Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

İNSANIN UFKUNU AÇAN, FERASET…

Bed­ret­tin Ke­leş­te­mur

Koronavirüs Salgını ile sıkı bir mücadele döneminden geçiyoruz

Bir söz vardır, “Depremle birlikte yaşamaya alışacağız!”

Aynı mealde, “Koronavirüsle birlikte yaşamaya alışacağız!”

Evlerimizde kendimizi sadece, ‘karantinaya almadık’

Bu beladan kendimizi nasıl koruyabiliriz?

Tıpkı, ‘Trafik Dersi’ misali dersler almaya başladık!

Günlük hayatımızda, ‘uygulamamız gereken kurallar’

Ecdat ne diyor, “Tedbir bizlerden takdir Allah’dan…”

Her birimizin günlük hayatta da kullandığı bir Hadis vardır;

“Müminin ferasetinden (üstün anlayışından) sakının,

Çünkü o, Allah’ın nuruyla bakar.”

O halde sözlükte feraset nedir; “Anlayış, sezgi, seziş”

Feraset,  “zihin uyanıklığı, bir şeyi çabukça anlayış kabiliyeti,

Bir insanın ahlakını, kabiliyetini yüzünden anlamak melekesi…”

Bu milletin ‘sağduyusu mükemmel…’

Merak etmeyiniz, “kendisini korumasını bilir’

Öyle sağlıklı kararlar alalım ki,

Yarın için aldığımız kararlar için, “keşke…” demeyelim!

Türkiye, ‘bayram sonrası…’ normalleşme sürecine girecek!

O sürece, ‘titizlikle, rikkatle…’ dikkat edeceğiz

İhtiyadı elimizden bırakmayacağız…

“Koronavirüs…” adlı illetten kendimizi koruyacağız!

Bu bir niyettir; ‘niyeti amele çevireceğiz’

Özellikle de, ‘kalabalıklardan ve kapalı alanlardan…’ kaçınacağız!

Sosyal mesafeye ihtiyatla, itinayla, isteyerek dikkat edeceğiz.

Kanuni’nin çok veciz ders alacağımız bir sözü vardır;

“Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi

Olmaya devlet cihânda bir nefes sıhhat gibi”

Öncelikle; “sağlık, esenlik, selamet çağrısı…”

Gün gelir, ‘bir nefes için’ dünyaları feda edersiniz!

Kanuni’yi dinlemeye ve anlamaya çalışalım;

“Ko bu ayş ü işreti çünkin fenadır âkıbet

Yâr-ı bâkî ister isen olmaya tâat gibi.”

(Bu eğlenceyi yeme içmeyi bırak, sonu kötüdür.

Eğer ebedi bir sevgili istiyorsan ibâdet gibisi yoktur)

Hayatı, ‘gezmeden, tozmadan, üç beş lakırdıdan’

Hülasa/ ibaret saymayalım…

Daha fazla düşünelim, ‘tefekkür dünyamız’ olsun!

Kıyamet Suresi 36 ayette şöyle buyrulur;

“İnsan kendisinin başıboş bırakılacağını mı sanır?”

Hayatı, ‘güzelleştireceğiz’

Hayatımıza, ‘gaye, ufuk, ideal boyasıyla’

Daha nitelikli, saha istikrarlı, yaşanabilir hale getireceğiz!

Gören gözler, ‘dünyayı cennete çevirebilir’

Tahrim Suresi 6. Ayette şöyle buyrulur;

“Ey iman edenler! Kendinizi ve ailenizi yakıtı,

İnsanlar ve taşlar olan ateşten koruyun!”

Hiçbir şey, ‘sebepsiz yaratılmamıştır’

Geliniz, “sebepleri, illetlere/ hastalıklara dönüştürmeyelim!”

Yunus Suresi 62. Ayette şöyle buyrulur;

“Şunu iyi bilin ki, Allah’ın dostlarına hiçbir korku yoktur

Ve onlar asla üzülmeyeceklerdir”

Güzel ahlak nedir; “O, Kur’an ahlakıdır…”

O ahlakla, “hayatımızı tanzim ve tahkim etmeliyiz…”

Gören gözler, ‘sevgiye, sevgiliye, merhamete’ açılan gözler.

O ümit var gözlerle, sözlerle, hallerle; ‘hayatı güzelleştirmek…’

 

ŞEHİRDEN KÖY DÖNÜŞ…

Günümüzde şehir kavramıyla ilk akla/ hafızalara gelen;

“Alabildiğine kalabalıklar…” anlaşılır oldu!

Şehirle birlikte, “Medeni, Münevver, Uygar!”

Gibi, ulvi hasletlerle bezenmiş kavramlardan uzaklaşmaya başladık!

Neredeyse, ‘doğallığımızı kaybetmeye…’ başladık!

Şehirde, ‘bağışıklık düzenimiz…’ zayıflamaya başladı!

Söz, ‘çığırından çıktı’

Söz/ sohbet; dün muhabbetti! İnsanı ısıtıyordu. “Kalbi latifti!”

Günümüzde, söz dedikoduya döndü; ‘kalbi ifsat’ oldu!

Artık, insanlar; “şehirlerden”  kalabalıklardan kaçmaya!

Daha doğal ortamlara; ‘Ata kucağı, köyüne…’ dönmeye başladı

Şartlar insanı, ‘israftan’ veya ‘lüks hayattan da’ kaçıracak!

Köyüyle, ‘toprağıyla kucaklaşmak’ tarihi tersine döndürür!

Bir söz var, ‘dilden dile dolaşır, durur’

Nedir o söz; “Her şey eskisi gibi olmayacak!”

Düşünelim, “bir virüs hayatınızı nasıl değiştiriyor!”

Biraz da, “ibreti âlem için dersler alalım!”

 

NEFSİMİZİ TEMİZE ÇIKARMAYALIM…

 “(Yusuf dedi ki : ) “Hâlbuki ki ben nefsim temize çıkarmıyorum.

Muhakkak ki nefis, daima kötülüğü emredicidir;

Ancak Rabbimin merhamet ettiği (koruduğu kimse) müstesna

Şüphesiz ki Rabbim Gafur (çok bağışlayandır)

Rahim (çok merhamet eden)’dir” (Yusuf, 53)

 

ALLAH’IN RAHMETİNDEN ÜMİT KESİLMEZ

“Ey oğullarım! (Haydi) gidin de Yusuf’la kardeşinden bir haber araştırın;

Hem Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin!

Çünkü kâfirler topluluğundan başkası,

Allah’ın rahmetinden ümidini kesmez” (Yusuf, 87)

 

 

Yazarın Diğer Yazıları