Ahmet KIZILKAYA

ŞİMDİ HESAP ZAMANI

Ahmet KIZILKAYA

Elazığspor, olağan dışı bir süreçten geçiyor. Geldiğimiz nokta itibariyle ders çıkaracak, hesap yapacak çok fazla durum var.

Çok değil 5-6 yıl önce bir kongre sürecinde, 8 milyon Türk Lirası  olduğu söylenen borcun kongre salonunda 21 milyon Türk Lirasına dönüştüğü günü hatırlayıp ders çıkarmak ve ona göre hesap yapmak durumundayız.

Süper lige çıkıldıktan sonra sayıları 100’ü geçen futbolcu transferi hovardalığının kuşkuyla karşıladığımız 21 milyon borcun da ötesine geçerek 55-60 milyon Türk Liralarına dönüştüğü günleri yeniden hatırlayıp ders çıkarmak ve hesap yapmak durumundayız.

55-60 milyon borcu olduğunu sandığımız, ama FIFA’da biriken ‘arızalı’ dosyalar yüzünden kapısına kul edilmek zorunda bırakıldığımız Avrupalı futbol kulüpleri ve menajerlerin kaprislerini düşünüp ders çıkarmak ve hesap yapmak durumundayız.

Gerçek borcun 100 milyon Türk Liraları civarında olduğunu öğrendiğimiz ve bu borç yüküyle ayakta kalmaya çalıştığımız süreçte şehir olarak yaşadığımız psikolojik travmayı düşünüp ders çıkarmak ve hesap yapmak durumundayız.

Toplam borç stokunu önemli ölçüde eritip, takımın ayakta kalması için gösterilen çabaları sportif başarı kriterini bir tarafta tutarak düşünmeli, bundan ders çıkarıp hesap yapmak durumundayız.

Sezona binbir umutla, yeni bir heyecanla başlayıp işler iyi giderken, bir tökezlemeyle tablonun nerelere geleceğini düşünüp ders çıkarmak ve hesap yapmak durumundayız.

Takımın ayrılan teknik direktörüyle, kulüp yöneticilerinin her ne sebeple olursa olsun futbol gerçeklerinin dışına çıkarak takımın kimyasının bozulmasına sebep olmalarını düşünüp bundan ders çıkarmak ve hesap yapmak durumundayız.

Sportif başarısızlığın adeta katmerlendiği bu süreçte, geçmiş deneyimi ile takıma katkı sunması beklenen Hüseyin Kalpar’ın hepimizi şaşırtan başarısızlığı, söylemleri ve tutarsız açıklamalarıyla beklentileri nasıl boşa çıkardığını düşünüp ders çıkarmak ve hesap yapmak durumundayız.

Spor kulüplerinde mali başarının, ya da harcama disiplinin önemli olduğunu, ancak bunların sportif başarılarla desteklenmediği sürece bir süre sonra unutulacağını ve taraftarın ve kamuoyunun ne yazık ki temel başarı kriterinin şampiyonluk veya benzeri başarılar olduğunu görmeli ve bundan ders çıkarmak ve hesap yapmak durumundayız.

Takıma yapılan transferlerin bazılarının futbol mantığı ve ligimizin gerçekleriyle örtüşmemesine ve türlü uyarılarımıza rağmen bazı yanlışların göz göre göre yapılmasının bize kaybettirdiklerini görüp ders çıkarmak ve hesap yapmak durumundayız.

Sezon başı planlamasıyla paralel gitmediği anlaşılan bugünkü sürecin, hangi planlama hatalarından ve yanlışlarından kaynaklandığını düşünmek, ders çıkarmak ve hesap yapmak durumundayız.

Ligin ikinci devresine yaklaştığımız bugünlerde vakit kaybetmeden, takımı yeni bir teknik heyete teslim ederek hiç değilse ligin ikinci devresini kurtarmak ve gidebileceğimiz yere kadar tüm olanakları ve şartları zorlamayı düşünmek ve bundan sonrası için hesap yapmak durumundayız.

İki iç saha maçını evinde arka arkaya kaybeden bir teknik direktörün, maç sonrası bizleri hayrete düşüren tutarsız demeçlerini delil kabul edip mevcut teknik heyetle yola devam edilemeyeceğini görmek, düşünmek ve hesap yapmak zorundayız.

Öfke kontrolü diye bir şeyin olduğunu, saha sonuçları ne olursa olsun duygularımızın önüne geçmek gibi bir sorumluluğumuzun olduğunu ve göstereceğimiz davranışların en başta yapan kişilere sonra bir camiaya en sonunda da koca bir şehre mal edileceğini bilmeli ve sakin kalabilmeliyiz.

 

HEPİMİZİN SUÇU VAR

Unutkan bir toplum olduğumuzu, sebep-sonuç ilişkisi kuramayan insanlar olduğumuzu bu ülkenin temel sorunlarından biri olan analitik düşünme becerisinden yoksun insanlar olduğumuzu kabul etmemiz gerek. Günlük düşünen, planlamayı hayatının hemen hiçbir devresinde sağlıklı uygulayamayan bir anlayışta olduğumuzu görmek lâzım. Bu gerçeğimiz, bizi sakin düşünmek, doğru yorumlamak ve sağlıklı kararlar almak noktasında hayli engelliyor. Kulüp yönetiminden, taraftara; teknik heyetten medya mensuplarına kadar hepimiz suçlu ve sorumluyuz. Güzelliklerde katkımız varsa, bugünkü can sıkıcı noktaya gelmemizde de hepimizin payı var.

Türkiye’nin yakından takip ettiği kulübümüzün, zorlu maratondaki mali ve sportif iyileştirmelerini daha güçlü bir şekilde devam ettirmek bizlerin elinde. Öncelikle sakin bir kafaya ve ortak akla ihtiyacımız var.

Sezon başı söylemlerimiz ne olursa olsun ligin ikinci devresi için yeniden bir planlama içine girmeli, takımın sportif ve mali hedeflerini revize etmeliyiz. Şampiyon olamamak, dünyanın sonu değil ama transfer politikasındaki devam edecek yanlışlar ve hatalar bu kulübün sonu olur ve mutlu sonla bitebilecek bir hikâye bir şehrin kâbusu olabilir.

Biraz sükûnet, biraz futbol aklı ve dayanışma ve ortak akıl bizi yeniden heyecan verici bir sürece taşır.  Bu fırsatı kaçırmayalım.

GAZETEMİZ HAKİMİYET 8 YAŞINDA

Hakimiyet Gazetesi bu yıl itibariyle 8. yaşına girmiş bulunuyor. Başta İmtiyaz Sahibi sayın Ahmet Toprak olmak üzere tüm gazete çalışanlarını kutluyor, büyük bir aile olarak nice 8 yıllara erişmeyi diliyorum.

Bir sonraki yazımda buluşmak dileğiyle sevgiyle ve huzurla kalın.

 

 

 

 

Yazarın Diğer Yazıları