YILIN İLK YARISI

  Yılın ilk yarısını geride bıraktık

YILIN İLK YARISI
TAKİP ET Google News ile Takip Et

  Yılın ilk yarısını geride bıraktık. Ardıma şöyle bir dönüp bakasım bile gelmiyor. Bu günlerde nedense daha çok geleceği merak ediyorum. Geleceğin hem ülkemize hem Elazığ’a güzel şeyler kazandırmasını temenni ediyorum. Zaman her şeyin ilacıdır derler ya… Umarım zaman bütün sorunları çözer de biran önce huzura kavuşuruz.

  Yılın ikinci yarısının hemen başlarında önemli değişiklikler yaşamaya başladık. Bu değişikliklerden en önemlisi de sanırım dış politikamızdaki değişiklik. Dış politikada düşmandan çok dost kazanmaya yönelik bu politika ülkemizde yaşayan birçok vatandaşın da takdirini kazanmış gibi görünüyor. Olması gereken de buydu. Dostumuzu düşmanımızı yeniden belirlemenin zamanı gelmişti. Ancak yüzümüzün hala Batı’ya dönük olması beni rahatsız ediyor. Eğer Ortadoğu’nun lideri olmak istiyorsak bu siyasetten sıyrılmamız gerekiyor. Tamam, dost kazanalım ama her fırsatta ikircikli siyaset yürüten ve teröre dolaylı yoldan da olsa destek ve taviz veren Batı’ya artık somut tepkilerimizi gösterelim. Teröriste dost olanlardan bir fayda gelmesini beklemiyorum.

***

  İkinci önemli değişiklik ise ekonomide yaşanıyor. Başbakan’ın ekonomide kalkınma öncelikli bir politika yürütüleceği mesajı büyük önem arz ediyor. Zaten yaşadığımız temel sorunların kaynağını ekonomi oluşturuyor. Kalkınmış bir Türkiye, başta terör olmak üzere tüm sorunlara darbe vuracaktır. Yatırımı ve kalkınmayı esas alan bu politika özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu’nun cevherini ortaya çıkaracaktır.

***

  Eğitim… Bütün uğraşlara rağmen hala bizi muasır medeniyetler seviyesine çıkaracak bir eğitim sistemini elde etmiş değiliz. Parça parça çözüm üretmek yerine bundan kastım; bir yandan Doğu ve Güneydoğu’daki öğretmenlerin kalıcılığını sağlama ve tüm Türkiye’deki öğretmen açığını kapatma, müfredatın sadeleştirilmesi, medya okur-yazarlığı, kodlama gibi derslerin müfredata eklenmesi çalışmaları, Fatih Projesi vb. düzenlemelerin yapılması yerine eğitim sisteminin tamamını ele alan ve kalıcı olacak “Milli ve Yerli” bir eğitim sisteminin oluşturulması faydalı olacaktır.

***

  Suriyelilere vatandaşlık… Ayağımızı yorganımıza göre uzatmamız gerekiyor derim ben. Oldubittiye getirilerek bu iş olmaz. Önce bir kendimize dönüp bakalım! Biz kendi vasıflı vatandaşlarımızdan yeterli düzeyde faydalanabiliyor muyuz? Diye soralım. Önce işsiz gencimize, kara kara düşünen esnafımıza, üretimden kâr etmeyen çiftçimize, üniversite mezunu işsizlerimize, tüm vatandaşlarımıza en iyi şartları sunalım! Sonra zaten kimse bu duruma karşı çıkmayacaktır.

***

  Gelelim Elazığ’a... Büyük bir sorumluluk alıp elinden geleni yapan Elazığ, hala hak ettiğini almış değil. Huzur Şehri’nin Ensar vatandaşları nedense hak ettiği değeri göremiyor. Ancak bu şehir %67’yi unutmadı. Hesabını muhakkak ki soracaktır. Yılın ikinci yarısının başlamasına rağmen hala bir gol sesi gelmiş değil. Ama şöyle bir gerçeklik de var ki golü atan bürokrat, milletvekili, siyasetçi… Kim olursa olsun kazanacaktır. Özellikle ilimize yatırım çekme konusunda acilen bir gol atmamız gerekiyor. 

***

  Son günlerin modası; Pokemon Go… 90’lı yılların en sevilen çizgi filmlerinden biri olan Pokemon, günümüz şartlarına uyarlanarak yeniden kullanıma sunuldu. Üstelik bu kez bir sanal gerçeklik oyunu olarak! Ülkemizin tarihine küçük bir çocuğun ölümüne neden olarak kazınan bu çizgi dizi yeniden insanların kullanımında... Boş zamanları hedef alan bu tür uygulamaların sık kullanılmasının en büyük nedenlerinden biri az da olsa günlük hayatın yoğun temposundan kurtulmak. Biz boş zamanlarımızı böyle boş şeylerle harcarken oyunu yapan firma Türkiye’deki en büyük şirketleri 3 gün gibi kısa bir sürede sollamayı başardı. İkinci yarıda yediğimiz bir gol bu bence. Özellikle çocuklarımızı bu tür uygulamalardan korumamız gerekiyor. İkinci bir Pokemon Vakası’nın yaşanmasını hiçbirimiz istemeyiz.