* Kur'an; uyarmak ve dolayısıyla yanlış ve gaflet içerisinde yüzen insanlığı uyandırmak için indirilmiştir.(Furkan Suresi/1)
* Toplumun içinde yer almayanların, kendilerini toplumdan soyutlayıp sadece din anlatırken veya ibadet ederken görülenlerin örnek olması mümkün değildir. Peygamberler insanlarla çarşı ve pazarda yani hayatın her alanında beraber olmuş, tavır ve hareketleriyle örnek olduklarını ispatlamış, dinin soyut ve teoriden ibaret olmadığını somut olarak ortaya koymuşlardır.(Furkan Suresi/7-8)
*Peygamberin yolundan ve izinden gidin. Başka izleri ve izm’leri takip etmeyin. Rasülüllah Aleyhisselam’ın yolundan gitmeyip, O’nun getirdiği mesajdan uzaklaştıran kişileri dost edinenler, hesap günü büyük bir pişmanlık duyacaklardır.
"O gün zalim kimse, (çaresizlik içinde) ellerini ısırıp şöyle diyecektir: "Ne olurdu ben de peygamberle beraber aynı yolu tutsaydım." (Furkân Suresi, 27. Ayet)
*Kur’ana ilgisiz kalmayın, sırtınızı dönmeyin. Kur’an ve ayetleri var iken yokmuş gibi davranmayın. Peygamber Efendimizin (a.s.) ahirette şikayet edeceği tek konu: "Kur'anın mehcur bırakılmasıdır."
"Peygamber der ki: Ey Rabbim! Doğrusu kavmim bu Kur'an'ı büsbütün terkedilmiş birşey saydılar-Kur’ana ilgisiz kaldılar."(Furkân Suresi, 30. Ayet)
Ayetteki “mehcûr” bırakma, “hiç bilmeme, yabancı kalma, tamamen terk etme” değildir. Elinin altında olduğu halde faydalanmama, ulaşabileceği halde “ulaşmama” anlamını da içermektedir. Bizlere de hitap ettiğini düşünürsek; “Lafzını okuyup durdular, manasını, hikmetini ve hükmünü araştırıp uygulamak üzere onu temel başvuru kaynağı yapmadılar” demektir.
*Kalbinizi -inancınızı kuvvetlendirmek için azar azar da olsa sürekli Kur’an ile meşgul olun. (Furkân Suresi/32. Ayet)
* Bâtıl ve yanlış davalarında ısrar edenler, sahte ilah ve tanrı edinenler, doğru yolda olanlara sapıtmış dediler. Fakat; asıl sapıtanların kendileri olduğunu hesap günü anlayacaklar, ancak iş işten geçmiş olacaktır...
"Biz, ilâhlarımıza-tanrılarımıza sımsıkı sarılmasaydık neredeyse bizi ilâhlarımızdan saptıracaktı (dediler). Onlar azabı gördükleri zaman, yolca kimin daha sapık olduğunu ileride bilecekler.” (Furkân Suresi, 42. Ayet, Bkz.7/60,66)
* İnsanların çoğu; varlık amacından uzaklaşmış, ne için yaratıldığını unutmuş, Kur'anın mesajına kulaklarını tıkamış ve akıllarını kullanmamışlardır...
-Çoğunluk her zaman haklı ve doğru değildir. Haklı ve doğruyu belirleyen Allah'tır...
-İnsanlıktan çıkan, hayvan bile olamaz!
"Yoksa sen onların çoğunun (söz) dinleyeceklerini yahut akıllarını kullanacaklarını mı sanıyorsun? Onlar hayvanlar gibidirler, belki yolca onlardan daha da şaşkındırlar."
(Furkân Suresi, 44. Ayet)
* Peygamberler, insanlara dini anlatma karşılığında asla bir ücret ve menfaat elde etmemiş ve istememişlerdir.
" De ki: "Ben, buna karşı sizden bir ücret değil, ancak Rabbine doğru bir yol tutmayı dileyen kimseler (olmanızı) istiyorum."(Furkân Suresi, 57. Ayet)
*Rahman olan Allah’ın has kullarının bazı özellikleri şunlardır:
-Rahmân’ın has kulları yeryüzünde vakarla yürüyen, cahiller onlara laf attığı zaman, “selâm” deyip geçen kullardır.
-Gecelerde Rablerine secde ve kıyamda bulunurlar.
