Ahmet KIZILKAYA

DÜŞEN SADECE ELAZIĞSPOR MU ?

Ahmet KIZILKAYA

Bir takım küme düştüğünde aslında o şehir küme düşer yaklaşımına belli ölçüde katılırım. Zira günümüzde futbol sadece bir ayaktopu oyunu olmaktan çok öte bir anlam ifade etmekte. 

Özellikle endüstriyel futbol kavramının ortaya çıktığı yıllardan bu tarafa bu böyle. Futbolun bir sevdaya dönüştüğü Latin Amerika ve Akdeniz ülkelerinde futbol aslında bir sosyal dayanışma hatta sosyal kalkınma aracı. Bizim ülkemiz de bu kültürün dışında değil.

Dolayısıyla Elazığspor’un bir alt lige düştüğü bu sezon aslında şehir olarak çok şey kaybettik. Bunun yakıcı etkisi ilerleyen zamanlarda daha belirgin bir şekilde ortaya çıkacak.

Futbolun belli bir sistematiği ve işleyen bir çarkı var. Ona uygun hareket etmediğinizde sistem siz dışarıya atıyor ve o işleyen çarkın ve düzenin bir parçası olmanız uzun zaman alıyor. 

Malatyaspor, Kocaelispor, Erzurumspor, Vanspor, Diyarbakırspor, Sakaryaspor, Zonguldakspor, Orduspor gibi bir zamanlar üst liglerde yer alan takımların ya kapısına kilit vuruldu ya da amatör liglere kadar gittiler. Birkaçı ise yeni isimler ve yeni takımlarla  var olma mücadelesi veriyor. Bir adım atılmaz ve bir ‘doğru politika’ ortaya konmazsa bu tehlike Elazığspor için de uzak değil.

Alpaslan Öztürk attığı golle Göztepe’nin ligde kalmasını sağladı. Elmar Bjarnason ve Prince Segbefia Gazişehir Gaziantep FK ile Spor Toto Süper Lig’e yükseldiler. Berk Yıldız, Hamidou Traore Adana Demirspor ile süper ligin kapısını son ana kadar zorladılar, Ahmet Aras attığı golle Fatih Karagümrük takımının Spor Toto 1. Lig’e yükselmesinde pay sahibi oldu. Yine Türkiye Süper ligi’ne çıktığımız 2001-2002 sezonunda şampiyon takımın kaptanı olan eski teknik direktörümüz Mehmet Altıparmak da Gazişehir takımının başında şampiyonluk yaşadı.

Hatırlayalım bu futbolcular geçen sezon ve birkaç sezon önce Elazığspor takımının formasını ıslatan oyunculardı ve çoğu kariyerlerini Elazığ’da başlatıp geliştirmişlerdi. Bugün her biri farklı kulüplerde futbol düzenin bir parçası olarak sistemin içindeler. Ama Elazığspor için gidişat o kadar parlak ve garanti değil.

İyi futbolcular transfer etmek, iyi hocalarla anlaşmak sorunu çözmüyor. Önemli olan doğru bir futbol aklı ile iyi niyetli bir çaba ortaya koyup armanın hep yükseklerde kalmasını sağlamak.

Son yapılan mali kongrede kulübün borcunun 42 milyon civarında olduğu açıklandı. Bu borç, kulübün içinde bulunduğu mali tablo ve bu sezon hayli düşecek gelirler göz önünde tutulduğunda altından kolay kalkılabilecek bir meblağ değil.

Mevcut yönetimin de her ne kadar büyük bir iştahla göreve gelmiş olmalarına rağmen bugünkü tablonun altından kalkabilecek bir potansiyelleri yok. Zaten Kulüp Başkanı Selçuk Öztürk’ün Belediye Başkanı ile görüşüp projelerini anlatacaklarını beyan etmesi Elazığspor’un yine Belediye desteği olmadan yola devam edemeyeceğini gösteriyor.

Bu projeler nedir, Belediye Başkanı’nın bu projelere desteği olacak mı bilmiyoruz. Bütün bunlar camia açısından çok sıcak geçeceği anlaşılan önümüzdeki günlerde açıklığa kavuşacak elbet.

Ancak ne olacaksa olmalı ve her geçen saatin ve günün doğru değerlendirilmesi şart. Bu sessizlik ortamı hiç de hayra alamet değil. Bugün olmuş hâlâ kulüp binasının elektrikleri kesik, hâlâ sahaların çimleri sulanamıyor. Üstelik Elazığspor’un maçlarını nerde oynayacağı bile belli değil, şehirde standartlara uygun bir çim saha bile henüz oluşturulamamış gözüküyor.

Takımda kimler kalacak, kimler gidecek? Hiçbir şey belli değil.

Bugünden tezi yok Elazığ şehir olarak daha fazla can yakmadan ve canı yanmadan hamlelerini ortaya koymalı. 

Takımı kurtarıp yeniden ayakları üstünde duracak seviyeye getirmek için bir ortak akıl gerekiyor. Doğru bir politika gerekiyor. Aksi taktirde uzun zamandır şehrin gündemini işgal eden Elazığspor konusu bu yaz mevsimi boyunca da gündemden düşmeyecek ve çığlıkların ardı arkası kesilmeyecek.

Şayet farklı bir şey düşünülüyorsa, alternatif bir yaklaşım ortaya konulacaksa bu da kamuoyunun açık gündemi haline getirilmeli ve herkesin görüşüne sunulmalı.

Bütün bunlar yapılamaz, bir çıkış yolu bulunamazsa düşenin sadece Elazığspor Kulübü değil, topyekün Elazığ şehri olduğunun anlaşılması uzun sürmeyecektir.

Yaz tatili nedeniyle futbol yazılarıma ara veriyorum. Zaman zaman güncel ve edebi yazılarımla bu sütunlarda yeniden karşınızda olmaya çalışacağım.

Tekrar buluşuncaya kadar iyi tatiller diliyorum. 

Sevgiyle ve huzurla kalın.

Yazarın Diğer Yazıları