Yarınlardan Ümitliyim…
'Benden eyerimi isteyiniz vereyim, atımı isteyiniz vereyim
“Benden eyerimi isteyiniz vereyim, atımı isteyiniz vereyim. Fakat vatanımdan hiç kimse bir karış toprak istemesin veremem.” Mete Han
Metehan, Hun İmparatorluğu’nun kurucusu Teoman’ın oğludur. Tarihte Asya milletlerini tek çatı altında toplayan ilk hükümdardır. Çin Seddi'ni aşabilen ilk Türk hükümdar olan Metehan, hükümdarlığı süresince Büyük Okyanus’tan Hazar’a, Keşmir’den Kuzey Sibirya’ya kadar bütün Asya’nın hâkimi olmuştur. Bu yiğit evladın hayatına baktığımızda elbette başarıyı yakalamanın sürecini iyi kollamıştır. Bütün mesele inceliğe dikkat etmektir.
Tarihte çavuş oku adı verilen ıslıklı okun Metehan tarafından icat edildiği araştırma yaptığım bazı kaynaklarda yer almaktadır. Metehan’ın çocukluğundan beri oynadığı Hedefe Çevirme oyununun, onun tahta geçmesini sağladığı bazı Çin kaynaklarında anlatılmaktadır. Bu oyuna göre Metehan okunu bir yöne doğrulttuğunda, ordusundaki tüm okçular, hemen o hedefe doğru nişan alıp ateş ederler ve hedefi yok ederlermiş. Yine bir gün okunu en sevdiği atına çevirmiştir. Askerlerinden bazıları tereddüt etmiş ve oklarını Metehan’ın atının üzerine doğrultmamışlardır. Bunun üzerine Metehan hemen okunu tereddüt eden askerlerin üzerine doğrultmuştur. Bu nu gören diğer okçular hemen nişan alıp ateş ederek tereddüt eden diğer askerleri öldürmüşlerdir.
15 Temmuz’da Başkomutan Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın hedefe verdiği doğru talimat ve halkın bu hedefe yöneltmesi de takdire şayandır. Necip milletin bireyleri olarak, ülkenin birlik ve beraberliği hiçbir şeye değişilmesi mümkün değildir. O gün sokaklara inen halk aslında Başkomutana itaatini göstermiş ve doğru hedefi bertaraf etmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı terörle yıllardır mücadele etmenin ve beraberinde maalesef mağduriyetlerini de getirmiştir. Özellikle Doğu ve Güneydoğu’da gelişeme engel olmuş, istihdama yönelik halk topraklarını terk etmek zorunda kalmıştır. Topraklara hükmetmeye çalışan ahmak beyinlere en iyi dersi hükümet olarak bölgede sıcak çatışmaya girmiştir. Artık son safhalarını yaşanan terör bitleri yok olmaya mahkûmlardır. Dış örgütlü odakların desteğini alarak yaptığı eylemler sonuca varamayınca aynı dış örgütler 15 Temmuz’u bu necip milletin başına musdigerat etmeye çalışmışlardır. Akabinde terör eylemleri farklı manevralarla eylemler yapıp mahzun insanların arasına girmeye çalışmışlardır.
Bunların topyekûnuna güzel cevaplar üst üste gelmeye başlamıştır. 15 Temmuz’da hedefe doğru kilitlenen Başkomutan ve aziz halkı, "Fırat Kalkanı" harekâtıyla da dünyaya sesimizi yüksek perdeden duyurmaya başlamışızdır. En son gelinen nokta topyekûn temizliğin şart olduğudur. Belki gecikmiş bir durumdur diye eleştirebiliriz ama şunu iyi bilin ki; asıl tam zamanı…
Neden tam zamanı?
Çünkü birliktelik konusunda özellikle son zamanlarda kutuplaşma ve ayrışma konumuna sürüklenmiştik. Birileri bunu maalesef becerebilmişti. Bu zeminde yapılacak operasyonların başarı getireceğini sanmıyordum. 15 Temmuz aslında bir miladi tarihtir. Küllerinden yeniden bir araya geldiğimiz gündür. İşte bu gün siyasi ayrışmaların olmadığı, tek devlet ve tek millet sevdasıyla yanan 79 milyon bir araya gelmesi elbette tam zamanı dediğimiz bu operasyonların startı için en uygun andı.
Hülasa, bugün aslında kaybettiğimiz değil kazandığımız gündür. Kazanmaya devam etmek istiyorsak vatan için atan bu kalpleri daha da ön plana getirelim. Etrafımızda bu işe provoke edecek dangalaklara da prim vermeden, kendi içimizde ezelim. Devletimizin yanında olmaya devam edelim. Ben yarınlardan ümitliyim…