VATANDAŞ DİYOR Kİ…

       24 Ocak'ta yaşanan 6.8 şiddetindeki depremin ardından devletimiz ilk dakikalardan itibaren vatandaşının yanında oldu ve en üst seviyede katkılarını sundular. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ilgisi en üst seviyede oldu ve üç bakana verdiği talimatlarla yaraların en kısa sürede sarılması yönünde talimatlar verdi.

ŞEHRİMİZE KARŞI SORUMLUYUZ

Takip ve birçok okurumuz ve yöneticimizin takdir ettiği gibi Hakimiyet Gazetesi olarak sadece ajans haberlerini yayınlayarak malumun ilamı mantığıyla bir gazetecilik de yapmıyoruz. Elbette ki depremle ilgili her gelişme, her açıklama ya da depremde oluşan insan hikâyelerini sayfalarımıza alıyoruz. Ancak gazetecilik sorumluluğumuzun burada bitmediğine inanıyoruz.

Böylesine şehrin genelini ve on binleri etkileyen bir doğal afet esnasında ve sonrasında verilen hizmetlerde aksayan ya da geciken münferit bir olaydan hareketle hamaset de yapmak istemiyoruz.

Bizim gazeteciliğimizin temelinde, sorunun bir parçası olma ya da varsa bir sorun onun yaygarasını yapmak yerine yetkilileri uyarmak ve o hengâme içerisinde göremedikleri ya da ıskaladıkları hususlarda yardımcı olmak ve yöneticilerimize bu konuda destek sunmak ilkesi vardır.

ÖNCELİKLE MİNNETDARIZ

Depremin hemen ardından devleti ve tüm kurumlarını yanında gören Elazığ halkı bir hakkı teslim ederek tüm yetkililere teşekkür ediyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, geçen süre içerisinde depremzedeleri ziyaret  eden tüm bakanlar, tüm siyasi parti genel başkanları, tüm milletvekilleri, belediye başkanları, sendika başkanları, sivil toplum kuruluşlarına teşekkür ediyor.

Afet koordinasyon merkezinde bakanlarla birlikte 7/24 çalışan, bu süre içerisinde uyku yüzü göremeyen Elazığ Valisi Çetin Oktay Kaldırım, Belediye Başkanı Şahin Şerifoğulları, Milletvekilleri, ETSO Başkanı Asilhan Arslan ve diğer kamu kuruluşlarına teşekkür ediyor.

Yine halkımız depremde çöken binaların enkazı altından insanlarımızı çıkartan AFAD, AKUT, JAK, ülkenin birçok ilinden gelen ve arama kurtarma çalışması yapan itfaiye ve diğer kurum personellerine teşekkür ediyor.

Yine ülkenin dört bir köşesinden her türlü yardımı gönderen  ve bu soğuk günlerde kendilerine ses ve nefes olan tüm milletimize teşekkür ediyor.

Yardımların AFAD deposundan alınarak gerekli yerlere ulaştırılmasında beden işçisi olarak çalışan tüm STK başkanları ile üyelerine teşekkür ediyor.

Yine özellikle çocuklarda depremin psikolojik etkisini gidermek için çalışma yapan Milli Eğitim Müdürlüğü ile Elazığ Belediyesi ADEM ve Tiyatro Birimine teşekkür ediyor.

TALEPLER NE?

Elazığ insanı, deprem dolayısıyla acılarının en aza indirilmesi için çalışan tüm birim ve insanlara teşekkür ederken neler istediğini de ifade ediyor.

Hakimiyet Gazetesi olarak depremin en çok vurduğu mahallelerden başlayarak halkın içine girdik ve ne istediklerini sorduk.

İşte halkımızın talepleri:

1-            Elazığ’ın afet bölgesine alınıp alınmama tartışmasının bir an önce son bulmasını istiyor. Benzer afetlerde uygulanan afet bölgesi uygulamasının Elazığ’a da uygulanmasını talep eden Elazığlılar, bu konuda Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan bir adım atmasını bekliyorlar.

2-            Afet bölgesi kapsamına alınması söz konusu olmadığında ise vatandaş özellikle 2000 yılı öncesi yapılara sahip kat malikleri, kendilerine verilen hasarsız, az hasarlı, hasarlı ya da çok hasarsız belgeleri karşısında devletin nasıl bir katkı sağlayacağını net olarak bilmek istiyor.

