Vatandaşla İnatlaşılmaz
24 Ocak depreminden sonra halkımızın da milletvekillerimizin de birinci gündemi yapılan çalışmalar oluyor.
Elazığ’ın deprem sonrasında yapılan çalışmalarla çok daha yaşanabilir ve güvenli bir kent olacağını aktaran AK Parti Elazığ Milletvekili Sermin Balık, “Türkiye’de daha önce hiç görülmemiş muazzam bir dönüşüm oldu. 8 binin üzerinde ev teslim edildi, yeni kuralarımız çekildi. Kendi yerinde dönüşen evlerimizin bir kısmının teslimi yapıldı. İnsanlarımız sıcak ve güvenli evlerine ulaştı.
Bizim gayemiz ebetteki insanları biran önce rahat ve huzurlu evlerine kavuşturabilmek" demiş.
Sayın vekilimizin bu düşünceleri elbette önemli ve doğru. Gerçekten de bir yıl içerisinde ciddi kaynaklar aktarılarak önemli çalışmalar yapıldı.
Niyetin hayr olması ve bu niyetle işe koyulması irade ve güzelliği, sonuçları itibarı ile akıbeti pek de hayr getirmedi.
Yapılan konutlar belki dıştan görüntü ve blokların dizaynı ile mükemmeldi ama bu konutların kendileri için yapıldığı vatandaşları çok da memnun edemedi.
Gönül isterdi ki sayın vekilin bu güzel duygu ve düşünceleri hak sahipleri tarafından da ifade ve itiraf edilseydi de herkes bu mutluluğu yaşayabilseydi.
Memnun olanlar yok değil mi, elbette çok. Sorunlu ve riskli evlerden güvenli evlere geçmenin mutluluğu az bir olay değil. Ancak bu kadar para harcanırken vatandaş memnuniyeti neden es geçilir, onların istek ve talepleri neden göz ardı edildi, bunun önüne geçmek amacıyla neden bir yapı oluşturulamadı da süreç yönetilemedi anlayabilmiş değiliz.
Milletvekillerimiz fotoğrafı, bütünü ile görüp buna göre değerlendirme yaptıkları için vatandaşın da mutlu ve mesut olduğunu düşünmüş olabilirler. Ancak önemli bir çoğunluk, kamu kurumlarının yaptıkları hatalar, basit ön almalarla çözümlenebilecek konulardaki duyarsızlıklar sebebiyle her fırsatta tepkilerini ortaya koyuyorlar.
Halkın bu tepkilerini her fırsatta ve ortamda dile getirdiklerini gördükleri halde sürekli büyük bir başarıdan söz ederek yanlışların halı altına süpürülmesi gayretleri hem siyasete hem de siyasetçiye güveni azaltıyor.
Siyasilerimiz sadece hizmetlerden memnuniyet duyan hemşerilerimiz değil, tepkilerini de ortaya koyan hemşerilerimizin de milletvekilleridir. Onları yok saymak ve görmezden gelmek seçilmiş bir siyasiye yakışmaz.
Yapılanlarla birlikte eksiklikleri de yerine getirmek ve bunların çözümü için gayret göstermek daha doğru bir yaklaşım olacak ve güzelliklerin takdir edilmesini de getirecektir.
Vatandaşın elinin tersi kötü ve yamandır. Halkla inatlaşılmaz. Destek verdiği, güvendiği ve kendi hakkını savunması için güvendiği siyasilerin eleştiri ve tepkilerini görmezden gelenlerine kayıtsız kalmaz ve zamanı gelince Turgut Özal’a da yaptığı gibi kantarın topuzunun ayarını bozar ve hesapları alt üst edecek şekilde kendini yok sayanları yok sayar.