*Bugün kötü ve aleyhinize gördüğünüz durumlar, gelecekte iyi ve lehinize olacak bir durumun başlangıcı olabilir. Ümidinizi kaybetmeyin ve asla ümitsizliğe düşmeyin. Bu konuda en güzel örnek Yusuf Aleyhisselam’ın hayatıdır. Kardeşleri tarafından kuyuya atıldığında, pazarda köle diye satıldığında kimse onun ileride Mısır’ın yöneticisi olacağını tahmin edemiyordu. (Yusuf Suresi/15)
*En çok sevdiğiniz şey ne ise imtihanınız-sınavınız odur. Onu kaybetmekle, iyi korumakla, hakkını vermekle, değerini bilmekle, sevdiğiniz şeyin sizi Allah'a yaklaştırıp yaklaştırmadığıyla,
o sebeple şükrünüzü arttırıp-arttırmadığıyla imtihan edilirsiniz... Sevgi, korku ve endişede dengeli olun. Sakınılan göze çöp batarmış. Tedbiri alın ancak tevekkülü unutmayın. (Yusuf Suresi/13-18)
*Gömleğinizin nereden yırtıldığına dikkat edin… Namus, sadece kadına ait bir şey ise
Hz. Yusuf'un sakındığı neydi?
Hazreti Yusuf büyüyüp de olgunluk çağına erince, evinde kaldığı vezirin hanımı, onunla birlikte olmak istedi. Kimsenin bulunmadığı bir sırada evin kapılarını iyice kilitledi ve Hazreti Yusuf’a “Haydi gel!” dedi…
Yanlarında kimse yoktu. Günahı işleme fırsatı vardı. Fakat Yusuf Aleyhisselam dedi ki; “Allah’a sığınırım!”... İnsanlardan kimsenin olmadığı, günahı işlemesine kimsenin engel olamayacağı bir ortamda O, Rabbine de, evin sahibi ve kadının kocası vezire de ihanet etmedi.
Herşeyi gören ve bilen bir Rabbin olduğunu biliyordu. Kapıya doğru koştular. Yusuf önde giderken, günahtan ve yarın cehennem ateşi olacak haram bir zevkten kaçarken, şehveti gözünü adeta kör etmiş kadın arkadan kovalıyor ve çekiştiriyordu… Bu çekiştirme esnasında Yusuf Aleyhisselam’ın gömleği arkadan yırtıldı…
Ve kapının yanında kadının kocasıyla karşılaştılar. Arsızlık yapan ve Yusuf’u (a.s) ayartmaya çalışan kadın hemen kendini aklamaya ve haklı çıkarmaya çalıştı. Dedi ki; “Senin ailene kötülük yapmak isteyenin cezası ya zindana atılmaktır veya şiddetli bir şekilde cezalandırılmaktır.” Yusuf Aleyhisselam ise “Asıl O, benden arzusunu elde etmek-benimle birlikte olmak istedi” dedi.
Kadının ailesinden bir şahit de şöyle şahitlik etti: “Eğer onun gömleği önden yırtılmışsa, kadın doğru söylemiştir, o (Yûsuf) yalancılardandır.” (12/26)
… Sonunda, gömleğin arkadan yırtıldığı görülünce dediler ki; "Yusuf, sen bundan yüz çevir (bunu anlatma, affet, bir daha da onun bulunduğu yere uğrama); (kadına da), sen de günahın dolayısıyla bağışlanma dile. Çünkü sen günahkârlardan oldun" (12/29).
* Erkeklik; “harama uçkur çözmek değildir”, “erkeklik, fırsatını buldu mu günahın peşinden gitmek değildir”, erkeklik ve delikanlılık; “helal ile yetinmektir”, “kimse görmese, bilmese bile; herşeyi gören ve bilen Allah olduğunu düşünerek hareket etmektir.”
-Kadının zina teklifini kabul etmeyince, zindana atılmakla tehdit edilen Hazreti Yusuf (a.s.) dedi ki: “Rabbim! Zindan bana, bunların beni dâvet ettiği şeyden daha sevimlidir. Onların tuzaklarını benden uzaklaştırmazsan, onlara meyleder ve cahillerden olurum” (Yusuf Suresi/32-33. Ayet).
-Yusuf Aleyhisselam, bedeninin zindana atılmasına, dünya karanlığına razı olmuş, ancak günahı ve haramı işleyerek ruhunun ve kalbinin kararmasına, ahirette karanlıkta kalmaya razı olmamıştır.
