Var Saymak Yeterli…
Dün 8 Mart Kadınlar Günü'ydü. Ankara'da ve tüm illerde bu güne özel programlar yapıldı. Seçim öncesine denk gelmesi dolayısıyla adaylar kadınlarımıza karanfil hediye edip günlerini kutladılar.
Yerel yönetimler de kadınlara özel programlar düzenlediler. Kadınların günlük hayattaki başarıları, eğitim, sağlık ve ekonomiye katkıları üzerinde özel ve güzel cümleler kurdular.
Medeniyetimizin kadına verdiği öneme ve dinimizin kadını tuttuğu müstesna mevkilere vurgu yapıldı.
Bunların hepsi güzel ve doğru davranışlar. Ancak tüm bu söz ve vurgulara rağmen erkeklerden kaynaklı fiziki, psikolojik, duygusal şiddet devam ediyor. Hem de kadına en çok değer verdiğini söyleyen eğitimli kesimlerce.
Kadınların onca fedakârlıklarına ve çırpınışlarına rağmen, erkeklerin sorumsuz davranışları, aile içinde kadını yok saymaları, onlarla sağlıklı ve nitelikli iletişim kuramamaları sebebiyle ciddi sorunlar yaşanıyor. Sosyal medyaya veya futbol maçlarını izlemeye ayırdığı zamanın binde birini eşine ve çocuklarına ayırmayan nevzuhur babalar türedi günümüzde.
Bu ilgisizlik ve duyarsızlık karşısında, diğer taraftan da mütekabiliyet gereği aynı tavır zorunlu olarak geliyor ve iletişim tümüyle kopuyor. Oysa kadınların bekledikleri çok şey değil. Biraz güne ve gündeme dair konuşmak, biraz kritik yapmak ve biraz da şahsi problemleri konuşmak yeterli. Ve bunun da süresi çok uzun değil.
Yemeği birlikte yemek ve sohbet etmek bile bu ihtiyacı giderecekken, aile bireylerini bir masada bulmak da genelde mümkün olmuyor. Söylememiz o ki kadınları, 8 Martta sözde ve törenlerde yüceltip akşamında asık suratla çekirdek çitleyip dizi izlemekle olmuyor bu işler.
Biraz ruha dokunmak, biraz var saymak, biraz görmek ve biraz anlamaya çalışmak yeterli…