktasının birinden girip diğerinden çıkması” biçimindeki kök mânasından hareketle münafık, “dinin bir kapısından girip diğerinden kaçan çifte şahsiyetli kimse” olarak da tanımlanmıştır (Râgıb el-İsfahânî, el-Müfredât, “nfḳ” md.; İbnü’l-Esîr, en-Nihâye, “nfḳ” md.; Lisânü’l-ʿArab, “nfḳ” md.).
Yani münafık, tünel anlamındaki nefak kökünden geliyor. Nefak ise; tarla farelerinin ve köstebeklerin yuvası anlamına gelmektedir. Ne zaman, nereden girip nereden çıkacakları ne yapacakları belli değildir. İşte bu sebeple Kur’anda Nisa Suresinin 145 inci ayetinde münafıklar hakkında; 
“Şüphesiz ki münafıklar, cehennem ateşinin en aşağı tabakasındadırlar.” buyurulmaktadır. Münafık içindeki nifakı, iki yüzlülüğü gizlediği için, cehennemde en aşağı tabakada yer alacaktır.
Münafıkların bir çok özelliğinden Kur’an bizlere bahsetmektedir. Bu özelliklerden birkaçı şunlardır:
1- Yüreklerinde sürekli korku hakimdir, işledikleri ihaneti ve söyledikleri yalanları bildikleri için gerçek yüzlerinin ortaya çıkmasından ve ifşa olmaktan çok korkarlar. Bu korkuları sebebiyle de her rüzgarı kendi aleyhlerinde sanarak, herşeyden nem kapan, iki kişi konuşsa acaba “benim hakkımda mı konuşuyorlar” diyerek endişe duyan kimselerdir (et-Tevbe 9/56-57; Muhammed 47/20-21; el-Haşr 59/11-13; Münafikun Suresi 63/4). 
2- Cimri, yalancı ve kibirlidirler. Kendilerini bir şey zannederler. Yalan onların vazgeçmeyeceği sermayedir. Kimseyle paylaşmaz, infakta bulunmaz ve stokçudurlar. Fakat biriktirdiklerini kendileri de yiyemezler(Tevbe Suresi 9/67; Münâfikun 63/1, 5)  .
3- Gösterişe önem verirler, maddî menfaat için namaz kılarlar, gerçekte ise dua ve ibadet hayatında isteksiz davranırlar. Bu tiplere baktığımızda; fiyakalarının ve kalıplarının yerinde olduğunu görürüz. Oysa bunlar içi boş, kof kütük gibidirler. Bütün yatırımlarını dış görünüşlerine yapmışlardır, bunu yaparken de içlerini, gönül dünyalarını harap etmişlerdir. İbadetler onlar için yük ve eziyettir (Nisâ Suresi 4/142, Münâfikun 63/4).
Peygamber Efendimiz hayatta iken, Medine’de münafıkların liderliğini yapan Abdullah ibn Übeyy ve arkadaşları iri vücutlu yani kas yapmış, yakışıklı, giyim ve kuşamlarına özen gösteren kimseler idiler. Münafıkların bu önde gelenleri konuştuklarında, fasih ve etkileyici konuşurlar, Peygamberimiz onları dinler, insanlar da onların dış görünüşünü beğenirdi.
4- Toplumu, ekonomiyi ve kültürel hayatını bozmaya uğraşırlar. Sadece kendi menfaatlerini düşünürler. Fesatçı-bozguncu  olmalarına rağmen, kendilerini ıslahçı-yapıcı göstermeye çalışırlar. (Bakara Suresi 2/11, 205).
5- Kötülüğü yaygınlaştırıp, iyiliğe engel olmaya çalışırlar. Toplumun bünyesini tahrip eden, yıkıcı faaliyet ve yayınlarda bulunurlar (Tevbe 9/67).
6- Allah’ı ve müminleri alaya alırlar. Allah’ın ayetlerini, peygamberlerini, dini değer ve kavramları fıkra konusu edinirler, şakalaşıp eğlenirler. Kendileri bir hayır ve iyilikte bulunmadığı gibi, iyilik yapanları alaya alır, onların moralini bozmaya çalışırlar(Tevbe 9/65, 79).
7- Müslümanlara yardım edilmesini engellemeye gayret ederler. İslam toplumunun zayıflaması, Müslümanların birlik ve dirliğinin bozulması için çalışır, propagandalarıyla yardımlaşmaya da engel olurlar. (Münâfikun 63/7).
8- Müminlere karşı kin beslerler.  Karşılaştığınız zaman yüzünüze güler, güçlü ve yetkili iseniz yalakalık yaparlar, ancak kendi başlarına kaldıklarında hazımsızlıklarından dolayı öfkelerinden parmaklarını ısırırlar (Âl-i İmrân 3/119).
9- Kötü haberler yayarlar. İslam toplumunu zayıflatmak, müslümanların önderlerine eziyet vermek ve morallerini bozmak için asılsız haberler uydurur ve yayarlar. (Ahzâb 33/57-60).
10- Günah, düşmanlık ve Hz. Peygamber’e isyan konusunda gizli faaliyetler yürütürler.  Hiçbir zaman mert değildirler, beşinci kol faaliyetlerden, müslüman toplumunun altını oymaktan vazgeçmezler. (Mücâdile Suresi 58/8; Nisâ 4/108).
Peygamber Efendimiz de bir çok hadislerinde münafık tiplerin özelliğinden bizlere haber vermiştir. Onlardan birinde: “Münafığın alâmeti – belirtisi üç şeydir: Konuştuğu zaman yalan söyler, söz verdiğinde- vaad ettiğinde sözünden döner, kendisine bir şey emanet edildiğinde emanete hıyanet eder.” (Tirmîzî, Îman, 14)
Rabbimiz bizleri özü ve sözü, içi ve dışı bir olanlardan eylesin. Dünyada ve ahirette en aşağılık tabakada yer alan münafıklardan olmaktan ve nifaktan bizleri korusun…
 

Yorumlar 1
Ünal KELEŞ 17 Nisan 2021 22:44

Rabbim bizi ve tüm müslümanları münafıkların şerrinden korusun.Adnan hocam çok güzel açıklamış ve örnekler yazmışsın Allah razı olsun

Yazarın Diğer Yazıları