İşte böyle davrananlar, erkek olsun kadın olsun, mahşer günü çok özel bir ikram ve iltifat ile karşılaşacaktır:
Peygamber Efendimiz şöyle buyurmuştur:
"Yedi sınıf insan vardır ki, Allah Teâlâ onları hiçbir gölgenin bulunmadığı (Kıyamet) gününde Arş’ın gölgesinde gölgelendirir:
1-Adil devlet başkanı ve yönetici,
2-Allah’a ibadetle büyüyen genç,
3- Kalbi cami ve mescitlere bağlı kimse,
4- Allah için birbirini seven, bu uğurda bir araya gelip bu sevgi ile ayrılan iki kimse,
5- Mevki sahibi olan güzel bir kadın tarafından birlikte olmaya çağırıldığı halde, "Ben Allah’tan korkarım" diyen kimse,
6- Sağ elinin verdiği sadakayı sol eli duymayacak şekilde gizli sadaka veren kimse,
7- Tenha yerde Allah’ı anarak gözleri yaşla dolup taşan kimse." (Buhari, Zekat 16, Rikak 24, Hudüd 19; Müslim, Zekat 91. 53)
*Hain olmayın, ihanet etmeyin, tuzak kurmayın. Çünkü Allah, hainlerin tuzağını başarıya ulaştırmaz. (Yusuf Suresi/52)
*İyi insan, aklına kötülük gelmeyen değildir. Aklına kötülük gelmesine rağmen, günahı ve kötülüğü işlemeyendir. Nefis ve heva kötülüğü emreder. (Yusuf Suresi/53)
*Derdinizi Allah'a şikayet edin, Allah'ı insanlara şikayet etmeyin!
-Hazreti Yakub Aleyhisselam çok sevdiği oğlunu, Yusuf'unu (a.s) kaybedip de üzüntüden gözlerine ak düştüğünde, bunalıp daraldığında, hüzün ve kederini yutkunan bir kimse haline geldiğinde, diğer oğulları şöyle dediler: "Sen böyle devam edersen, dermansız bir hastalığa tutulacak veya kendini helak edeceksin." O ise şöyle cevap veriyordu:
"...Ben hüznümü, kederimi ancak Allah'a şikayet ediyorum..." (Yusuf Suresi 86. Ayet)
*Umudun her zaman Allah olsun...
"...Allah'ın rahmetinden ümit kesmeyin. Çünkü kâfirler topluluğundan başkası Allah'ın rahmetinden ümit kesmez." (Yusuf Suresi/87)
-Bize düşen, derdimizi, üzüntümüzü Allah'a sunmak ve asla O'nun rahmetinden ümid kesmemektir...Herşeyin Hakimi ve sahibi olan Allah, bizlere istediğimizi ne zaman ve ne şekilde sunacaktır bilmiyoruz. İmtihan eden Allah'tır, edilen biziz...
Allah'a isyan ve şikayet, kırık bir el ile intikam almak gibidir. Acı ve hüznü daha da arttırır.
Sıkıntı ve musibeti Allah'a şikayet etmeli, derdini-içini, yaptığı dualarla O'na dökmeli. Yoksa Allah'ı insanlara şikayet eder gibi "Ben ne yaptım ki bunlar başıma geldi?" demek, faydasız olduğu gibi, aksine zararlıdır. İnsanın uğradığı sıkıntıyı da ikiye katlar.
Allah'a inanan bir kişiye, zor durumlarda yakışan tavır; güzel bir sabır ve tevekküldür. Ümidini kesmeden, pes etmeden, vazgeçmeyerek, Allah'a güvenini ifade ederek, dua ile O'na iltica edip, sığınmaktır.
-
Hayatta olanları uyarmak için gönderilen Kur’andan hayatımıza yönelik ilke ve düzenlemelerinden bir kısmını, Yusuf Suresindeki ayetlerden anladıklarımızı ve ayetlerin işaret ettiği hakikatleri ifade etmeye çalıştık. Allah-u Teala hepimize Kur’anı anlamayı, yaşamayı ve hesap gününde de Kur’an ahlakına sahip Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed Aleyhisselam ile beraber olmayı nasib etsin. Vahyin bereketinden istifade etmek dileğiyle Allah’a emanet olunuz…