3-            Vatandaş bu konuda evlerin hasar durumuna ve metrekaresine göre bir destek verilmesini bekliyor. Örneğin çok hasarlı bir eve metrekare bazında yapılacak 200 TL’lik bir destek, hasarlı belgesi verilen bir eve metrekaresine göre 150 TL, az hasarlı bir eve 100 TL, hasarsız belgesi verilmesine rağmen 2000 yılı öncesinde yapılan her bir eve de metrekaresine 50 TL’lik bir destek bekliyor.

4-            Bu destekle 100 metrekarelik bir ağır hasarlı eve 20 bin, hasarlı eve 15 bin, az hasarlı eve 10 bin, hasarsız ama 2000 yılı öncesi yapılan 100 metrekarelik eve 5 bin TL’lik bir destek bekliyor.

5-            Bu konuda devletin vakit geçirmeden atacağı bir adımdan sonra depremde evleri hasar gören hemşerilerimiz önlerini daha net görecek, bu konuda diğer kurumların, bankaların, KOSGEB ve diğer kurumlarımdan alacakları kaynakla birlikte ve devletin vereceği desteğinde cesaretiyle evlerinin yeniden yıkılıp yapılması konusunda müteahhitlerle görüşmelere başlayacak.

6-            Devletin vatandaşa yapacağı bu destek ilk etapta çok gibi görülse de ilerde yaşanacak depremlerde artık böylesine bir afet oluşmayacağı için hem can hem de mal kaybı yaşanmayacak ve devletin bütçesinden bu tür afetler için yeni bir kaynak harcanmasına da gerek kalmayacak.

7-            Halkımız, yıkılarak kentsel dönüşüm bağlamında yenilenecek binaların bulunduğu arsanın ada bazındaki imar durumu hakkında da  bilgilenmek istiyor. Geçtiğimiz  hafta yaşanan depremlerin yıkıcılığını gidermek amacıyla hazırlanan ve mevcut bitişik nizamdan blok nizamına geçilen, vatandaşın pazarlık gücünü artırmak için imar rantı artırılan, cadde ve sokakların 10 metre genişlemesini öngören imar revize planının uzmanlar tarafından iyi anlatılmasını istiyor.

8-            Hasar kayıt dereci ne olursa olsun ya da hasarsız  belgesi verilsin vatandaşlar 2000 yılı öncesi yapılan binalara asla girmek istemiyor. Kendisi gitmek istese bile diğer bina sakinlerinin gelmemesi psikolojik bir etki yaratıyor ve tamamen  çaresiz  bir durum yaşanıyor.

9-            Yüksek bina fobisinin uzmanlarca bertaraf edilmesini istiyor. Tekniğine ve usulüne uygun yapıldığı takdirde 60-70 katlı binalarda hiç bir sorun olmadığını, ilimizde geçtiğimiz yıllarda yapılan 28 katlı bina başta olmak üzere çok sayıdaki çok katlı binada herhangi bir sorun olmadığını, dolayısıyla blok sistemiyle inşa edilecek 10 ve 12 katlı binalar ile kat maliklerine çok yük olunmadan inşa edilecek hem de mahallelerimize yeni bir çehre kazandırılmış olacak.

AKSAKLIKLAR NE?

Vatandaşlar devletten bekledikleri yanında şu an devam eden çalışmalar hakkında da değerlendirmelerde bulundular. Yapılan çalışmalarla birlikte hasarlı evlerin akıbetinin ne olacağı konusunda yeterli bilgi akışının olmadığını ifade eden vatandaşlar, Malatya’da çalışma yapan ekiplere nazaran Elazığ’da görev yapan uzmanların hasar kaydı konusunda 2000 yılı öncesi yapılarda daha duyarlı ve vatandaş lehine kararlar vermesi gerektiğini belirtiyorlar.

Yardımların dağıtılması konusunda bir gayret ve heyecan göründüğünü ama çok sistemsiz yapıldığı için dengeli ve planlama yapılamadığını ifade ediyorlar. Şehrin yardım konusunda bölgelere ayrılması gerektiğini her bir ekibe o bölgede çalışma yetkisi verilmesi gerektiğini ifade eden vatandaşa, bu haliyle bir ekibin şehrin her bir köşesine yetişme gayretinin hem zaman kaybı  hem de yardımı bekleyen insanlarda mağduriyet oluşturduğunu belirtiyorlar.