Yakınlığın getirdiği uzaklık
Günümüzde hemen herkes şairin de ifade ettiği gibi fazla yakınlığın getirdiği uzaklığı yaşıyor. Çok yakınsınız, aynı çatı altında, aynı kurumda, aynı sosyal, kültürel ve siyasi katmanda çok yakınsınız fakat bu yakınlığın da getirdiği bir uzaklığı dibine kadar yaşıyorsunuz.
“Yakınlık” kavramını; dilde, fikirde, aynı sanat ve müzik zevkinde ve hayat görüşünde ele almak yanında fiziki yakınlık olarak da değerlendirmek mümkün.
İnsanlar artık fiziken yakın olsa dahi ruhen, zevken, hissen ve görüş olarak kıtalar arası bir uzaklık yaşayabiliyor. Ve yine uzak da olsa çok görüşemese de aynı şeyleri düşünmek, aynı şeylerden zevk almak ya da acı çekmek adına yakın da olabilmeyi başarabiliyorlar.
Ferdi ve hedonist yaşam, insanları ortak şeylerden mutlu olma ve zevk almadan uzaklaştırdı. Herkes kendi dünyasında ve diyarında kendisini mutlu mesut addediyor lakin günün sonunda yapayalnız olduğu gerçeğini kalbine, ruhuna ve özellikle aklına dahi anlatamıyor