-“Ey rabbimiz; bizi cehennem azabından uzak tut; çünkü onun azabı devamlıdır” şeklinde dua ederler.
-Yine o iyi kullar, harcama yaptıkları zaman ne saçıp savururlar ne de cimrilik ederler; harcamaları bu ikisi arasında mâkul ve dengelidir.
-Onlar, Allah ile birlikte başka bir ilaha tapmazlar; haksız yere, Allah’ın dokunulmaz kıldığı insan hayatına kıymazlar, zina etmezler.
-Onlar yalan yere şahitlik etmezler, boş ve mânasız davranışlarla karşılaştıklarında onurluca geçip giderler.
-Kendilerine Rablerinin âyetleri hatırlatıldığında o âyetler karşısında körler ve sağırlar gibi ilgisiz-bilinçsiz davranmazlar. (Furkân Suresi/63-73)
*Duayı arttırın ve çok yapın. “Duanız olmasa, Rabbim size ne diye değer versin!”. (Furkân Suresi/79)
*Bitme noktasına gelinceye kadar üzerinize düşeni yaparsanız o zaman Allah’ın yardımı yetişir. Yoksa yapmanız gereken şeyleri yapmadan Allah’tan yardım beklemeyin. Musa Aleyhisselam’ın önünde deniz, bir say ve gayretin sonunda ikiye ayrılarak yol oldu, O bedel ödedi ve ödemeyi göze aldı. (Şuara Suresi, 63)
*Tarih boyunca inkarda direnenlerin en temel gerekçesi, atalar yolu olmuştur: “Hayır ama biz atalarımızı böyle yapar bulduk” diyerek, yanlış yol ve inançlarının temelini açıklamışlardır. (Şuara Suresi/74)
İbrâhim Aleyhisselam da “İyi de, sizin ve önceki atalarınızın neye taptığınızı gördünüz mü-hiç düşündünüz mü?” diyerek, onları akıllarını kullanmaya, vicdanlarının sesini dinlemeye davet etmiştir. (Şuara Suresi/75-76)
*Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar… Hazreti Lut Aleyhisselam, eşcinsel-sapkın bir topluluğu temiz bir hayat yaşamaya davet etmiş, fakat onlar Lut Aleyhisselam'ı kovmakla, yurtlarından çıkarmakla tehdit etmişlerdir. Sonuçta Lut Aleyhisselam ve kendisine inanan bir ev halkı kurtulmuş, fakat onun davasına ihanet eden eşi de geride kalanlar ile birlikte helak olmuştur... (Şuara Suresi/167-171)
*Eşcinsel ve her türlü sapık ilişkiden nefret etmek bir müslümanın inancının gereğidir. Günümüzde de; Allah’ın haram kıldığı bu fiilleri hoş görmek, tercih ve özgürlük olarak kabul etmek mümkün olmadığı gibi; bu tür eylemlere karşı olmak, müslüman olmanın gereği ve peygamberlerin yoludur. Aksi bir tutum; gaflet, delalet ve hatta imanına ihanettir...
-(Hazreti) Lût (a.s.) onlara: "Şüphesiz ben, sizin 'yaptığınız işten' nefret ediyorum-tiksiniyorum” dedi. (Şuara Suresi, 168. Ayet)
-Nefret etmek; Lut Aleyhisselamın dilinde ve müslümanların zihninde, bu işi yapanların yaptıkları “fiile” yöneliktir. Ve bu, hiçbir zaman nefret suçu değildir...
*İçinde bulunduğunuz ve faydalandırıldığınız nimetler, size Allah’ı ve hesabı unutturmasın. Zira o nimetler sizi kurtarmaya yetmez ve size fayda sağlamaz. (Şuara Suresi,205-207)
Hayatta olanları uyarmak için gönderilen Kur’anın; toplumsal hayata yönelik ilke ve düzenlemelerinden bir kısmını, 19. cüzdeki-bölümdeki Furkan ve Şuara Surelerindeki ayetleri esas alarak, ayetlerden anladıklarımızı ve ayetlerin işaret ettiği hakikatleri ifade etmeye çalıştık.
Allah-u Teala hepimize Kur’anı anlamayı, yaşamayı ve hesap gününde de Kur’an ahlakına sahip Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed Aleyhisselam ile beraber olmayı nasib etsin. Vahyin bereketinden istifade etmek dileğiyle Allah’a emanet olunuz…