Yanlışı Kim Yapıyor?
Son öğretmen atamalarının ardından mülakatta düşük puan alarak KPSS'de yüksek sıralamalar yapan birçok öğretmen adayı atanamadı.
Sosyal medya paylaşımları yaparak isyan eden mülakat mağdurları seslerini duyurmaya çalıştı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, atanamayan öğrencileri genel merkezde ağırlayarak Milli Eğitim Bakanlığı'na gideceğini ve randevu istediğini duyurdu.
Daha önce TÜİK ve Merkez Bankası'na yönelik aynı girişimlerde bulunan Kılıçdaroğlu'na Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer’den cevap geldi.
Bakan Özer, "Bakanlığımızın kapıları herkese açık. Kamuoyunu yanlış yönlendirerek maksadını aşan, emrivaki şekilde yapılacak görüşme talebini karşılamamız beklenmesin." ifadelerine yer verdi.
Kılıçdaroğlu, önceden açıkladığı gibi saat 13.00’da bakanlık binasına geldi ama içeri alınmadı.
İçeri alınmayan Kılıçdaroğlu, "Bir haksızlık ve hukuksuzluk varsa bir kişinin hakkı gasp ediliyorsa ve bu gasp edilme saray talimatıyla yapılıyorsa buna karşı çıkmak benim en insani görevim. Nerede torpil oluyorsa buna karşı çıkmak benim boynumun borcu. Dün bir feryadı dile getirdim. KPSS sınavında 80 puan alan, 95 puan alan evlatlarımızın sözlü mülakatta elendiğini gördüm. Yazık, günah... Bu ülkeye bu memlekete, gencecik evlatlarımıza yazıktır. Daha düne kadar +3/-3 şeklinde puan verilecektir uygulaması neden terk edildi. Büyük haksızlık var.” dedi.
Kılıçdaroğlu’nun gündeme getirdiği konu hemen herkesin yakındığı ve şikayet ettiği bir konu. Yıllarca KPSS sınavına çalışan ve 90’ın üzerinde bir puan alan gencimiz, mülakatta verilen 50 puanla eleniyor.
Yazılı sınavda 90 ve üzeri puan alan bir gencin, mülakatta 50 alması çok objektif durmuyor bu bir…
Bakanlığın, Kılıçdaroğlu’nun usulü çerçevesinde talep edilen bir randevusu varsa buna dönmek ve cevap vermek zorunda idi iki…
Kılıçdaroğlu; mülakatta, gencin yazılı sınavda aldığı puanın ancak 3 puan altı ve üstü verilebilir Danıştay kararından söz ederken Bakanlık böyle bir Danıştay kararı yok diyor. Kılıçdaroğlu’nun söz ettiği bu Danıştay kararını, tarih ve sayısıyla birlikte basına açıklaması gerekiyordu üç…
Bakanlık, Kılıçdaroğlu’na randevu verip, mülakatta sistemi, sorulan sorular, bu mülakatta hassas olunan konular, MİT raporları, güvenlik soruşturması gibi belgelerin de komisyona geldiğini ifade edebilirdi dört…
Kılıçdaroğlu, TÜİK; Merkez Bankası ve son olarak MEB’e yürüme atraksiyonları; siyaseti kürsüde ve sandıkta yapmak yerine sokakta yapmak ve geçtiğimiz günlerde bir PKK yetkilisinin kandilden verdiği “sokağı hareketlendirin” emir ve talimatının bir yansıması mıdır bu beş.
Tüm bunlar da gösteriyor ki herkes önce kendine ve yaptıklarına bir bakmalı. Varsa bir haksızlık ve yanlışlık, bunun meclis önergesi, gurup toplantılarında dile getirmek yerine, sokağa taşımak, olası karşı müdahaleler açısından tehlikeli bir tırmanışa evrilebilir.
Türkiye’nin gençlerini ve onların haklarını korumak, Kılıçdaroğlu’ndan önce halkın yüzde 53 oyunu alan ve gençleri çok seven Cumhurbaşkanı Erdoğan’a düşer ki mülakat konusunda önümüzdeki günlerde bir düzenleme yapılacağına dair halkın beklentisi oldukça yüksek.